Öztürkden Önemli Açıklamalar
SİYASETMehmet Öztürk, Araklı’nın yetiştirdiği başarılı bir isim. Araklı’nın o günkü dönemde en kalabalık köylerinden olan Değirmencik köyünde 7 kardeşin 2.si olarak dünya gelen Mehmet Öztürk, diğer kardeşleri gibi o dönem okuma şansına sahip olanlardan oldu. Okuma konusunda önce babasının sonra da öğretmen olan amcasının büyük rolü olan Öztürk kendi deyimiyle, ‘Babasının öyle uygun görmesi’ nedeniyle Rize İmam Hatip Lisesi’ni bitirdi.
Rize İmam Hatip Lisesi’nde iyi de bir eğitim aldığını söyleyen Mehmet Öztürk 27 yıl Devlet Su İşleri’nde kontrolörlük yaptıktan sonra emekli oldu. Öztürk, Araklı’da her zaman güçlü olan Milli Görüş’ün partisi Refah Partisinin köy temsilciliği ve ilçe başkan yardımcılığı görevlerini yaparak siyasetle tanıştı. AK Parti’nin Araklı’da kurucuları arasında da yer alan Öztürk ilk dönem yedek üye olarak görev aldı. İlçesinde sevilen bir isim olan Öztürk, sonrasında Araklı’dan İl Genel Meclis üyesi seçildi ve uzun yıllar ilçesine hizmet etti.
Araklı Dağbaşı Yolu’nun tamamlanması ile Turup Mevkii’nin turizm yatırım alanı olarak planlanmasının Araklı’nın olmazsa olmazları olduğunu yineleyen Mehmet Öztürk, AK Parti iktidarı ile sadece Türkiye’nin değil Trabzon ve ilçelerinin de çok büyük bir gelişme kaydettiğini vurgulamadan geçmiyor. Ve Trabzon, sevdalısı olduğu memleketi Trabzon… Göç veren bir bölge Karadeniz Bölgesi, yine onun göç veren bir İl’i Trabzon ve Trabzon’un göç veren bir İlçesi Araklı hatta köyü Değirmencik’te doğup büyümesine karşın o hiçbir zaman memleketini bırakıp gitmeyi düşünmedi.
Gün be gün memleketinin geliştiğini gördükçe de mutlu oldu hep, tıpkı sağlığına her gün şükrettiği gibi… Bütün kardeşlerin okuduğu ve bir meslek sahibi olduğu kendi ailesi gibi, kendi çocuklarını da okutup bir yerlere gelmesi için imkânlarını hiç esirgemeyen bir baba da oldu Mehmet Öztürk… Ve bugün Büyükşehir Belediyesi’nde yine doğup büyüdüğü Araklı için çalışmaya devam diyor.
Değerli Mehmet Öztürk, uzun zamandır Araklı için hem sosyal hem siyasal anlamda önemli bir konumdasınız. İl genel meclisi üyeliği, şimdi büyükşehir belediye meclis üyeliği, ilçenin önde gelen simalarından birisiniz. Sizi tanıyabilir miyiz?
Eski ismi Araklı Değirmencik köyü, şimdi ise Değirmencik Mahallesi’nde doğdum. İlkokulu Değirmencik Mahallesi’nde bitirdim. Orta Okulu Araklı’da bitirdim.
Değirmencik köyünde nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Bildiğiniz gibi, bizim köylerimiz o zaman nüfusun yoğun olduğu zamanlar. Araklı Değirmencik Köyü diyoruz o zaman ki ismi ile beraber. 1975 yılında Değirmencik Köyü Araklı’nın en kalabalık nüfusa sahip olan köyüydü. 3500 nüfusa sahipti. 5-6 mahalleden oluşuyordu. Çok büyüktü. Ekonomik şartlardan dolayı göçler başladı. 1960’larda daha dünyaya yeni geldiğimiz zamanlar Almanya göçü vardı. 1980’lerden itibaren de Bursa, İstanbul ki örneğin Bursa’da Değirmencik Köyü’nün 3 katı nüfusu var. Ondan sonra da Ereğli’ye göç başladı. Her ilçemizin olduğu gibi Araklı’mız da göç veren ilçe konumunda oldu.
Kaç kardeştiniz?
7 kardeştik. 4 kız 3 erkek. Ben aşağıdan yukarı saysam 6., yukarıdan aşağıya saysam 2. Bizden önce 4 tane ablamız oldu. Bizde biliyorsunuz erkek olmayınca evlat yok sayılır ama işin özü öyle değil. 4 tane ablamız oldu ondan sonra abim oldu. Biz doğduk, bizden sonrada kardeşlerimiz doğdu. Babam emekliydi. Müteahhitlik yapmış. İstanbul Tuzla’da. Ondan sonra BAĞKUR’dan emekli oldu.
Rahat bir çocukluk mu geçirdiniz?
O günkü şartlara göre, rahat bir hayat yaşadık diyebilirim. Yani seviye olarak bizden 10 kişi üstte var ise 20 kişi de ekonomik olarak bizden daha aşağı seviyede olanlar vardı. O günkü şartlarda şükür olsun rahmetli babam biz 7 kardeştik. 7 sini de okuttu. Köyde o zaman benim bir amcam da öğretmendi. Araklı’nın eski öğretmenlerinden birisidir. Tabii o zamanlar bizlerin hattâ köyün okula gitme işi biraz sıkıntılıydı. Onun öncülüğünde tüm kardeşlerim okudu. Bizde okuyamayan yoktu. Aramızda mühendis doktor olan var. Yani okumamızda amcamın tesiri büyüktü.
3500 nüfuslu Değirmencik köyünde ilkokulda kaç mevcut vardı?
700 mevcudu vardı. 700 öğrenci okuyordu. Öğlenci ve sabahçı sistemi vardı. Tabi bir sınıfta aşağı yukarı 70-80’e yakın öğrenci vardı. 4-5 kişi bir sıralarda oturuyorduk. Bir müddet sonra nüfus artınca ortaokul da oldu köyümüzde. O dönem Araklı’nın köyleri arasında ilk ortaokulu olan köylerden birisi olmuştuk. Sonrasında göçler başladı ve nüfus azalınca kapandı. Biz İlkokulu köyde bitirdik, Ortaokulu burada(Araklı’da) bitirdik. Ondan sonra Rize İmam Hatip Lisesi’ne gittim.
Neden Rize’ye gittiniz? Trabzon’da imam hatip lisesi yok muydu?
Rahmetli babam öyle uygun görmüştü. Arapça eğitimi almak ve hafızlık yapma konumu da vardı. Öyle oldu, o zamanın şartlarında Rize’ye gitmem gerekti. İyi bir eğitim aldım. Arapça ve Osmanlıca eğitimi. Hâlen Trabzon tarihi üzerine bir çalışma yürütüyorum. Kitap çalışması ve bir internet sitesinde haftalık yazılar yazıyorum.
Rize İmam Hatip Lisesi’nden kaç yılında mezun oldunuz?
1978-1979 mezunuyum. Orayı bitirdikten sonra Devlet Su İşleri’nde inşaat teknisyeni olarak işçi olarak çalışmaya başladım. 27 sene kontrollük yaptım. O dönem işçilerde siyaset yapma sıkıntısı yoktu. O sırada kurucu olarak Araklı AK Parti İlçe Yönetimi’nde yedek üye olarak görev aldım.
Ondan önceki siyaset hayatınızda başka partilerde görev aldınız mı Refah Partisi’nde var mıydınız?
Evet, görev aldım. Köy temsilciliği yaptım. İlçe başkan yardımcılığı yaptım. O zamanlar çok daha aktiftik. O zamanlar daha bir samimiyet vardı. Her şeyde ‘Allah rızası için’ samimiyeti vardı. Yani ‘benim varsa senin var, senin varsa benim var’ anlayışını benimsemiştik. Biliyorsunuz o dönemlerde bu ülkede Müslüman olmak suçtu. Müslümanca yaşamak suçtu. Yani ülkede devamlı yumruk atılan bir kesim vardı. O da muhafazakar kesimdi. Yani kızan oraya bir yumruk atıyordu. Öyle bir dönemdi. Türkiye’nin ekonomisi iyi gitmediği zaman oraya saldırılıyordu. Türkiye’de bir şeyler bozuk giderse oraya saldırıyorlardı.
Araklı Milli Görüş Teşkilatı ivmesi yüksek olan yerlerden birisiydi. Sizde bunun içinde yer aldınız mı? Siyasetle nerede tanıştınız?
Bugün AK Parti’nin tamamı oradan gelir zaten. Her zaman da Araklı’da Milli Görüş güçlüdür.
Daha sonra emekli oldunuz, siyasete daha aktif girdiniz.
AK Parti’de kurucu yedek üyelik yaptım. 2004 yılında il genel meclis üyesi oldum. Birçok komisyonlarda yer aldım. Grup başkan vekilliği yaptım il genel meclisinde. Ondan sonra 4 yıl boyunca ara verdik. Sonrasında Trabzon ili büyükşehir olunca büyükşehir meclis üyeliğine müracaat ettik.
Trabzon’dan gitmeyi düşünmediniz mi? Yani siyasette aktif bir yeriniz vardı. Dolayısıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki siyasi hareketlerle de iç içeydiniz. Gitmek isteseniz gidebilirdiniz. Yani İstanbul gibi daha büyük ve metropol kentlere gidebilir, oralarda siyaset yapabilirdiniz? Neden Araklı’da kaldınız?
Doğduğunuz ve doyduğunuz topraklara bir şeyler katabilmeniz önemli. Bunu yapmanız lazım. Mücadele etmek lazım. Herkes Trabzon’u sever. Ama bir yeri sevmenin bedeli oraya kattığınız katma değerdir. Veya oraya verdiğiniz hizmetle ölçülür. Yada orası için verdiğiniz mücadeleyle ölçülür. Yani kimlikten ziyade o kimliğin hakkını vermek lazım. Yöremiz çok güzel. Gerçekten Türkiye’nin en güzel yöresi. Bu yörenin de en güzel yeri Trabzon. Bunu Trabzonlu olarak söylemek de farklı bir şey ama bu bir gerçek. Bakıldığı zaman AK Parti döneminde son 10 yılda Trabzon gerçekten çok gelişti. Bunu nereden anladınız diyeceksiniz. Yaz aylarında gurbetçilerimiz geliyor. Veya başka şehirlerden arkadaşlarımız ve siyasetçi arkadaşlarımız geliyor. Trabzon’un korkunç derecede geliştiğini onlar daha iyi fark ediyorlar. Biz içinde olduğumuz için yapılma aşamasından bitiş aşamasına kadar seyrediyoruz. İzliyoruz orasını. Değişimi göremiyoruz. Ama başka yerlerden gelen bir insan bakıyor ki, geçen sene olmayan bir alan bu sene farklı bir alan olmuş. Farklı bir konuma gelmiş. Güzel bir gelişme var. Yeterli midir? Değildir tabii ki. İşte bu hizmette bir nebze payımız olduysa kendimizi umutlu sayarız.
Geri dönüp baktığınız zaman, hiç şu tarihlerde ‘keşke bende Trabzon’dan gitseydim’ dediğiniz oldu mu?
Geriye doğru baktığınız zaman, bazı zamanlar olmuş olabilir ama şuna inanmış insanlarız. Biz biliriz ki zengin Allah’ın bir lütfudur. Allah herkesin rızkına kefildir ama, zenginlik konusunda Allah lütfeder. Yoksa çok çalışkan olursun, başarılı olursun, dürüst olursun yani nasip işidir bu. Allah zenginliği dilediğine verir. Bize de Allah böyle takdir etti. Bende burada olmaktan memnunum. Ben zenginliği şöyle görürüm; sıhhatiniz yerindeyse, Allah’a şükredebiliyorsanız ve var olan ile yetinebiliyorsanız bundan daha büyük zenginlik olmaz. Ben buradan gideceğim diye değil, gidip ülkeme ve doğduğum yere bir katkı vereceğim diyebilmek önemlidir. Ben bunu önemserim.
Araklı’yı köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak bilen eski genel meclis üyelerinden birisiniz. O süreciniz şimdi Büyükşehir ile taçlandı diyelim. Yani siz aynı zamanda il genel meclisinde de Araklı’ya hizmet etmiş birisi olarak bugün bir il genel meclisi ve büyükşehir mukayesesi yapar mısınız? Yani ne getirdi Büyükşehir, ne getirecek? Mahallelerin sizden beklentileri neler? Biraz oradan bahsedelim…
Trabzon’un en çok satılan, en çok okunan ve aynı zamanda da örnek gösterilebilecek bir gazetenin sahibisiniz. Her gün okuduğum bir gazete, severek okurum. Şöyle bir şey vardı. 2004 yılında ki sizin de çok iyi takip ettiğiniz, izlediğiniz, yazdığınız çizdiğiniz. 2004 yılında biz il genel meclis üyesi seçildiğimiz zaman Özel İdare yoktu. Köy Hizmetleri vardı. Hatta o zamanlar yılda 1-2 toplantı oluyordu. Bir Mayıs ayında birde sene sonuna doğru oluyordu. 2005 yılında yerel yönetimler yasası çıktığı zaman, Köy Hizmetleri Özel İdare’ye dönüştürüldü. O zaman hep birlikte “Eyvah. Köy Hizmetleri kapandı. Bu köylünün hali ne olacak?” dedik. Öyle bir belirsizlik ve kararsızlık gibi bir durum vardı. Ama 2005-2006 yılları geçince bir baktık ki “İyi ki Köy Hizmetleri kapatılmış.” dedik. Hele hele şimdiki Cumhurbaşkanımız o zamanki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, KÖYDES ismi ile mükemmel paralar gönderdi. Bugün baktığımız zaman ben çok iyi hatırlıyorum, Araklı ilçesi Trabzon’un nüfus olarak ikinci büyük ilçesidir. Ortahisar’da ilçe olunca şimdi 3.sıraya düştük. Ben o zamanlar Köy Hizmetlerindeki yatırımlara baktığım zaman, su olsun yol ağları olsun Trabzon’dan hizmet almakta 8 ve 9.sıralardaydık. Ama nüfus olarak ikinci sıradaydık. O Günkü şartlardan bugünkü şartlara geldiğimiz zaman, o zamanki Araklı’daki köy yollarında betonlama oranı, asfalt yoktu zaten. 2004 yılına kadar Araklı’nın köylerinde asfalt yoktu. Şuanda köylerimizdeki asfalt oranı yüzde 60 ve 70’in üzerindedir. O zamanlar betonda da Araklı 9. sıradaydı. Çaykara bizden öndeydi. Sürmene öndeydi. Akçaabat ve Of o anlamda çok çok ilerdeydi. Bugün geldiğimiz konumda Özel İdare ile beraber mahallelerde ara yollar 180’e ulaştı.
Yani Araklı’nın hakkını aldık diyorsunuz?
Özel İdare sürecinde Araklı’nın hakkını aldık ve koruduk. Şimdi de Özel İdare kapatıldı ve Büyükşehir’e geçildi. Yine Köy Hizmetleri kapatılıp Özel İdare açıldığı zamanki gibi bir endişe doğdu. Ben yine daha iyi olacağını düşünüyorum. Sonuçta Büyükşehir’in yani artık bugün Trabzon’un Tanjant ve Sahil yolu yani ana yolu değil de işlek yolu neyse bugün Araklı’nın Büyükşehir’e bağlı mahallelerinin yolları ile aynıdır. Orası da Büyükşehir’in hizmet alanındadır. Burası da Büyükşehir’in hizmet alanındadır. Geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediye Başkanımız gerçekten cansiperane, çok da gayretli çok da çalışkan. Aşağı yukarı 100 Milyon TL’nin üzerinde beton asfalt bütçesi var köylere. Özel İdare’de bulunduğumuz zaman Genel bütçeden, Özel İdare bütçesinden, diğer bakanlıklar bütçesinden gelen para buna denk değildi. En iyi şekilde 80 Milyon TL de 90 Milyon TL de kalıyorduk. Orayı bildiğim için diyorum bunu. Mukayeseyi çok rahat yapabiliyorum. Bakıyorum Büyükşehir’de daha ilerideyiz. Ben inanıyorum ki geçen yıldan bu yıl daha iyi, gelecek yıl bu yıldan daha iyi olacak. Ve bir beş yılın sonuna doğru da ne Köy Hizmetleri ne Özel İdare de çektiğimiz endişeyi çekmeyeceğiz. Çok iyi olmuş diyeceğiz. Bunu samimi olarak söylüyorum. Çok iyi çalışan bir Büyükşehir Belediye Başkanımız var. Bütün her şeyi not eden, her şeyi ciddiye alan, yapılacaksa da olur diyen. Şunu güvenerek diyebiliyorsun. Vatandaşın bir talebi olduğu zaman bizden eğer biz bunu Büyükşehir Belediye Başkanımıza okeylettik mi çok rahat sözünü veriyoruz. Çünkü onun karşılığı var orada. Yani bize olmayacak şeyleri olsun demiyor. Diyorsa ki olacak şeyler zaten belli, bunu da rahatlıkla konuşabiliyoruz. Onun için ben Büyükşehir’in iyi olacağını düşünüyorum.
Araklı’nın hedefler nelerdir? Bu hedeflerin içerisinde neler var?
Şimdi bizim Araklı’nın Bayburt ve Gümüşhane’ye açılan bir yolumuz var. Dağbaşı yolumuz var. Salmankaş, önce bir tünel açtık şimdi ikinci de bitmek üzere. Burada büyük emekleri olan insanlar vardı. Cumhurbaşkanımız, ulaştırma bakanımız, o zamanki hükûmetimiz ki Cevdet Erdöl’ü kutlamak lazım. Çok büyük uğraş vermiştir. Bizim 56 Km yolumuz var. Bundan da Sayın Bakan’ımızın haberi var. Proje çalışmaları falan da yapıldı. Buranın da ihalesi yapılırsa ki bu yol bizim olmazsa olmazımızdır. Trabzon-Araklı-Bayburt ki bu Erzurum’a açılan yoldur. Bu yol olmazsa olmazımızdır. Bunun da yapılması lazım. Yapılırsa da Araklı’nın önünü açar.
Bu yol yapıldığı zaman Araklı ile Bayburt arası mesafe ne kadar olacak?
Bir saatin altına inecek. Trabzon’dan Bayburt’a bir buçuk saatte gideceğiz ve en güzel en alternatifli yol da bu. Sürmene tarafından da var, Of tarafından da var ama hem fiziki hem de coğrafi yapısı ve kilometre bazında en uygunu bu. Yani bir buçuk saatte Trabzon’dan Bayburt’a gideceksiniz. Şuanda Trabzon-Bayburt 3 saat ama buradan giderseniz 1.5 saat olacak. Eğer tabii ki bu 56 kilometrelik yol ihale edilip yapılırsa 1.5 saatte Bayburt’tayız. Bu bizim için çok önemli. Ayrıca bizim Turup denen bir yerimiz var. (Turizm bağlamında söylüyorum. Araplar talip.) Eğer o projemiz gerçekleşirse, bu sadece Araklı ve Trabzon için değil, Karadeniz ve Türkiye için de mükemmel bir proje olacaktır. Bu proje Türkiye’ye katkı sağlayacaktır.
Araklı bu tür turizm projesine nasıl bakıyor? Şimdi orada mini bir Arap şehrinin kurulmasına nasıl bakıyor Araklı?
Şöyle bir şey var. Bizim bir siyasi kimliğimiz var siyaset yapmaya çalışıyoruz ama siyasette her zaman yüzde 100 memnuniyet olmaz. Birileri sırf muhalefet olsun diye konuşur. Birileri de acaba bize sonra ne getirir diye endişe eder. Bunu normal karşılayabiliriz. Bizim yapımızda şöyle bir şey vardır. Mesela bir şeyi beğenmeyiz. ‘Bu olmadı buraya’ deriz. ‘Nasıl olsun’ diye sorduğumuz zaman eğer o kişi yanlış da olsa, birkaç tana alternatif gösteriyorsa, o iyi niyetlidir. O samimidir. O bir şeyler yapmanın gayretindedir. Yok ‘ne gereği var’ diyorsa ve alternatif sunamıyorsa o insan art niyetlidir. Tamam biz bunu buraya koyduk. Belki iyi düşünemedik. Biz yanlış da olsa bir şey yaptığımız zaman nasıl olsun? diye sorduğumuz zaman bize yanlış da olsa birkaç tane alternatif veriyorsa, bu kişi iyi niyetlidir. Bu insan, Araklı’yı seviyordur, Trabzon’u seviyordur, Türkiye’yi seviyordur. Bunun fikirlerinden biz faydalanırız. ‘Ne gereği var’ dediği an bu insan art niyetlidir. Bugün Araklı’daki o mevki için işte ‘Arap Şehri olacak, buraya biz giremeyeceğiz’ diyen insanların iyi niyetlilerini başımızın üzerine koyarız. Ama ‘Ne gereği var’ diyorlarsa onlar ‘Türkiye’ye Boğaz Köprüsü’nün ne gereği var, Kanal İstanbul’un ne gereği var Türkiye’ye büyük havalimanlarının da ne gereği var’ derler. O farklı bir zihniyettir. O, Türkiye’ye ve Araklı’ya hiçbir çivi çakılmasın istiyor. Bu insanlar biz bir şeyler söylüyorduk, eyvallah diyorlardı. Ama Türkiye orada değil. Türkiye artık menfaati olduğu şeylere eyvallah der. Türkiye eyvallah der, Türkiye’nin kalkınması için der.
Sayın Öztürk, çocuklar ne yapıyor biraz çocuklardan bahsedelim?
Ellerinizden öperler 4 tane çocuğum var. Henüz daha dede olamadık. Birisi bankada çalışıyor. Birisi hastanede muhasebe şefidir. Bir tanesi öğretmendir. Bir tanesi de serbest çalışıyor.
Hepsini okuttunuz mu?
Hepsini okuttum.
Ben çok teşekkür ediyorum.
Ben de teşekkür ederim.
GÜNEBAKIŞ
İlginizi Çekebilir