Araklılı Müdür Fahrettin Çebi Çaykur\'un Yüz Akı!
ARAKLI‘’Marifet iltifata tabidir” derler ya, biz iltifat etmeyeceğiz yalnız hakkını teslim edeceğiz. Genellikle hantal olarak tanımlanan devlet kurumlarının çalışmaları gerçekten hala istenilen verimliliğe ve pratikliğe ulaşmamıştır.
Bu yüzden çoğu özelleştirilen “iktisadi devlet teşekkülleri” Cumhuriyetin ilk yıllarında esas olarak üretim öncelikli ve istihdam amaçlı kurulup çalıştırılırken, ilerleyen yıllarda bu kurumlar daha çok siyasal iktidarların kadrolarının doldurulduğu işletmeler şekline dönüştürüldü! Sonunda da ne ilginçtir ki; bu kurumlar zarar ediyor diye bedavadan bir bir elden çıkarıldılar ve de o güzelim niyet ve hedefler heder oldu.
Her şeye rağmen bu yanlış uygulamalara direnen az sayıda da olsa “Kamu İktisadi Teşekkülleri” hala varlıklarını devam ettirebilmektedirler. Bunların en önemlilerinden biri de bölgemizde faaliyette bulunan ÇAY-KUR Çay fabrikalarıdır.
Sayıları 50 civarında olan bu fabrikaların ayakta durmasındaki en önemli sebep bölge halkının duyarlılığı ve bazı fabrika müdürlerinin örnek alınacak ve alkışlanacak “özel sektör mantığı” ile fabrikalarını işletme başarısı ve becerisidir.
Fahrettin Çebi işte bu örnek fabrika müdürlerinden biridir. 1983 yılında Sabuncular Çay Fabrikasında, Ziraat Yüksek Mühendisi olarak göreve başladı.
Sırasıyla; Bölümlü, Hayrat, Eskipazar, Of, Arhavi, Sürmene çay fabrikası ile halen çalışmakta olduğu Araklı çay fabrikalarında müdür olarak çalışmaktadır. Çalıştığı bütün çay fabrikalarını öncelikle ve özellikle özel sektör mantığına göre ve hatta çoğu kez onu da ileriye geçen bir anlayışla fiziki bir yenilemeye tabi tuttu.
Bunu yaparken ÇAY-KUR Genel Müdürlüğünün imkânlarını zorladığı kadar, kendi sosyal çevresinin de üst düzey ekonomik katkılarını sağlayarak çalıştığı fabrikaları çalışanların ve kamuoyunun takdir ettiği mükemmelliklerde fiziki tadilatlara tabi tuttu.
Eskinin; yağ kokusundan girilemeyen işçi yemekhanelerini, akarlarının arızasından dolayı kullanılamayan lavabolarını, kirli-paslı tabelaları, kırık sandalyelerden oluşan idari büroları, yanmayan kalorifer kazanları ve kurumdan dolduğu için çekmeyen fabrika bacalarını, camları kırık olduğu için oturulamayan bekçi kulübelerini ve fabrikaların “yolgeçen hanına dönüşen” ihata duvarlarına kadar, çalıştığı müesseseleri çağdaş anlamda mükemmelen yeniden inşa etti.
Gelen misafirlerini; lambası kırık, prizi sökük müdür odalarında değil, kendi mühendislik kültürü ile projelendirip yaptırdığı, devlete yakışır, bölge mimarisine uygun sosyal mekânlarda ağırladı.
Gelenin memnun, uğurlayanın mutlu olduğu, çiçek bahçeleri ile güzelleştirilmiş ortamları oluşturmanın yanında Fahrettin Çebi; insan ilişkilerini de, mükemmel şekilde yönetmeyi başaran değerli bir bürokrat olarak gönüllerde iz bırakmıştır.
Bölge insanının, işe girene kadar çok saygılı ve alttan alan, ancak işe girdikten sonra kabadayılaşan tavırlarını, babacan tutumları ile çok iyi yöneten Fahrettin Çebi, tabiri caizse “boyunu aşan başarıların” sembolü efsane bir isim olmuştur ÇAY-KUR camiasında.
Dileğimiz odur ki, kolay yetişmeyen bu tür; yenilikçi olduğu kadar gelenekçi, idealist olduğu kadar çağdaş, babacan olduğu kadar saygılı ve devleti temsil etme bilgi, beceri, görgü cesaret ve asaletine sahip insanlarımızın değeri bilinsin. Bu örnek kişiler daha büyük görevlerde değerlendirilsin. “Ahde vefanın” bir gereği olarak yaptıkları çalışmalar örnek alınsın ve devlet tarafından “marifete iltifat” duyulsun.
Hasan Suiçmez Karadeniz Gazetesi
İlginizi Çekebilir