© Araklı Arı Haber 2023

Araklı'nın Düşman İşgalinden Kurtuluş Yıl Dönümü

Ruslar tarafında atılan 1220 bomba ciddi tahribata sebep oldu. Saatler 14.00'ı gösterdiğinde Türkler yani Araklılılar artık pes etti ve sahili tamami ile Ruslara bırakıldı. Türkler geri çekilirken Ruslar'da ilerliyordu ancak bu Ruslar için hiç kolay olmayacaktı ve Aho (Ayvadere) dağına doğru gelirken 1.000 Rus askeri ölüyordu... Ölüyordü ölmesine ama, ama koskoca Osmanlı İmparatorluğunun Konakönüsü, Karaderesi, Kaşıkçısı, Ahosu ve Pervanesi düşüyordu. Ruslar, 15 Nisan 1916'da Pervane köyüne askeri hastane kurarlar. Türk kuvetlerinin sahildeki gerilemelerine rağmen iç kesimlerde 22 Haziran 1916 tarihinde gece yarısı 00.30'da Rusların elinde bulunan Madur - Polut dağına Türk taaruzu başlar ve 2122 rakımlı tepe tekrar Türk toprağı haine gelir. 23 Haziran 1916 günü ise, çoğu Çanakkale'den gelmiş Türk birlikleri, Rusların keşif kolunu Yurt yaylasında süngüden geçirdi. Bu tarihlerdeki ikinci büyük taaruzu ise, Sultanmurat tepesi'inde başladı.

Hızlanan Türk 9. Tümeni Madur'u, 33. Tümen ise Polut'u geri aldı. Yine 24 Haziran 1916 günü, bölgedeki sise rağmen Madur dağının kuzey eteklerinde bulunan Türk 9. Tümeni, Çoşk yaylasına girdi ve Uykudağı'nda mevzilenen Ruslarla çatıştı . Düzenlibirlikler Ruslar ile savaşırken Araklı halkı ne yapıyordu? Araklı'dan kimler milli mücadeleye destek veriyordu? Aslında Ruslara karşı Araklı'daki ilk sivil müdafaa, Rus donanmasının 1914 yılında Araklı'yı bombardımnanı sırasında başlamıştı. Araklı'ya denizden çıkmak isyeyen Rus askerleri Araklı halkının direnişi ile karşılaşmış ve bu yüzden epey bir süre karaya çıkamamıştı. Rus askerlinin sahil kesimlerini yoğun şekilde bombardıman etmesinden son Araklı halkının sorumluluğu dahada artar ve bu sorumluk kapsamda Araklı eşrafından İsmailçebioğlu Hacımehmet Ağa ve oğlu Yusuf Ağa, 100'er kişilik silahlı gönüllü müfrezelerle Batum cephelerine gitmişlerdir.

14 Mart 1916'da Araklılılar Ruslara karşı büyük mücadele vererek, Rusları geri püskürtmüş ve Ruslar bu mücadelede 600 ölü vermişlerdir. Yine Araklı eşrafından olup 1888 yılında Sürmene ilçesinde doğan Ömer Ağa'da önemli destekler vermiştir bu savaşta. Ömer Ağa, uzun yıllar Milli Emniyet'te çalıştığı bilinen Topal Niyazi lakaplı Osman Niyazi İsmailçebioğlu'nun babası, Araklı eski belediye başkanlarından merhum Yılmaz Çebi'nin dedesi ve yine Araklı Belediyesi eski başkanlarından Niyazi Çebi'nin ise büyük dedesidir. Araklı'yı işgal eden Ruslar, Ağanaslı Hurufoğullarından Ahmet'i rehin alırlar Ama Ahmet Rusların dediklerini yapmayınca yani vatanını ve milletini satmayınca şehit edilir.

Fevzi Çakmak Paşa'nın Araklı ziyareti. Araklı'daki savunmaya 3.ıntıka Komutanı olarak aatanan isim, daha sonrası mareşal olacak Fevzi Çakmak Paşa'dır. 9 Nisan 1916 günü Fevzi Paşa, o sırada Gümüşhane'de bulunan ve Trabzon'daki askeri birlikleri de komuta eden lll. Ordu ordu komutanı Vehip Paşa görüştükten sonra Trabzon'a hareket etti. Fevzi Çakmak 11 Nisan 1916'da, Türk sahil cephesi karargahının bulunduğu bugünkü Arsinilçesine bağlı Yolüstiü köyü'ne gitti ve teftişte bulundu. Paşa'nın ziyareti askerler arasında büyük sevi,nce yol açarken bu esnada Türk askeri bütün cephelerde tekbir getirmeye başladı.

Tekbirler Araklı Karadere vadisinde dalga dalga yayıldıı. Karadere savunmasının komutanı Fevzi Çakmak Paşa, bundan sonra Ahoo Dağı zirvesine çıkmış, mevzileri denetlmiştir. Yerli Ermenilerin Faliyetleri Muhacirlik çilesi yanında, Araklı civarındaki diğer menfi durum ise Ermeni mezalimiydi. Ermeniler Pervane köyünde tecavüz olaylarına karışırken Purnak, Zimla-i Kebirve Zimla-i sagır halkından kaçamıyan kadın ve çoçukları Ermeniler öldürmüştür. O dönemlerde Araklı bazı fena kadınlarda bulunmaktaydı. Bu fena kadınların Ermeni Askerleri ile olan kötü münasebetleri sonucuTekonun Azizi adlı bir Araklı ve yine diğer bir Araklılı olan Nuroğlu Kamil tarafından Araklı meydanında halkın önünde kuşuna dizilirek öldürülmüşlerdir.

Sonuç 1914 yılından itibaren meydana gelen Türk-Rus çatışmaları sırasında yoğun olaylara sahne olan Araklı yöresi, 1916-1918 yılları arasında ağır bir Rus işgali dönemi yaşamıştır. Bununla birlikte, işgal öncesinde Araklı civarında Ruslara karşı yoğun bir savunma yapılmış, Araklı Ruslara hiç de kolay teslim edilmemiştir. Araklı’nın özellikle iç kesimlerindeki çatışmalar ise, savaşın sonuna kadar sürmüştür. Zannedildiğinin aksine Ruslar, Araklı ve civarına tamamen hakim olamamışlar sadece sahil kesimindeki hakimiyetleriyle yetinmek durumunda kalmışlardır. Nihayet, Osmanlı Ordusu’na bağlı 37. Tümen, 26 Şubat 1918 günü Araklı’ya girmiş ve 14 Nisan 1916 tari-hinden beri iki yıla yakın bir süre Rus ve Ermeni işgalinde bulunan Araklı’yı kurtarmıştır.

 

Kaynak Mehmet Akif Bal

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER