Ortalama sene de en az iki defa memlekete gider gelirim. Zorluyorum gitmeyeyim diyorum ama yine de yapamıyorum. Yaklaşık bir ay önce Zaruri izine ayrıldım. Hem merhum Ali abimize son görevimizi yapmak hem de dinlenmek için dayımla yola koyulduk.. Gece üç dört gibi Trabzon’uma indik. kaptan pilotun “ Sayın, yolcularımız Trabzon’a başarılı bir iniş gerçekleştirdik “ cümlesiyle içim bir hoş oldu. Sanki sevgiliye kavuşmak gibiydi. zaten “ Trabzon Bir Sevda “ değil mi?..
Araklı sahil balıkçılarından ilçeye giriş yapınca insanın içindeki o hasret yerini keşke gelmeseydime bırakıyor . Koca vilayet, ülke hatta dünya değişirken Araklı bıraktığım yerdeydi hep.. Deresi, yaylaları toprağı rengarenk sonbaharı ve tabiatı gibi olabilseydi keşke… Bu aralar derelerinin temiz akmadığını görüyor duyuyor, alakası olmayan köyün adıyla yapılmaya çalışılan HES’le koca bir köyün ortasına içinde yaşayanları umursamadan yapılan çöp tesisi ve bütün bunlara belli kısım insanlar dışında hiç itiraz edilmeyen Araklı(!).. belki acımasızca bir bakış açısı gibi ama sizce de biraz öyle değil mi?..
Araklı gelişimi adına hiç mi umudum yok?.. değişim olmaz mı?.. tabiki var özellikle ben gençliğin değişimlerde etkili olacağını düşünüyorum. Nasıl mı?.. bir tanesini yaşadığım anıyla anlatayım :
Bir “ Cumartesi “ günü sevgili arkadaşım Taner’in ısrarıyla Avni Bey Otel’e gitmeye karar verdik. Otelin hakkında uzun uzun bilgi verdi. Otelcilik konusunda zaten eline su dökülmez. Öyle bir anlattı ki bir solukta kendimizi otelin restaurantına attık. Bir yanı Karadeniz’e bir yanı bizim Aho’ya bakıyordu. Ayın şavkıyla bizim kilise dağı parlıyordu adeta.. oturduk içeceklerimizi mezemizi söyleyip hem içiyor hem sohbet ederken, anlattığı gibiydi.. hizmetteki kalite, garsonun küllüğü, kadehleri tabakları değiştirmesindeki profesyonellikleri ve hitap şekilleri dikkatimi çekmişti. Araklı da pek karşılaşmadığım durumdu. Merakımdan, arkadaşımdan izin alıp garsonu çağırdım.
— Kardeşim merakımı hoş görün bir şey sorabilir miyim?..
— Tabi ki, buyurun beyfendi.
— Genelde bir Trabzon’lu tanımadığı bir insana nerelisin diye sorar. Bu büyük şehirlerde de böyle.. Buralı mısınız?..
— Evet efendim.
Köyünü sordum ama şimdi hatrımda değil eğitim durumunu (turizm mezunumu) sormak aklıma geldiyse de sormadım..
— Valla tebrik ediyorum genç kardeşim, bura da yaşayıp nezaketi elden bırakmadan işini profesyonelce yapmanız ilgimi çekti.
— Teşekkür ederim, işimizi güzel yapmaya sizi güzel ağırlamaya çalışıyoruz. Bunu ilk söyleyen de sizsiniz ayrıca teşekkür ederim.
— ömrümün çoğunu burda yaşadım. Evet büyükşehirlerde bunlara alışığım ama burada karşılaşmak kolay değil. hoşuma gitti.. Araklı da güzel kendini geliştiren gençlerin olması bu tür işletmelerin ilçemizin gelişimi tanıtımı adına çok şeyler katacağından şüphem yok. Gençlik tüm ümidimiz. Teşekkürler kardeşim kolay gelsin.
Afiyet olsun deyip genç kardeşim işine döndü. Sadece garson çocuk değil işletme sahibi gibi hemen tüm çalışanları Araklı’dan. Taner sektörü bildiği için benim kadar şaşırmamıştı.
Gece pazara dönmek üzereydi, hesabı ödedik, çıkarken işletme sahibini tebrik edip ayak üstü işletme hakkında fikir alışverişi yaptık. Çalışanları gibi nezaketle bizi asansöre kadar uğurladı.. en son valenin iyi akşamlar efendim demesiyle otelden ayrıldık.
Muhtemel ilçe de diğer otel işletmeleri de bu şekildedir. Sayılarının artması ve bu tür işletmelerin tüm ilçeye esnafına örnek olmasını diliyorum.
Avni Bey Otel Araklı’ya hayırlı olsun. Bir daha ki gelişimde ilçemizde ilk ve tek olan doğayla iç içe Pazarcık “ Montain Oteli “ ve diğer işletmeleri gezme fırsatı bulup yazmak isterim…
Her gün kendini geliştiren, değişen yenileyen Araklı dileğiyle, Şimdilik Hoşçakal Araklı(!)…
Yorum Yazın