ARAKLI İÇİN “PİRGİ TAŞI PROJESİ”
Mehmet Akif Bal
Araklı’nın başına musallat edilen Taşönü Çöplüğünün ilçede meydana getirdiği problemler devam ederken, yakın zamanlarda Taşönü (Pirgi) Çöplüğünün genişletilmesi için dinamitle patlatma ve çöplüğe yer açma çalışmaları ise ürküntü verici bir boyutta devam etmektedir. Taşönü’nde Avrupa’nın en mühim çöp tesisi olarak Araklı insanına takdim edilen lakin hakikatte bir vahşi çöplüğe dönüşen tesis, bu şekilde sadece bir kötü koku kaynağı olmakla kalmamış, yörenin zenginliklerini de ortadan kaldıran özelliğe dönüşmüştür.
Patlatmalar bir taraftan zaten heyelanlı bir mevki olan çöp tesisi alanında yeni kaymalara ve çökmelere yol açacak tehlikelere kapı aralarken diğer taraftan tarihi ve kadim Pirgi taşının rezerv kaynağını havaya uçurmaktadır. Bir sanat ve zanaat malzemesi olan Pirgi taşının rezervi bu şekilde mıcıra dönüştürülmektedir. Yine bu patlatmalar mevkideki jeolojik mağaraları daha da yok etmekte, heyelanla vaktiyle perişan olmuş tarihi Pirgi Camii’nin kalıntılarına hepten zarar verilmekte, yakın tarihlerde meçhul bir yangınla ahşap kısımları yanmış olan ama bir türlü restore ettirilmeyen tescilli tarihi Sarımollaoğlu evi ise patlatmalarla tamamen yok edilme durumuna getirilmektedir.
Sarımollaoğlu Konağı, Pirgi taşından imal edilmiş en güzel ve nadir yerel mimari eseridir. Türk-İslam mimarisinin Araklı’daki en nefis yerel formlarından biridir. Zaten tescilli olan bu yapı günümüzde çöp tesisi tarafından anlaşılması güç bir yaklaşımla ve tel örgüyle çevrilerek adeta çöp tesisine dahil edilmiş durumdadır. Restore edilmesi gereken bu yapı, bilinçli bir bakımsızlık sonucunda korkunç bir dikenlik haline getirilmiş ve adeta görünmemesi için mevcut duruma mahkum edilmiştir. Sarımollaoğlu Konağı, olduğu yerde ve mevcut patlatmalarla taşlarına zarar verilmeden, acilen restorasyona alınmalıdır. Patlatmalar sonucu yapının ayakta kalan kısımları da zarar görürse, buna sebep olanlar, Türk-İslam kültürünün yöredeki yerel mimari zenginliğini ifade eden bu yapının yok olmasından bizzat sorumlu olacaklardır. Bu işten kim sorumlu ise kendilerini bir daha uyarıyorum. Konağın taş kısmında meydana gelecek bir yıkımın ve yok oluşun müsebbibi, bu patlatmalara yol açanlar ve ses çıkarmayanlardır. Konak acilen eski görünümüne kavuşturulacak bir restorasyondan geçirilmelidir. Hatta bunun masrafı ise çöp tesisinden sağlanmalıdır. Konak yanında, Trabzon Çimento fabrikasının daha evvelki yıllarda yaptığı kalker çıkarma sırasındaki patlatmaları sonucunda heyelanla yıkılan Pirgi Camii’nin de Taşönü Cacon Mezarlığı arazisinde aslına uygun şekilde ve Pirgi taşıyla yeniden inşası için çalışmalar da yapılmalıdır.
Pirgi taşına bir taş ve kaya olarak bakmamak, aksine Pirgi taşını cevher olarak görüp, bu cevherin bir sanat yaklaşımıyla işlenmesinin çok ciddi zanaat ürünlerine yol açabileceğini değerlendirmek gerekmektedir. Nitekim Pirgi taşı, Osmanlı döneminde işlenerek Batum’a kadar ihraç edilen bir doğal taştır. Öyle ki, Pirgi’deki taş üretimi resmi devlet yıllığı olan Osmanlı Salnamelerinde dahi geçmektedir. Pirgi’de bu sebeple çok ciddi taş ustaları yetişmiştir. Pirgi bu sebeple ciddi bir taş ocağı yani taşhane hatta Araklı insanının tabiriyle “taşana”dır. Araklı’daki çoğu evin taş malzemesi ile çoğu mezar taşı Pirgi taşından yapılmış olup, Pirgili taş ustaları tarafından imal edilmişlerdir. Pirgi taşının özellikle mezar taşı olarak Araklı’da ve yakın çevrede girmediği mezarlık kalmamıştır. Pirgi taşı bugün de büyük anlam taşımaktadır. Hatta bilinmeli ki, Eskişehir’deki kolay işlenen lületaşı ne ise Araklı Taşönü’ndeki kolay şekil alan Pirgi taşı da odur. Pirgi taşı günümüzde iyi değerlendirilirse Araklı’nın istikbali olacak konulardan biri haline getirilebilir. Bu sebeple, Pirgi taşının kaynağını vahşi çöp gömmek için patlatarak yok etmek yerine, Pirgi taşının rezerv alanı koruma altına alınmalıdır. Bu bir mesuliyettir. Vatan ettiğimiz coğrafyaya saygıdır. Sanata ve zanaata hürmettir. Taş ustalarına vefadır. Günümüzde Pirgi taşından üretim yapma doğrultusunda bu taşın rezervi olan mevkilerdeki taşı sadece koruma altına almakla yetinmemeli hatta taşın hem çıkarılması hem de Pirgi’de yeniden işlenmesi için bir altyapı oluşturulmalıdır.
Araklı Kaymakamlığı ve Araklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda çok değerli bir çalışma başlatabilirler. Pirgi’deki taş rezerv alanı acilen koruma altına alındıktan sonra, Halk Eğitim Müdürlüğü marifetiyle bu taşın işlenmesi için esaslı bir ulusal proje yapılmalı ve bu doğrultuda kurslar açılarak yerel ustaların yeniden yetişmesi için ciddi bir eğitim programı meydana getirilmelidir. Araklı Belediyesi ise, Pirgi taşının üretime dönüştürülmesi konusunda her türlü altyapıyı sağlayacak bir yaklaşım sergilemelidir. Hatta daha da ileri gidilerek, artık işlemez hale gelmiş çöp tesisi buradan kaldırtılarak, çöp tesisinin tüm müştemilatı bir taş fabrikasına dönüştürülmelidir. Bu arada, çöp tesisinin ne yapılacağı sorulabilir? Ona dair fikrimizi de söyleyelim: Trabzon ile Rize sınırında yapılacak devasa bir deniz dolgusundan sonra bu çöp yakma tesisi o dolgu alanına taşınabilir. Hem çöpün nakliyesi çok ekonomik hale gelir, hem çöp tesisi kamuoyunun gözünün önünde olur ve bu şekilde yüksek hassasiyetle çalışır, hem de yerleşim alanlarını minimum seviyede rahatsız eder.
Unutulmasın ki Pirgi taşı projesi, Araklı ilçe vizyonuna yüksek katkı sağlama amaçlı üretim adımlarından biri olmaya namzettir. Hatta, Araklı’nın neyi var diye sorulduğunda ilk verilecek cevaplardan biri “Pirgi Taşı” olabilir. Yeter ki kıymeti anlaşılsın ve vahşi bir çöplük uğruna taşın rezerv alanının mahvedilmesine müsaade edilmesin.
Mehmet Akif Bal
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Hocama katiliyorum
Hüseyin ÇEBİ
15-07-2023 00:20