Önce Ahlak ve Maneviyat Merhum Necmettin Erbakan\'ın bu topluma 40 yıl boyunca anlatmaya çaliştığı bir söz.Hergün televizyonlarda gazetelerde internet sitelerinde karşımıza çıkan vahşice cinayetler.Toplumda ki yozlaşmalar ve hedefi olmayan bir yeni nesil.... Bugün ilk yazıma Ahlak ve Maneviyat olarak yazmaya karar verdim...
Ahlak: Geniş anlamıyla, toplum içinde yaşayan insanların uymak zorunda olduğu kurallar ve davranışlardır. Yalan söylememek, dürüst olmak, anne babaya ilim sahiplerine ve yöneticilere saygı göstermek, sözünde durmak, dedi kodu yapmamak, sır saklamak, güvenilir olmak, hoşgörülü ve affedici olmak, emrimizdeki insanlara zulmetmemek, insan hak ve özgürlüklerine saygılı olmak, adil olmak, ilk anda sayabileceğimiz güzel ahlak örnekleridir. Bu davranışlar evrensel olup, bütün semavi dinler ve medeni toplumlar için gereklidir.
Peygamberimiz, ‘’Din güzel ahlaktan ibarettir. Ben ahlakın güzelliklerini tamamlamak üzere gönderildim’’ derken ahlaki davranışların önemine dikkatimizi çekmektedir. Aslında gürlü ve iradeli bir insan olmayı bize söylemektedir. Çünkü ahlaklı olmak güçlü bir iradeye sahip olmayı gerektirir.
İslam dininin ana kitabı ve vahy-i ilahi olan kitabımız Kur’an-ı Kerim bir adıyla Kitab-ı Mübin’dir. Yani herşeyi açık şekilde beyan eder. O sadece ibadet ve uhrevi meseleleri, içtimai hayatın dünyevi meselelerinde hal fasl edildiği kitaptır. Meselelerimize köklü ve müessir çareler bulmada öncelikle ele alınması gerektiği açıktır.
İstiklal şairi Mehmet Akif’in de dediği gibi
İnmemiştir hele Kur’an
Bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okumak
Nede fal bakmak için......
Fakat biz gençlerimizi medeniyet fantaziyeleriyle değil bu düstur-u hakikat çevresinde yetiştirebilirsek inşallah o zaman ‘’ Asımın nesli’ filizlenecek.
Maalesef biz Yahya Kemalin dediği gibi ‘’ Kökü mazide olan atiyiz ‘’değiliz. Biz yeni kurulan genç cumhuriyetin redd-i mirasla işe başladığı kökü geçmişte olmayan geleceğiz. Yani temelsiz bir binayız. Maneviyatın zir ü zeber edildiği, ahlakın yozlaştırıldığı ‘’yobazlaştırıldığı’’ bir sistemin biaare insancıklarıyız.
Bugünkü anarşist aylak ve gayesiz nesil, ! kendisine hareket noktası olarak çocuğu ve gençliği seçen yıkıcı bir felsefeyle yetiştirilmiştir. Ahlakın ve maneviyatın geldiği durum ortada. Hergün yıkılan, kesilen, biçilen insanlar neyin sonucu? Neyin kurbanı? Hani insan ahsen-i takvim suretinde yaratılmıştı. Hani eşref-i mahlukaydı. Yaratılmışların en şereflisi olmanın ölçütü ne? Peki biz bunun bugün insanlık olarak neresindeyiz.
Hüseyin Öztorun