600 yıl dünyay hüküm sürmüş kos kocaman Cihan İmparatorluğunun Karaderesi\'de Osmanlı devletinin çöküşünden etkilenmiş, ilk kanlı savaşın M.Ö 400\'de 10.000 Yunan askeri\'nin Madur dağı ve Madur dağının denize bakan taraflarında gören Osmanlı Devleti\'nin Karaderesi ilk olarak 1914 yılının 17 Kasımında Rusya tarafından bombardıman edişmiş ve bu bombardıman 3 gün sonra Rus savaş gemilerine yenilerinin eklenmesi ile 20 Kasım\'da tekrar devam etmişir.
Bu bombardımanda Araklı çarsı ile ilçe merkezinde bulunan bir camii hasar görmüştür. Bunun ile de yetinmeyen Ruslar Karadere vadisinin önemini çok iyi bildikleri için Araklı\'ya denizden çıkartma yapmaya çalıştılar. Bu çıkartmanın sonucunda Ruslar başarılı ola bileselerdi, Bayburt ovasına inilecek ve oradan da Erzrum olmak üzere Van gibi bir çok Doğu iline rahatlık ile ulaşıla bilecekti. Araklılılar bu çıkartmaya karşı ellerinde ki \'aynalı dumanlı dokuzlu \' denilen tüfeklerle , sahile çıkmaya çalışan Rus ordusuna karşı direnmiştir. Sahile çıkamıyan Rus askeri bunun üzerine Araklı limanına demirlemiş olan çift direkli 48 kayık ve kotrayı yağlı paçavra ile tutuşturarak yaktılar. Bombardımanı sürdüren Rus ordusuna ait bir torpidosu 30 Aralık 1915 tarihinde sabah saatlerinde Araklı\'yı bombardıman ederek bir çok aracı imha eder.
Bunun üzerine Osmanlı devleti Araklı\'da hasar tespit çalışmaları yapılmasını ister. Bu emir ile harekete geçen Trabzon Valiliği hazırladığı raporda; 45 araca ait 4.237.000 kuruş ve yine hasar gören özel binalara ait, 250.000 kuruş masraf çıkartır. Rus donanmasının bombardımanı devam ederken, Rus kara kuvvetleri de bombardımanların sağladığı rahatlıkla Sürmene tarafından Araklı istikametine doğru ilerlemeye başlamıştı. 31 Mart 1916’da Sürmene Manahoz Deresi’ni geçen Ruslar, Araklı Küçükdere’ye doğru ilerledi. Fakat Araklı Küçükdere’yi geçmek isteyen Ruslar, sahil kısmındaki yoğun Türk taarruzuyla 1 Nisan 1916’da geri atıldı.
Kaşıkçı hanları
Bununla birlikte, iç kesimlerden Köprübaşı istikametine ilerleyen Rus 19. Türkistan Alayı, Ğorğor (Küçükdere) sırtlarını tuttu. 2 Nisan 1916 tarihinde donanmalarının desteği ile ilerleyen Rus kara kuvetleri, Araklı Karadere\'nin doğu sahiline kadar geldi. 3 Nisan\'daki bombardıman da Türk kuvetleri yerlerini terk eder ve TUL (Dul ) köyü Rusların eline geçer. 5 Nisan 1916\'da bir Rus torpidosu, Karadere\'deki Türk hattının sol kanadını bombalamaya devam eder. Ağır Rus bombardımanına rağmen her şey Rusların istediği gibi gitmiyordu. 6 Nisan 1916 tarihinde Türk sahil müfrezesi\'ne bağlı birlikler kısa taaruzlarla Rusları sıkıştırmaya başladı. Bu küçük saldırıar Rus komutan Lyakhov\'u endişelendird.
Nitekim Ruslar 8 Nisan 1916 günü sabah saatlerinde 5.000 askerler ile Karadere\'ye çıkartma yaparak 9 Nisan 1916 \'da Tosunlu (Bifera) köyüne kadar geldi. Türk kuvetleri sahil kesiminde ve Karadere\'nin batı yakasında mevzilenirken, iç kesimde ise Karadere\'ye Kaşıkçı hanları bölgesinde kavuşan Marzuba (Kaymaklı) deresi boyunca mevzilenmişti. Bu durumda Araklı Yoncalı (Zavzaga ) Tosunlu (Bifera ) hattı boyunca Rusları oyalama tatktiğine girildi. 14 Nisan 1916 sabahında Türk ileri Karakollarının tamamı Karadere\'nin Aho (Ayvadere) dağı tarafına çekildi. 14 Nisan 1916 sabah saat 08.00\'de Rus Rostislav harp gemisi Türk mevzilerini şiddetli şekilde bombardıman altına aldı.
Rusların konakönü çıkarması
Ruslar tarafında atılan 1220 bomba ciddi tahribata sebep oldu. Saatler 14.00\'ı gösterdiğinde Türkler yani Araklılılar artık pes etti ve sahili tamami ile Ruslara bırakıldı. Türkler geri çekilirken Ruslar\'da ilerliyordu ancak bu Ruslar için hiç kolay olmayacaktı ve Aho (Ayvadere) dağına doğru gelirken 1.000 Rus askeri ölüyordu... Ölüyordü ölmesine ama, ama koskoca Osmanlı İmparatorluğunun Konaköüsü, Karaderesi, Kaşıkçısı, Ahosu ve Pervanesi düşüyordu. Ruslar, 15 Nisan 1916\'da Pervane köyüne askeri hastane kurarlar. Türk kuvetlerinin sahildeki gerilemelerine rağmen iç kesimlerde 22 Haziran 1916 tarihinde gece yarısı 00.30\'da Rusların elinde bulunan Madur - Polut dağına Türk taaruzu başlar ve 2122 rakımlı tepe tekrar Türk toprağı haine gelir. 23 Haziran 1916 günü ise, çoğu Çanakkale\'den gelmiş Türk birlikleri, Rusların keşif kolunu Yurt yaylasında süngüden geçirdi. Bu tarihlerdeki ikinci büyük taaruzu ise, Sultanmurat tepesi\'inde başladı.
Hızlanan Türk 9. Tümeni Madur\'u, 33. Tümen ise Polut\'u geri aldı. Yine 24 Haziran 1916 günü, bölgedeki sise rağmen Madur dağının kuzey eteklerinde bulunan Türk 9. Tümeni, Çoşk yaylasına girdi ve Uykudağı\'nda mevzilenen Ruslarla çatıştı . Düzenlibirlikler Ruslar ile savaşırken Araklı halkı ne yapıyordu? Araklı\'dan kimler milli mücadeleye destek veriyordu? Aslında Ruslara karşı Araklı\'daki ilk sivil müdafaa, Rus donanmasının 1914 yılında Araklı\'yı bombardımnanı sırasında başlamıştı. Araklı\'ya denizden çıkmak isyeyen Rus askerleri Araklı halkının direnişi ile karşılaşmış ve bu yüzden epey bir süre karaya çıkamamıştı. Rus askerlinin sahil kesimlerini yoğun şekilde bombardıman etmesinden son Araklı halkının sorumluluğu dahada artar ve bu sorumluk kapsamda Araklı eşrafından İsmailçebioğlu Hacımehmet Ağa ve oğlu Yusuf Ağa, 100\'er kişilik silahlı gönüllü müfrezelerle Batum cephelerine gitmişlerdir.
14 Mart 1916\'da Araklılılar Ruslara karşı büyük mücadele vererek, Rusları geri püskürtmüş ve Ruslar bu mücadelede 600 ölü vermişlerdir. Yine Araklı eşrafından olup 1888 yılında Sürmene ilçesinde doğan Ömer Ağa\'da önemli destekler vermiştir bu savaşta. Ömer Ağa, uzun yıllar Milli Emniyet\'te çalıştığı bilinen Topal Niyazi lakaplı Osman Niyazi İsmailçebioğlu\'nun babası, Araklı eski belediye başkanlarından merhum Yılmaz Çebi\'nin dedesi ve yine Araklı Belediyesi eski başkanlarından Niyazi Çebi\'nin ise büyük dedesidir. Araklı\'yı işgal eden Ruslar, Ağanaslı Hurufoğullarından Ahmet\'i rehin alırlar Ama Ahmet Rusların dediklerini yapmayınca yani vatanını ve milletini satmayınca şehit edilir.
Fevzi Çakmak Paşa\'nın Araklı ziyareti. Araklı\'daki savunmaya 3.ıntıka Komutanı olarak aatanan isim, daha sonrası mareşal olacak Fevzi Çakmak Paşa\'dır. 9 Nisan 1916 günü Fevzi Paşa, o sırada Gümüşhane\'de bulunan ve Trabzon\'daki askeri birlikleri de komuta eden lll. Ordu ordu komutanı Vehip Paşa görüştükten sonra Trabzon\'a hareket etti. Fevzi Çakmak 11 Nisan 1916\'da, Türk sahil cephesi karargahının bulunduğu bugünkü Arsinilçesine bağlı Yolüstiü köyü\'ne gitti ve teftişte bulundu. Paşa\'nın ziyareti askerler arasında büyük sevi,nce yol açarken bu esnada Türk askeri bütün cephelerde tekbir getirmeye başladı.
Tekbirler Araklı Karadere vadisinde dalga dalga yayıldıı. Karadere savunmasının komutanı Fevzi Çakmak Paşa, bundan sonra Ahoo Dağı zirvesine çıkmış, mevzileri denetlmiştir. Yerli Ermenilerin Faliyetleri Muhacirlik çilesi yanında, Araklı civarındaki diğer menfi durum ise Ermeni mezalimiydi. Ermeniler Pervane köyünde tecavüz olaylarına karışırken Purnak, Zimla-i Kebirve Zimla-i sagır halkından kaçamıyan kadın ve çoçukları Ermeniler öldürmüştür. O dönemlerde Araklı bazı fena kadınlarda bulunmaktaydı. Bu fena kadınların Ermeni Askerleri ile olan kötü münasebetleri sonucuTekonun Azizi adlı bir Araklı ve yine diğer bir Araklılı olan Nuroğlu Kamil tarafından Araklı meydanında halkın önünde kuşuna dizilirek öldürülmüşlerdir.
Sonuç 1914 yılından itibaren meydana gelen Türk-Rus çatışmaları sırasında yoğun olaylara sahne olan Araklı yöresi, 1916-1918 yılları arasında ağır bir Rus işgali dönemi yaşamıştır. Bununla birlikte, işgal öncesinde Araklı civarında Ruslara karşı yoğun bir savunma yapılmış, Araklı Ruslara hiç de kolay teslim edilmemiştir. Araklı’nın özellikle iç kesimlerindeki çatışmalar ise, savaşın sonuna kadar sürmüştür. Zannedildiğinin aksine Ruslar, Araklı ve civarına tamamen hakim olamamışlar sadece sahil kesimindeki hakimiyetleriyle yetinmek durumunda kalmışlardır. Nihayet, Osmanlı Ordusu’na bağlı 37. Tümen, 26 Şubat 1918 günü Araklı’ya girmiş ve 14 Nisan 1916 tari-hinden beri iki yıla yakın bir süre Rus ve Ermeni işgalinde bulunan Araklı’yı kurtarmıştır.