Haber7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan
Türkiye,İran ticari ilişkileri ve Halkbank’ın bu rolünü köşesinde
madde madde özetlemiş.Daha iyi anlaşılması için alıntıladık.
1. Türkiye İran’dan doğalgaz ve petrol alımı yapıyor. Doğalgazı bir devlet şirketi olan BOTAŞ, petrolü ise KOÇ Holding bünyesindeki TÜPRAŞ satınalıyor.
2. İran’dan alınan doğalgaz ve petrolün parası İran’a direkt ödenmiyor, İran devlet şirketlerinin Halk Bankası’ndaki hesaplarına Botaş ve Tüpraş tarafından yatırılıyor.
3. İran devlet şirketlerinin hesabına Halkbankası’na yatırılan para döviz değil TL cinsinden yatırılıyor.
4. Son 4 yılda İran’dan alınan petrol ve doğalgaz için ödenen paranın miktarı 38 milyar dolar.
5. Peki İran bu parayı nasıl kullanıyor? İran, ambargo kapsamına girmeyen İnsani malzemeler, gıda , ilaç gibi maddeleri Türkiye üzerinden İthal ediyor.
6. Reza Sarraf işte burada devreye giriyor. Reza Sarraf’ın şirketleri İran’ın ihtiyaç duyduğu maddeleri yurtdışından ithal ediyor. İthal edilen maddeler Türk gümrüğünden girerek yerlileşiyor. Daha sonra İran’a ihraç ediliyor. Reza Sarraf’ın ithalat ve ihracat belgelerini Halk Bankası’na sunmasıyla, banka İran’ın ödeme talimatını dikkate alarak ithalat yapılan yutdışı firmasına İran devlet şirketlerinin hesabından ödeme yapıyor. Yani Halkbank, Reza Sarraf ile hiçbir para alışverişi içinde değil.
7. Kısaca Reza Sarraf konum olarak , İran devletinin Türkiye’deki tedarikçisi durumunda.
8. Bir başka ayrıntıyı da söylemekte fayda var. Reza Sarraf, zaman zaman Türkiye’deki yerli firmalardan da İran’ın talepleri doğrultusunda satın almalar yapmaktadır. Bu durumlarda da yine Halkbank, ödemeyi bu firmalara yapmaktadır.
9. Özetle Halkbank ile Reza Sarraf arasında hiçbir parasal ilişki bulunmamaktadır.
10. Gelelim kıyametler koparılan altın meselesine. İran, 2012 yılının ikinci yarısı ve 2013’ün ilk yarısında yüklü miktarda altın alımı yapmıştır. İran adına bu alımları yine Reza Sarraf’ın şirketleri yapmıştır. Bu alımların büyük bir kısmı İstanbul Altın Borsası’ndan yapılmıştır. Değeri 10 milyar doları bulan altınlarla ilgili İran adına yapılan ödeme Halkbankası’ndaki İran devlet şirketleri hesabından İstanbul Altın Borsası’na yapılmıştır.
11. Üzerinde bunca tartışma yapılan İran ile Türkiye arasındaki altın ticaretinin içyüzü budur. Bu kadar açık, şeffaf ve uluslararası ticaret kurallarına uygundur.
Peki Halkbank neden hedef seçildi? Yoksa Halkbank üzerinden Türkiye ekonomisi mi çökertilmek isteniyor?
Halkbank 2002 yılında zararda olan bir devlet bankasıydı. Aynı Halkbank’ın 2012 yılı net karı 2.6 milyar TL oldu. 10 yıl içinde banka sürekli büyüdü ve Avrupa’nın en önemli bankalarından biri haline geldi.
Sadece İran ile olan ticari durumla ilgili değil, son dönemde Azerbaycan ile imzalanan Güney Enerji hattı taşıma anlaşması, Kuzey Irak Kürt yönetimiyle yapılan güvenlik ve enerji anlaşmaları ve en son Hindistan’ın da Türkiye ile çalışmak istemesi ve bütün bu sirkülasyonun Halkbank üzerinden yürüyecek olması , bu bankayı hedef haline getirdi.
Çünkü Halkbank, İran ile olan ticaretimiz başta olmak üzere, yeni yapılan anlaşmalarla birlikte milyarlarca dolar değerindeki işlemlerini TL üzerinden yapıyor ve yapacak. Böylece Türkiye dövize az ihtiyaç duyuyor ve Türk lirası içerde büyük değer kazanırken döviz açığımız azalıyor.
Buradan hareketle hedef Halkbank’ın Genel Müdürü Süleyman Aslan ve onun evinde bulunduğu iddia edilen paranın olmadığı aşikar. Hedef birilerini tutuklamakta değil. Operasyonu genişletmek için zemin oluşturmak ve Halkbankası’nın gizli operasyonları varsa onların bilgilerini ele geçirip deşifre etmek amaçlanmış olabilir. Nitekim ABD istihbaratı, yakın geçmişte, güvendiği isimleri, aralarında Halk Bankası’nın da bulunduğu bir çok kuruma göndermiş , İran ile nasıl çalışıldığını öğrenmek istemişlerdi. Bütün bu girişimler tecrübeli devlet adamlarımız ve bürokratlarımız sayesinde boşa çıkartılmıştı.
Özetle, operasyonla, başarısı büyük ve her geçen gün artan Halk Bankası üzerinden Türkiye ekonomisine darbe vurmak ve Türkiye’yi dünya piyasalarında yanlızlaştırmak hedeflenmiş olabilir.