Geçen hafta İstanbul Şişli’de ki İnşaat’ta meydana gelen asansör kazasında on vatan evladı HAKK’ın rahmetine kavuştu. Çoluk çocuklarının rızkını temin etmek için ağır şartlarda çalışan bu kardeşlerimizin ölümü ülkemizi yasa boğmuştur.
İş güvenliği ve işçi sağlığı konusu bir kez daha gündeme gelmiştir. Konuya girmeden önce İşçilerimize ALLAH’tan rahmet, kederli ailelerine sabr-ı cemiller niyaz ederim.
Bir iş kazası incelemesi sonucunda savcılık iddianamesi hazırlanırken 4857 sayılı kanunun öngördüğü “İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ DENETİMİ” kavramı ile, 4708 sayılı kanunun öngördüğü “YAPI DENETİMİ” kavramları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Maalesef her iki alanda organizasyonlar ve sorumluluklar, farklı alanlardaki kanunlarla ayrı ayrı ve birbirinden bağımsız olarak tarif edilmiştir.
İnşaatların yapım aşamasında, iş yerinde iş kazası meydana gelmesi durumunda Cumhuriyet Savcılıklarınca , işçilere tehlikesiz çalışma ortam ve şartlarını sağlamakla görevli şantiye yönetimi ile işçi sağlığı ve iş güvenliği elemanlarının yerine veya onlarla birlikte sadece inşaatın kalitesinden sorumlu yapı denetim elemanlarına da sorumluluk verme ve ceza davası açmak mümkün müdür ?
İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri, inşaatta çalışan işçilerin iş kazalarına uğramamaları ya da meslek hastalıklarına yakalanmamaları için iş yerinde sürekli yürütülen hizmetlerdir. Mesela, işçilerin düşme, çarpma, elektrik, kimyasal madde, yangın, patlama, asansör kazası vs. nedenlerle hayatını kaybetmemesi, yaralanmaması veya hata olmaması gibi, işçilerin çalışma şartlarına ve çalışma ortamına ilişkin konular işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri kapsamındadır.
İnşaat yapım aşamasında, şantiyede bir iş kazası mrydana gelmesi durumunda da YÜKLENİCİ FİRMA ve şantiye yönetimi ile yüklenici firmanın “İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ELEMANLARI” sorumludur.
ARAKLI ARI HABER