Ahilik Haftası Kutlamaları kapsamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen Ahilik Paneli Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezinde Vali Yücel Yavuz’un katılımıyla yapıldı.
Panele Vali Yücel Yavuz’un yanısıra KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Ali Yakıcı, Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ile çok sayıda esnaf ve vatandaş katıldı.
Panelde Ahilik Kültürü ile ilgili konuşan Vali Yücel Yavuz” İşini severek doğru yapıp, zamanı iyi kullanınca ortaya muhteşem eserler çıkıyor. Her alanda işimizi en iyi şekilde yapmak zorundayız. Özünde doğruluk, çalışkanlık olan Ahilik kültürünü hayatımıza nakşetmeliyiz “dedi.
Yapılan konuşmaların ardından panelistler Ahilik kültürü konusunda açıklamalarda bulundu.
Ahilik Nedir?
SOSYAL BİR SİSTEM : AHİLİK
Ahilik; sanatın, ticaretin ve mesleğin, olgun kişilik, güzel ahlak ve doğrulukla yoğrulduğu, kökleri çok eskilere uzanan bir geleneğimiz; yüzyıllar boyu toplumumuzun sosyal ve ekonomik omurgasını oluşturan bir örgütlenme şeklimiz; toplumsal kimliğimiz açısından daima sahiplenmemiz gereken çok özel bir kültürümüzdür.
Temeli Selçuklu döneminde atılan ve Osmanlı Devleti döneminde gelişip, büyüyen ve kurumsallaşan, bünyesinde el birliği, gönül birliği, kardeşliği barındıran, kısaca ahlaki temeller üzerine oturan bir esnaf kurumudur, Ahilik. Nitekim Ahi kelimesinin kökenine bakarsak Arapça da “Ahi=kardeş” anlamına gelmektedir. Ahi, daha geniş anlamıyla eli açık, cömert, konuksever, yardımsever anlamlarını içinde barındırırken, Ahilik de; kardeşlik, eli açıklık, cömertlik, konukseverlik, yardımseverlik anlamlarına gelmektedir.
Ahiliğin nerede ve ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemekle beraber, kurucusu Ahi Evran’dır. Asıl adı Şeyh Nasiruddin Mahmut olan Ahi Evran, 1171 yılında Horosan’da doğmuştur.
Ahi birlikleri, Ahi Ocakları, Fütüvvet Birlikleri, Gedik ve Lonca adlarıyla da anılmışlardır. Ahi Ocakları mesleki yardımlaşma ve dayanışma birlikleri olmasının da üstünde, temelini Kur’an ve Sünnetten alan, İslami-tasavvufi bir kurumdur. Her Ahilik Teşkilatının kendi içinde disiplini barındıran “Ahilik Nizamnamesi” adında kuralları vardı. Bu nizamnamelere ayrıca Fütüvvetname de denilirdi. Bu fütüvvetnamelerde her Ahi’nin uyması gereken ticari ve ahlaki öğütler, dersler vardı. Bu kurallara riayet etmeyen ve uymayanlar teşkilattan dışlanırdı.
Her Ahilik teşkilatının başında Ahi Baba (şeyh, halife) bulunurdu. Bütün teşkilatların başında ise Şeyh’ül Meşayıh bulunuyordu. Belli safhalardan ve kurullardan geçerek ve şed kuşanarak fütüvvet yoluna giren usta, Ahi Evran’ın “eline, diline, beline sahip ol. Kalbini, kapını, alnını açık tut.” düsturuna bağlı kalırdı. Bir başka öğüde göre; “Ahi’nin eli, kapısı, sofrası açık olmalı; gözü beli ve dili kapalı olmalı” idi.
Ahiler yalnızca iş hayatında değil, aile hayatlarında da bir takım ölçülere uymak zorundaydılar ve kız çocuklarına da şu öğüdü verirlerdi.: “Eşine, işine, aşına özen göster.” Yine Ahi Baba yeni usta’nın kulağına şu sözleri söylerdi:
“Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken, affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.”
Esnaf teşkilatı arasında kaliteyi de bir takım esnaf ahlakını da yerleştiren Ahilik teşkilatı bugünkü tabirle hem müşteri memnuniyeti, hem bağlı olduğu teşkilatının memnuniyetini hem de esnaflar arasındaki itibarını düşünmek zorundaydı.
Bugün pek çok esnafa rehberlik eden bu kurum zamanla Osmanlının zayıflaması ve ekonomisinin dışa bağımlı hale gelmeye başlamasıyla birlikte, özelliğini yitirmiş ve geride sadece esnaf topluluğuna değil, medeniyet tarihimize de pek çok katkılar sağlayarak ortadan kalmıştır.
Her yıl Kırşehir, Kayseri, Ankara gibi Ahiliğin yoğun olduğu bölgelerde düzenlenen “Ahilik Esnaf ve Sanatkarlar Bayramı” ile hem Ahiliğin kurucusu Pir Ahi Evrân-ı Veli Hz’leri dualarla anılır, hem de esnaflık geleneğine dair bir takım gelenekler de temsili de olsa yaşatılmaya çalışılır. Yazının hülasası yine bir Ahi özdeyişi olsun:
Gelen gelsin saadetle, giden gitsin selâmetle…
Araklı Arı Haber/Ramazan Uzun