Hüseyin Çakır Yazdı Kutlu Fetih 565 Yaşında
ARAKLIBizleri; “İstanbul elbet fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel asker” ifadeleriyle peygamber övgüsüne mazhar olan kutlu fethin 565. sene-i devriyesine ulaştıran Rabbimize hamdolsun.
565 yıl önce 29 Mayıs 1453’te, 21 yaşında iken 1000 yıllık Bizans hâkimiyetine son vererek çağ kapatıp çağ açan genç Sultan, hem milletinin şanına şan katmış hem de “Fatih” unvanını alarak “Fatih Sultan Mehmet” olmuştur. İstanbul’un Fethi ile dünya devletleri arasında saygınlığını artıran Osmanlı Devleti, İslam devletleri arasında da öne çıkarak “İlay-ı Kelimetullah” davasının sancaktarlığına liyakatini ispat etmiştir. Peygamber Efendimizin asrısaadetten müjdelemiş olduğu bu müjdeye ulaşmak için İstanbul farklı İslam devletleri tarafından defalarca kuşatılmasına rağmen, bu müjde 21 yaşındaki bir gencin şahsında aziz Türk milletine nasip olmuştur. Şüphesiz bunda bizler için alınacak çok dersler vardır. 21 yaşında çağ kapatıp çağ açan bir ecdadın torunları olarak bu fethi iyi analiz etmeli ve “Fatih” ruhu ile ruhlandığımızda nelere muvaffak olabileceğimizi görmeliyiz.
İstanbul’un Fethi; aydınlığın karanlığı boğduğu, adaletin zulme galebe çaldığı, “Hak geldi batıl yok oldu” düsturunun tarihte vücut bulduğu kutlu bir hadisedir. İstanbul’un Fethi; başarının tesadüflere değil, inanarak yılmaz, yorulmaz ve yıkılmaz bir azimle çalışmaya bağlı olduğunun en açık ispatıdır. Hayatını bu gayeye adayan Fatih Sultan Mehmet Han, “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni!” diyerek bu inancını ifade etmiştir. Sadece inanmakla kalmamış, yılmaz, yorulmaz ve yıkılmaz bir azimle çalışarak fetih için her türlü hazırlığı yapmıştır. Anadolu Hisarının karşısına Rumeli Hisarını yaptırmış, balistik hesaplamalarını bizzat kendisinin yaptığı, “şahi” adı verilen dönemin en uzun menzilli toplarını döktürmüştür. Fetih ordusunu hocası Akşemsettin gibi dua askerleri ve Ulubatlı Hasan gibi gaza askerleriyle mücehhez kılmıştır.
Fethe olan inancını asla kaybetmemiş, İstanbul’un muhkem surlarını aşamadıkça yılgınlığa düşen askerleri gibi olmamıştır. “İman varsa imkân da vardır” diyerek tarihte eşine rastlanmamış bir işi başarmıştır. Haliç’in girişini zincirle kapatan Bizanslılara rağmen, 67 gemiyi bir gecede karadan yürüterek donanmayı Haliç’e indirmiş ve kararlılığından asla taviz vermemiştir. Netice olarak yüreğindeki imanı ile Allah’a güvenen aziz ecdadımız, geçilmez zannettiği surlara güvenen Bizans ordusu karşısında zafere ulaşmış, İstanbul fethedilmiştir.
Fetihten sonra muzaffer komutan olarak şehre giren Fatih, başları önde bekleyen Bizans halkına “Kaldırın başlarınızı! Şu andan itibaren benim tebaamsınız. Artık kimse size zarar veremeyecektir. Dininizde, dilinizde, iş ve ticaretinizde serbestsiniz” diyerek İslam’ın hoşgörüsünü ve adaletini tüm dünyaya ispat etmiştir. Hakkın geldiği ve batılın zail olduğunun nişanesi olarak Ayasofya’yı camiye çevirmiş ve ilk Cuma namazını burada kılmıştır. İstanbul’u devletin yeni başkenti ilan ederek, şehri hem fiziki anlamda hem de ilmi anlamda ihya ve inşa etmek için harekete geçmiştir.
İstanbul’un Fethi, üzerinde tefekkür etmemiz gereken ve nice dersler çıkaracağımız bir ecdad yadigârıdır. Özellikle genç yaşına rağmen böyle bir muzafferiyete ulaşan Fatih Sultan Mehmet Han, gençlerimizin örnek alması gereken en önemli şahsiyetlerden biridir. Milli değerler ve dini heyecanları paylaşan vatanperver şairimiz Arif Nihat Asya, bu gerçeği şu mısralarla asırlara ve nesillere haykırmaktadır:
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih\'in İstanbul\'u fethettiği yaştasın.!
Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden.
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih\'in İstanbul\'u fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih\'in İstanbul\'u fethettiği yaştasın.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Fatih\'in İstanbul\'u fethettiği yaştasın.!
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan.
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih\'in İstanbul\'u fethettiği yaştasın!
Selam olsun Peygamber övgüsüne mazhar olan güzel komutan ve onun güzel askerlerine!
Selam olsun Fatih’in ruhuyla ruhlanmaya çalışanlara!
Selam olsun Fatih’in davasını dava edinerek, hayalleri uğrunda gemileri karadan yürütecek azim ve kararlılıkta olabilenlere!
İlginizi Çekebilir