Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisi Aralık ayı ilk toplantısı Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun başkanlığında gerçekleştirildi. Başkan Gümrükçüoğlu, 16 Aralık Cumartesi günü Trabzon’da “Kudüs’ün Hürriyeti Yürüyüşü” gerçekleştireceklerini belirterek Trabzon halkını yürüyüşe davet etti. Ayrıca Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerinin ortak kararı ile İsrail’in işgali ve ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını açıklaması kınandı. Açıklamada, “Kudüs'ü çocuk katili bir devletin eline bırakmayacağız” denildi. Kınama bildirisini Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri adına AK Parti Grup Başkan Vekili Muhammed Said Gürsoy okurken şunları söyledi:
BU KARAR BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR
ABD Başkanı Donald Trump’ın sorumsuz, yersiz ve hukuksuz Kudüs açıklaması insanlık vicdanını yaralamış ve biz Müslümanları derinden rahatsız etmiştir. Bu sorumsuz ve hukuksuz açıklamayı reddediyoruz ve kınıyoruz. Buradan Trabzon Büyükşehir Meclisinden, Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bizde diyoruz ki, “Bu karar bizim için yok hükmündedir.” Dünyanın en kadim kentlerinden biri olan Kudüs, bugün Orta Doğu sorunun merkezinde yer alıyor.
KUDÜS İŞGAL ALTINDADIR
İsrail, kentin doğusunu 1967’de işgal etti ve 1980 yılında tamamını başkent ilan etti. Ancak bugüne kadar Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan hiçbir devlet olmadı. Bu anlamda, Trump’ın açıklaması da bir ilk olma özelliği taşıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü başkent olarak kabul etmiyor. Öncelikle şunu bilmeliyiz ki; Mescid-i Aksa davası, sadece Filistinli Müslümanlara emanet edilmemiştir. Biliyoruz ki Kudüs, İslâm’da özel bir yere ve kutsiyete sahiptir. Kudüs, vahye dayanan kitaplarda kutsal sayılmıştır. Kudüs’teki Mescid-i Aksa Müslümanların ilk Kıblesi ve en kutsal sayılan Harem Mescitlerinin üçüncüsüdür. Mescid-i Aksâ; Mü’minlerin Kâbe-i Muazzama’dan önceki Kıblesi, haremi ve öz yurdudur. Mescid-i Aksa mukaddes toprakların kalbi sayılır. Müslümanlar hicretten 16 ay sonraya kadar Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya yönelerek namaz kıldılar. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Mîrâca buradan yükselmiştir. Yüce Allah (cc) Kur’anı-ı Kerimde “Mescid-i Aksa”dan adıyla bahsetmekte ve bu Mescidin etrafının da mübarek kılındığını bildirmektedir. “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.”(İsra suresi.) Hz. Peygamber, “Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke’deki Mescidu’l-Haram’a, Medine’deki benim bu mescidime ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya” buyurmuştur. Resulullah’ın (S.A.V.) bu hadisi ile bu üç belde İslam’da kutsal ilan edilmiştir.
MESCİD-İ AKSA’YI KORUMAMAK ALLAH’IN DİNİNİ İHMAL ETMEKTİR
Kudüs Mü’minlere; İsrail kavmine de tebliğde bulunan peygamberlerin ve onların tebliğini tasdik eden Hazreti Muhammed Mustafa’nın (S.A.V.) mirası; bölgenin fethi ve izzetinin, şerefinin muhafazası konusunda büyük hizmetleri geçen Hazreti Ömer, Selahâddîn-i Eyyûbî, Yavuz Sultan Selim Han ve Sultan 2. Abdülhamid Hân gibi İslâm ve devlet büyüklerinin emanetidir. İsra ve Miraç olayı, yeryüzündeki bütün Müslümanların boynuna Mescid-i Aksa emanetini yüklemiştir. Onu ihmal etmek, onu korumamak, Allah’ın Dinini ihmal etmek demektir. Yüce Allah (c.c.) bunu bütün Müslümanlardan sorar. Mescid-i Aksa, bir mescittir ancak yeryüzündeki herhangi bir mescit gibi değildir. Onun farklı konumu ve özelliği vardır. Bundan dolayıdır ki Mescid-i Aksa bütün Müslümanların kutsal mescididir. Bugün her Müslüman’a düşen görev Mescid-i Aksa’nın değerini bilmektir. Onun dokunulmazlığını ve şerefini korumaktır. Ona destek olmak uğruna maddi ve manevi bütün fedakârlığı yapmaktır.Bu emanete sahip çıkmak ve onu korumak, Filistinli Müslümanların olduğu kadar, tüm Dünya coğrafyalarında yaşayan Müslümanların da görevidir. Kutsal mekânlar, salih kulların sahipliğinde kutsiyetlerine paralel olarak korunurlar. Temennimiz, İslam dünyasındaki uyanış ve direniş hareketlerinin güç kazanması, bu kutsal mekânın tekrar Allah’ın kendilerinden razı olduğu salih kulların idaresine geçmesidir.
İŞGALE "HAYIR" DEMENİN ŞİMDİ TAM ZAMANIDIR
46 yıldır süren bu işgale "hayır" demenin şimdi tam zamanıdır. Artık bütün bir İslam dünyasının sesini yükseltmesinin ve tüm cihana bu işgale son verilmesi ve Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması mesajını vermesinin tam zamanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız Uluslararası her platformda dünya liderlerinin gözlerinin içine bakarak hak ve hakikati cesurca söyleyerek, tüm Müslümanların sesi olmaktadır. Trabzon Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri olarak; Kudüs'ün işgaline, ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz. Kudüs bizim gözümüzün nurudur. Kudüs'ü çocuk katili bir devletin eline bırakmayacağız. Kudüs tüm Müslümanların kırmızı çizgisidir. Kudüs’te ezan sesi kıyamete kadar baki olacaktır. Sultan 2.Abdulhamit Han’ın dediği gibi diyoruz ki, “Mekke Allah’ın (c.c.) Haremidir, Medine Peygamberin (S.A.V.) Haremidir, Kudüs ise bütün Müslümanların Haremidir. Bizler Haremimize sahip çıkacağız.”
Araklı Arı Haber