© Araklı Arı Haber 2023

Araklı Konakönü Mescidini Mehmet Akif Bal Hocaya Sorduk

Araklı Konakönü Mescidini Mehmet Akif Bal Hocaya Sorduk

ARAKLI KONAKÖNÜ MESCİDİNİ MEHMET AKİF BAL HOCAYA SORDUK

Son günlerde Araklı Konakönü’ndeki tarihi mescidin geçmişine dair bazı görüşler ileri sürülmektedir. Bu görüşlere göre tarihi Konakönü Camii bir kiliseden dönüştürülmüştür. Konuyu, Araklı tarihi ve kültürü üzerine kitapları olan Gazi Üniversitesi öğretim görevlisi tarihçi

Mehmet Akif Bal’a sorduk.

Bal hocadan aldığımız cevapları sizlerle paylaşıyoruz: “Asfalt yoldan Konakönü koyuna inerken, tarihi Araklı Kaymakamlık Konağının karşısında ve hemen sağda bulunan tamamen taş bir yapı özelliği taşıyan tarihi Konakönü Mescidi, araştırmalarıma göre kiliseden dönme bir yapı değil. Mescide yönelik yaptığım araştırmalar sırasında Konakönü'ndeki eski mescidin tarihini ve mimarisini ifade edebilecek bir iki ipucuna rastlamıştım. Öncelikle o ipuçlarını paylaşmak isterim. Bu İpuçlarından biri, mescidin kıblesidir. Kıble, camiye ana kapısından girince hemen karşıda yani mihrap kısmına bakıyor.

Camilerimizin kıblesi bilindiği üzere genellikle hemen ana kapının karşısında yer alırlar. Bir kilise yapısının ibadet yönü ise daha çok doğudur. Başka bir ifadeyle, Hristiyanlar için kiliselerde kutsal yön güneşin doğduğu doğu yönüdür.  Konakönü’ndeki eski caminin kıble yönünde bir duruşu var ve kıblesi de hemen üst tarafındaki büyük cami ile aynı yöne bakıyor. Yani yapının kuruluşu kıble yönünde. İkinci ipucu, tarihi kapısındaki Süleyman mührüdür. Bu mühür genellikle cami mimarisinde gördüğüm bir işarettir. Kuvveti, kudreti ve inançtaki samimiyeti ifade eder. Bu mühür, sadece Ortaçağ kilise yapılarında pek rastlanan bir simge olup son dönem kiliselerinde rastlanan bir sembol değildir.

Caminin genel mimari formuna yani kapısına, pencerelerine bakıldığında da bir kilise formundan çok cami formunun ağırlığı kendisini hissettirir. Minaresinin olmayışı ise bu yapının camiden öte bir mescit olduğunu ifade eder. Cami girişindeki sütunlar, pencere formu ve taş özelliği, Kalecik Camii ve Araklı Hacı Hasan Camii formuna çok benzer. Verdiğim ipuçları yanında dikkat edilmesi gereken en önemli husus şudur: Yapının bulunduğu yer yani Konakönü mevkii, 1834'de Araklı'nın Sürmene'nin idari merkezi olmasıyla canlanan bir bölge. Konakönü'ndeki yoğun yapılaşmanın da bu tarihten sonra olduğunu biliyorum. Bu doğrultuda, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü arşivlerinde bulunan eski eser fişinde bu mescidin yapım tarihi 1884 olarak geçmektedir.

Caminin mihrabının ilçe merkezinde yer alan ve 1860’da yapılan Hacı Hasan Camii’nin mihrabıyla benzer özelliklerde olması, Konakönü’ndeki bu yapının yöredeki benzer tarihlerde yapılan mescitlerden biri olduğu bilgisini doğrular niteliktedir. Bu durumda Konakönü Mescidi bir kilise yapısı olmamaktadır. Araklı Konakönü’nün Sürmene Hükümet Merkezi yapıldığı dönemde mevkideki dini ihtiyacı gideren bir ibadethane olduğu anlaşılmaktadır. Bu konu vesilesiyle şunu da belirtmekte fayda var. Yapılış şekli ister kilise olsun ister cami olsun. Topraklarımızda olan tüm tarihi mimari bize aittir. Tapusu bizdedir. Bizim kim olduğumuz da, istikametimiz de bellidir. Olaya böyle bakmak ve tarihi yapıları ayrıştırmamak lazım gelir. Diğer taraftan, tarihi mimari ve tarihi olaylar hakkında muhakkak belge ve bilgiyle konuşmak gerekir. Hiç değilse bir bilene sormak en doğrusudur.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER