Üzerinde düşündükçe uzaklaşan ve uzaklaştıkça cazibesi artan ideal veya hayal diye tanımlıyorlar Kızılelma’yı. Türklerin cihan hâkimiyeti ülküsü diyor kimi de. Kimi de Kızılelma’nın Türk’ü her daim diri tutan kâh gerçek kâh hayali bir coğrafya olduğunu söylüyor.
Buna göre Orta Asya’da at koşturan Oğuz boyları için, kimi zaman Çin olmuştur Kızılelma, kimi zaman Hazar; ancak çoğunlukla batı olmuştur. İslam ile müşerref olduktan sonra milletleşme sürecini tamamlayan aziz ecdadımız, atını nereye sürdü ise, işte Kızılelma orası olmuştur Türkler için. Anadolu olmuş, Sultan Alparslan nezdinde Pasinler’de ve Malazgirt’te Haçlılara karşı destansı bir zafer getirmiştir. Haçlı ordusunun üç yüz bin kişilik ordu ile kendilerine yaklaştığını korku ile haber veren gözcülerine “Bizde, yirmi bin kişi ile onlara doğru yaklaşıyoruz” diyecek cesareti, Sultan Alparslan Kızılelma’dan almıştır.
İstanbul olmuş, Fatih Sultan Mehmed Han’ın nezdinde gemileri karadan yürütmüştür. “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni!” diyen Fatih Sultan Mehmed Han, bu kararlılığını ve inancını şüphesiz Kızılelma’dan almıştır. Trabzon’un fethi için katlandığı zahmeti görüp “Hey Oğul! Bir Trabzon için bunca zahmet çekmek nedir?” diye soran Sara Hatun’a; “Ana, bu zahmetler Trabzon için değildir. Bu zahmetler İslam dini yolunadır ki, ahrette Allah’ın huzuruna çıkınca utanmayalım diyedir. Zira elimizde İslam kılıcı vardır. Eğer zahmete katlanmazsak, bize gazi demek yalan olur” şuuru da ancak ve ancak Kızılelma ile mümkün olmuştur.
Şanlı tarihimize baktığımız zaman Çanakkale ve Kurtuluş mücadelesi de dâhil olmak üzere, bunların örnekleri sayılamayacak kadar çoktur. Hepsinde ortak olan nokta ise, Kızılelma’nın tanımlanmaktan ziyade hissedilmeyi seviyor olmasıdır. Dolayısıyla zihinlerde yer edinmekten ziyade yüreklerde kök salmayı sever Kızılelma…
Kızılelma; aşktır, vatandır, sevgidir, ülküdür, havadır, sudur, ekmektir.
Kızılelma; Hakkı hakim kılma, batılı yok etme mücadelesidir.
Kızılelma; mazluma umut, mağdura sığınak olma gayretidir.
Kızılelma; insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarma, kula kulluğu götürüp Allah\'a kulluğu getirme çabasıdır. Yok etmek isteyenlere karşı, var etme davası; insanı, insan olduğu için, insanca yaşatma arzusu; yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevme inceliğidir.
İşte bu yüzden; Kızılelma CİHAD\'dır bizim için. Yemek yemeden üç hafta, su içmeden üç gün yaşarız lakin Kızılelma olmadan bir saniye bile yaşayamayız, yaşadığımızı iddia edemeyiz. Bu sebeple Kızılelma (Cihad); olmazsa olmazımızdır bizim.
Zafer mi? O Allah\'ın bileceği iş…
Hüseyin ÇAKIR
22.01.2018