Araklı eski Belediye Başkanı Ümit Çebi\'den önemli açıklamalar geldi. Çebi açıklamasında şunları söyledi.
Araklı ilçesinde ikamet ederken, Memur olduğum için resmi görev alamadığımdan davama hizmeti, milli gençlik vakfı ilçe Başkanlığında sürdürmekteydim.
Daha sonra 199 yılında ilçemde Rabbimin lütfuyla şerefli milli görüş davasının belediye Başkan\'ı oldum. taşra çocuğu idik ve fırtına gibi koşuyorduk ve genel merkezdeki HOCAMIN yanında olan tüm büyüklerimize hiç tanımadığımız halde, davamızın Aşkın\'dan inanılmaz sevgi,saygı ve muhabbetimiz vardı.
Büyüklerimiz bizim için efsaneydiler sanki gökyüzünden özel inmiş insanlardı.
Hele içlerinde Oğuzhan Asiltürk bey benim için çok ayrı bir yeri vardı. Oğuzhan beyle yüz yüze bile görüştüğüm yoktu ama benim için Erbakan hocamdam sonra başka bir değeri olan bir büyüğümdü.
O zamanlardada Oğuzhan bey teşkilatlardan çok tepki alırdı ve her yerde, Oğuzhan beyi gönülden savunurdum ve Oğuzhan bey için Erbakan HOCAMIN yanında Hz. Ömer gibi duran bir yiğittir diyerek müdafaa ederdim.
Hatta ; Elazığlı Ahmet Akgül, Oğuzhan beyle ilgili çok ağır ifadeler kullandığından bir gün telefonla aramızda çok sert bir konuşma geçmişti. yani Oğuzhan beye adeta toz kondurmuyor ve adeta kalkanı oluyordum.
Hocamdan sonra yerine Oğuzhan beyden başkasını layık görmezdim. Onun içinde HOCAMIN rahmeti Rahman\'a kavuşmasından hemen sonra, Oğuzhan beyin YİK başkanlığına seçildiğini duyuncada çok sevinmiştim ve hemen odasına giderek gönülden elini öperek ilk biat edenlerden olmuştum.
Aradan Zaman geçti ve bende GİK üyesi olduğumdan ve GİK te genel merkezin en önemli konuları görüşüldüğünden nelerin olduğunu aynel yakın görmekte, yaşamakta ve körü körüne değilde sorgulayarak fikir sahibi olmaktayım.
Analizini yaptığım fikirlerimide, Gik toplantılarında, herkesin huzurunda açıkça ifade etmekteyim.
İşte bu sıralarda YİK seçimindeki ayak oyunlarını öğrenince, teşkilatlardaki kıyımları görünce ve en acısıda HOCAMIN ailesine yapılan çirkin iftiralardan sonra, çift tarafıda sorgulayarak adaletsizliğin nereden geldiğini anlayınca, Oğuzhan beye ve etrafındaki ekibine ilk isyan edenlerin başını çektik, Gik te çok ateşli görüşmeler ve tartışmalar başladı. Çok acısı ise her konuşmamdan sonra yanıma gelen Gik üyesi kardeşlerim ! Ümit başkanım ağzına sağlık, duygularımıza tercüman oldun diyerek tebrik etmelerine rağmen, kendilerininde görerek şahit oldukları haksızlıklara karşı malesef sesiz kaldılar.
Şimdi yukarıda yazdıklarımı okuyanların vicdanlarına sesleniyorum ! Şayet büyük bulunduğu teşkilatın en yüksek makamında adil, şevkatli ve vefalı olsaydı, bir Zaman\'lar büyüklerini ALLAH için adeta ölümüne savunan biz küçükler veya teşkilatlar bu gün isyan edermiydik. tabiki bu esnada bizimde hatalarımız ve yanlışlarımız olmuştur.
Amma
Küçüğünü, teşkilatını isyana sürükleyen büyüklerimizin bu ağır vebaldeki suçlarının hesabını Nasıl verecekler.
Ey Muhammed sav. Şayet sert mizaçlı ve kırıcı bir ahlaka sahip olsaydın etrafında kimseler kalmazdı diye buyuran RABbımızın bu ayetine davamızın başı ne kadar uyuyor acaba ?
uymadığı açıkca ortada çünkü her geçen gün teşkilatlardaki kardeşlik bağları zayıflamakta ve teşkilatlarımız dağılmaktadır.
İşte dava aşkıyla tuttuğumuz dallar elimizde kaldı ve güvendiğimiz dava büyüklerimizin adaletsizlikleri, egoları,kibirleri ve vefasızlıkları bizleri isyan ettirdi.