CHP Araklı ilçe başkanı Mecit Solmaz son zamanlarda Araklı Karadere vadisinde çıkarılmak istenen madenlerle ilgili basın açıklaması yaptı.
Solmaz'ın açıklaması şöyle:
Araklı, Bahçecik ve Erikli yaylalarında planlanan siyanürle altın madeni arama çalışmalarına halkımız adına örgütümüz olarak takipçisiyiz. Bölgede bu karşı çıkış için mücadele eden Karadere Vadisi ve Yaylaları Koruma Derneği’nin mücadelesini alkışlıyor ve yürekten tebrik ediyoruz. Bizatihi bu mücadele her daim omuz omuza olacağımıza ve birlikte başaracağımıza inancımız tamdır. Çünkü bizler yaşamı savunuyoruz, birlikte yaşamayı savunuyoruz…
Bu girişim kalkınma yatırımı adı altında yerel ölçekte çevre felaketlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu sözde kalkınma hareketinin çevresel bir yıkıma neden olacağı çok açıktır. Sermayenin tükettiği, sermayeye kurban giden bir başka vaka olmak istemiyoruz. Bunun örneklerini pek çok defa gördük. Daha Şubat ayında Erzincan’ın İliç ilçemizdeki meydana gelen siyanürle altın arama faciasında 9 madencimizi kaybettik. Bu facianın acısı henüz tazeyken, yeni felaketler doğurabilecek, karadere vadimizi, turizm alanlarımızı, tarım ve hayvancılık faaliyetlerimizi yok edecek bir girişimde bulunmaya çalışıyorlar. Çevre yıkımının ötesinde halkın sağlığı ve yerleşim yerlerinin korunma kaygıları halkımızı bu katliama karşı ayaklandırıyor. Karadere vadimizi yapılan HES’ler yeterince zarara uğratmıştır. Halkımızı canını yakmıştır. Sözde yatırımcı ve ekonomiye destek olacak şirketlere Erikli ve Bahçecik yaylalarımız peşkeş çekilmiştir. Hava, su ve toprak kirliliği, ormansızlaşma gibi çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Su kaynaklarını, orman örtüsünü, ve endemik bitki türlerimizi yok edecek olan bu katliamı durdurmalıyız. Bizim siyanürle maden arama çalışmalarına karşı gelişen hareketimiz hem çevreci hem de kent savunmacı bir yapıdadır. Hareketimiz doğal kaynakların devamlılığı üzerinedir.
Siyanürle maden çıkarma hareketinin kalkınma ve ekonomik yarardan uzaktan yakından alakası yoktur. Sadece sermayenin (özel şirketlerin) kar elde edeceği, yaşama ve yaşatma hakkını gasp edeceği apaçık ortadadır. Kamuya yönelik değil, özel şirket yararına çalışıtırılacak olan bu tesis doğayı ve insan yaşamını tehdit etmektedir.
Kırsal alandaki vatandaşlarımızın orman, nehir gibi geçim kaynaklarının korunduğu, yaşama haklarının savunulduğu bir Araklı istiyoruz. Katliama karşı çevreci hareketimize daha fazla destek olunmasını istiyoruz. Yaşam hakkını birlikte savunmak ve bu birlikteliğe geleceğimize miras bırakmak bizlerin en önemli görevidir. Dolayısıyla Taşönü Çöp Depolama Tesisi sürecine ilişkin söylenilen yalanların bedelini büyük çevre sorunları ile ödemek zorunda kalan Araklı’mızı yine büyük bir sorunla başbaşa bırakan bu siyasi iktidardan hesabı birlikte soracağız…
Ülkemizde giderek derinleşen eşitsizlik ve büyüyen yoksulluğa rağmen üreticinin hakkını gasp eden gerici ve faşist siyasi iktidar, ülkemizin her yerinde olduğu gibi kendi üreticisi ve işçisine düşman gibi davranmaktadır. çay üreticisini sermayeye peşkeş çeken anlayış fındıkta da aynı sömürü mekanizmasını işletmektedir. Fındık fiyatını üretim maliyetlerinin altındaki ücretle açıklayan siyasi iktidar ülkemizi büyük bir toplumsal çöküşün içerisinde yönettiğini düşünmektedir. Açıklanan fiyatları ne üreticimizi ne de mevsimlik fındık işçimizi memnun etmiştir. Biz alınterinin, emeğin mücadelesini siz değerli vatandaşlarımızla sürdürmeye devam edeceğiz. Bir avuç sermaye sahiplerinin değil halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Yerellerde kurduğumuz iktidarı genele taşıyarak eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin sağlandığı düzeni birlikte inşa edeceğiz…
Doğasını, çevresini, yurttaşını önceleyen politikalarla Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında, eşitlik ve paylaşım temelli Cumhuriyetçi bir yönetim anlayışını birlikte ortaya koyacağımız siz değerli vatandaşlarımıza saygı ve sevgiyle…
Yorum Yazın