Epilepsi (Sara)'ya dair her şey
Halk arasında ‘sara' olarak bilinen epilepsi hastalığını çocukluğumda top oynarken öğrenmiştim. Bazı arkadaşların birden bire kendini yere atıp çırpınmaya başlamasıyla, ne olduğuna anlam veremeden feryat figan büyüklerimizi çağırıp bir şeyler yapmalarını beklerdik. Alışkın olmadığımız bu durumlar bizi etkilerdi. Bilmezdik, bilemezdik... Sadece bizler değil, büyüklerimiz de bilmezlerdi. Uzun süre olaya tanıklık eden ya da o kişinin yakını olanlar, duruma soğukkanlılıkla yaklaşırdı. Bazı ebeveynler 'Falancadan uzak dur, o saralı, marazlı' gibi cahilce uyarılar yapardı.
Sonra sonra bu duruma alışıp biz de çocukluğun saf ve temizliği ile sakin bir şekilde nöbetin bitmesini bekler, arkadaşımız rahatladıktan sonra kendisine moral vermeye çalışırdık. Elimizden gelen buydu.
O gün, bugün hep aklımda olan epilepsi konusunu sevgili hocam Nöroloji Uzm. Dr. Cemile Haki'ye sordum. Eksik olmasın, hepimizi aydınlatacak bilgilendirmeyi noksansız yaptı. Bana da siz değerli okuyucularımla paylaşmak kaldı:
“Epilepsi hastalığı, beynin normal fonksiyonlarında geçici bir bozulma ve anormal bir elektrik aktivitesinin oluşması sonucu ortaya çıkar. Yaklaşık her 100 kişiden 1’inde epilepsi görülmektedir.
100'den fazla epilepsi türü vardır. Herkes tarafından epilepsi veya sara denildiği zaman anlaşılan tonik-klonik nöbetin yanı sıra başkalarının hiç fark edemeyeceği kısa süreli dalma ve boş bakma, 1-2 saniye süren kasılmalar veya kol veya bacaklardaki basit sıçramalar kadar hafif nöbet çeşitleri de vardır.
Uzun süre aç kalmak, stres, uykusuz kalmak, alkol, kahve ve kola gibi içeceklerin tüketimi epilepsiye yatkınlığı olan kişilerde nöbet geçirilmesini kolaylaştırabilir. Geçirilmiş bir atağın epilepsi olup olmadığına karar vermek için hastanın veya o atağa şahit olan kişinin gözlemlerini nöroloji hekimine doğru şekilde aktarabilmesi çok önemlidir.
Epilepsinin temel tedavisi ilaçlardır. Bu ilaçlar epilepsi nöbetlerinin ortaya çıkmasını önlemeye yöneliktir. Tedavinin başarılı olabilmesi amacıyla bu ilaçların doktor kontrolünde düzenli ve planlı kullanılması gerekmektedir. İlaç veya diğer tedavi yöntemleri ile nöbetler tam olarak kontrol altına alınsa dahi tedavi süresi en az 2-4 yıl olmalıdır. İlaçlar aniden kesilmemeli, ilaç kesilmesine mutlaka doktor karar vermeli ve kesim süresi en az 6 ay-1 yıl olmalıdır. Diğer bir tedavi seçeneği ise cerrahidir.
Epilepsi bir ruh hastalığı veya delilik değildir, cinlerle de ilişkisi yoktur. Bulaşıcı olmadığı gibi epilepsili kişiler başkaları için tehlikeli ve zararlı da değildir. Nöbetler, genellikle birkaç dakika içerisinde kendiliğinden durmaktadır. Dolayısıyla nöbet geçiren birini gördüğümüzde hasta, çok sert olmayan düz bir zemine yan yatırılarak solunum yolu açık tutulmaya çalışılır. Ağızda köpürme ve kusma varsa temizlenir, panik yapmadan kafasını sert yerlere çarparak kendine zarar vermesi, dilini ısırması engellenir. Nöbet 2-3 dakika içerisinde sonlanmadıysa 112 aranarak, hasta en uygun sağlık merkezine ulaştırılmaya çalışılır. Halk arasında yaygın olarak uygulanan kasılmayı engellemek için sıkıca tutmanın, yüzüne su veya kolonya dökmenin, alkol veya soğan koklatmanın hiçbir yararı yoktur.
Epilepsi hastaları her sağlıklı birey gibi evlenebilir ve kadın epilepsi hastaları doktor kontrolü doğrultusunda çocuk sahibi olabilir. Epilepsi hastalığı hakkında toplumda süregelen yanlış bilgilerden biri olan hastalığın bulaşıcı zannedilmesi, evlilik öncesinde yaşanan en büyük sorunlardan biridir. Bu nedenle gebe kalmadan en az 6 ay önce nöroloji uzmanına başvurmalıdır.
Epilepsili bireyler sorumluluk alabilir, okuyabilir, meslek sahibi olabilirler.” Bu arada epilepsi farkındalığı için https://www.epilepsiicinbak.com/ adresini herkesi ziyaret etmeye ve mor gözlüklerle çekilen farkındalık fotoğrafını sosyal medyada paylaşmaya davet ediyorum.