Trabzon'da doktora saldırdığı iddia edilen aile konuştu..
Trabzon'da önceki gün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'nde akciğer kanseri nedeniyle tedavi gören yakınlarının hayatını kaybetmesinin ardından hastanede doktora saldırdıkları ve çevreye zarar verdikleri iddia edilen hasta yakınları kendileri ile ilgili iddiaları reddediyor.
Olay, Pazar günü sabah saatlerinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne meydana geldi. Trabzon'da akciğer kanseri tedavisi gören Tahsin Aydın (65) fenalaşarak Sürmene Devlet Hastanesi buradan da ambulans ile KTÜ Farabi Hastanesi'ne kaldırıldı.
Acil servise getirilerek tedavi altına alınan Tahsin Aydın yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Tahsin Aydın'ın hayatını kaybettiği öğrenen çocukları yoğun bakım ünitesinde cenazeye görmek istedi. Korona virüs tedbirleri kapsamında tulum ve maskelerle girilen servise hiçbir tedbir almadan girmeye çalışan hasta yakınları ile güvenlik görevlisi ve asistan doktor Esra Ersöz Genç arasında sözlü tartışma yaşandı.
Servise girmek isteyen hasta yakınları doktor Esra Ersöz Genç'in sosyal medyada yaptığı paylaşımdaki iddialarına göre, serviste camları ve bir kalorifer peteğinin borularını kırdı. Yine aynı doktorun iddiasına göre, şahıslarında biri o esnada eline oksijen tüpünü alarak asistan doktor ve güvenlik görevlilerini kovalamaya başladı. Çevik kuvvet ekipleri tarafından gözaltına alınanlar şahıslardan İhsan Aydın olay sonrası gözaltına alınırken, daha sonra serbest bırakıldı. Ancak doktor Esra Ersöz Genç'in sosyal medya paylaşımlarının ardından Aydın dün yeniden gözaltına alındı.
Tüm bu yaşananların ardından kendilerine bir söz hakkı doğduğunu belirten İhsan Aydın’ın ağabeyi Miraç Aydın, iddia edilen suçlamaları kabul etmediklerini söyledi. Aydın “Doktor hanıma kesinlikle bir müdahale olmadı. Biz kardeşimle yoğun bakım kapısını açtık. O anda kendimizi kaybettik. Kapıyı açarken güvenlik görevlisi kardeşime sarıldı. O da fiziksel olarak onu ittirdi. Kavga yok. Tüp ile kovalamaca yok. Cam kırılması yok. Böyle şeyler söz konusu değil” dedi.
İhsan Aydın’ın kardeşi Burak Aydın ise yaptığı açıklamada sağlık çalışanlarına bir müdahalenin olmadığını belirterek, olayda oksijen tüpü ile bir saldırının da olmadığını söyledi. Burak Aydın, “Kesinlikle sağlık çalışanlarına bir müdahale olmamıştır. Benin yeğenim de sağlık çalışanı. Ben babam ile sağlık çalışanlarını herkes gibi alkışladım. Benim babamı hastanede acilden röntgene giderken bitmiş oksijen tüpünü taktılar.
Oksijen tüpü bittiği için babam ağabeyimin kollarında vefat etti. Babam fenalaşınca ağabeyim müdahale etti. Oksijen tüpünü takmaya çalıştı. Tekrar acil servise alındı müdahale edildi kalbinin 2 kez durduğunu söylediler.
Kalbini tekrar çalıştırdıklarını 2 saat sonra kendine geleceğini söylediler. Bizim kafamızı karıştırdılar. En son öğle saatlerine doğru bize ölüm haberini verdiler. Oksijen tüpü ile kesinlikle bir saldırı yok. Bitmiş oksijen tüpünü babama taktıkları için burada doktorların ihmali var. İhmal olduğu için şuana bunu örtmeye çalışıyorlar. Bitmiş oksijen tüpünü ağabeyim İhsan eline alarak personele gösterdi. 'Bitmiş oksijen tüpünü babama niye taktınız?" diyerek feryat etti olay bundan ibaret. Sadece tüpü ayağa kaldırarak gösteriyor hiçbir şekilde sağlık çalışanlarına, devlet memurlarına hiçbir şey olmamıştır. Vatanımızın, milletimizin yanındayız” diye konuştu.
Babama bitmiş oksijen tüpünü taktılar”
İhsan Aydın’ın ağabeyi Miraç Aydın ise sağlık çalışanlarının baba Tahsin Aydın’a bitmiş oksijen tüpünü taktığını iddia ederek, “Pazar günü sabah saatlerinde Sürmene Devlet Hastanesi’nden KTÜ Farabi Hastanesine ambulans ile taburcu ettiler. Babama acil serviste müdahale ettiler.
Babamın akciğerinde rahatsızlık vardı. Solunum yetmezliği nedeniyle bitmiş tüpü taktılar. Tüp acil servisten röntgen odasına kadar yetmedi. Tüpün bitmesiyle babamın oksijeni kesildi. Oksijen kesildiği için babam acil durumda olmasına rağmen ayağa kalkarak yatağın üzerine düştü. O anda babam kalp krizi geçirdi. İkinci tüpü takmak için görevli mücadele etti. Başarısız oldu. Tüpü takamadığı için kardeşim olaya müdahale etmek zorunda kaldı. Tüpü kardeşim İhsan kendi elleriyle taktı.
Sağlıkçıların yapacağı olayı kardeşim yaptı. Kardeşim bugün burada yargılanıyor. Kardeşim sağlık çalışanlarına hiçbir şekilde müdahale etmedi. Temas, fiziksel müdahale ve dövüş hiçbiri yaşanmadı. Babamın kalbi durunca röntgenden vazgeçtiler. Hemen yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakım ünitesinde bizi saatlerce beklettiler. Babamı orada zaten kaybetmiştik. Kalbi çalışıyor şeklinde bizi oyaladılar. Ölüm haberini aldığımızda biz kendimizi kaybettik” iddialarında bulundu.
“Sağlık çalışanlarının yanındayız; onlara destekçisiyiz”
Asistan doktor Esra Ersöz Genç’e fiziksel bir müdahalenin olmadığını dile getiren Miraç Aydın, güvenlik kamerası görüntüleri izlendiğinde her şeyin ortaya çıkacağını belirterek şunları söyledi:
“Doktor hanıma kesinlikle bir müdahale olmadı. Biz kardeşimle yoğun bakım kapısını açtık. O anda kendimizi kaybettik. Kapıyı açarken güvenlik görevlisi kardeşime sarıldı. O da fiziksel olarak onu ittirdi.
Kavga yok. Tüp ile kovalamaca yok. Cam kırılması yok. Böyle şeyler söz konusu değil. Biz bunları kabul etmiyoruz. Bizi şuanda öyle bir kefeye koydular ki çok kötü durumdayız. Acımızı yaşayamadık. Cenazemizin toprağa atamadılar bizi aldılar. Dün cenazedeydik bugün adliyedeyiz. Biz zaten sağlık çalışanlarının yanındayız. Onlara destekçisiyiz.”