2023’DE ARAKLI’NIN GÜNCELİNE BAKMAK
Mehmet Akif Bal
ARAKLI’YA NİÇİN SIK TEMAS EDİYORUZ?
Araklı’ya dair yazdığım 38 makale türündeki yazılarımda bugüne kadar daha çok fikir ve proje düzeyindeki yaklaşımlarımızı ortaya koymaya çalıştım. Bu kadar sayıdaki tarih ve kültür içerikli makalenin, bir ilçe ölçeğinde hatırlı bir sayı olduğunu düşünüyorum. Yazdığımız makalelerin muhatabı olan ilgili kurumların bugüne kadar ki analiz, proje ve fikirlerimizden anladıkları kadarıyla alıntılar yaparak çeşitli adımlar attıklarını görüyorum, duyuyorum. Buna rağmen, Araklı’ya dair yazdığımız konularımızla ilgili hem Araklı’daki hem de Trabzon’daki kurum ve kuruluşlardan bir dönüş almadığımızı da belirtmek isterim. Bir dönüş olmasını bekler miydik? Elbette ki beklerdik. En başta nezaket gereği. Sonrasında, kurumların kendi uhdelerindeki bir ilçeye dair yazılan çizilen her konuya dair ilgi gösterdiklerini görmek isterdik. Bunu yazarken de sakın ola bir taltif beklentisi içerisinde olduğumuz düşünülmesin. Asla böyle bir beklentimiz yok ve olmaz da. Çünkü biz Araklı’ya şeksiz, şüphesiz ve beklentisiz bir yaklaşımla temas etmeye çalışıyoruz. Biz Araklı’ya baba, dede, ana yadigarı ve emaneti olarak bakıyoruz. Böyle de bakmaya devam edeceğiz.
ARAKLI’YI ÇOK SEVİYORUZ AMA YEREL UFKUMUZ TRABZON
Bilinmeli ki, kaç yüz kilometre uzakta olmamız, Araklı’nın derdinden, tasasından, arzusundan, beklentisinden bihaber olmamıza engel değil. Araklı’nın bizde özel bir anlamı ve yeri var. Araklı’nın derdini, dertlerinin çözümünü iyi gözlemlediğimizi, bildiğimizi ve Araklı’ya dair çözüm odaklı ifadelere, yaklaşımlara ve katmadeğer sağlayacak insan ve çevre dostu projelere sahip olduğumuzu tüm samimiyetimizle belirtmek isteriz. Bununla birlikte Araklı özelinde yazdıklarımız, analizlerimiz, düşüncelerimiz esasen Trabzon’a nefes olma amacındadır. Bu açıdan bakıldığında asla ilçeci, kasabacı, kabileci, köycü, yaylacı, mahalleci olmadık, olmayacağız da. Çünkü bu tür yaklaşımların, medeni bir şehrin idrak kanallarını tıkayan, ufkunu daraltan, toplumsal birlik ve bütünlüğüne dair enerjiyi ortadan kaldıran engeller olduğuna inanıyoruz. Biz iyi biliyoruz ki kalkınmış bir Araklı, kalkınmış bir Trabzon için gereklidir. Araklı’nın enerjisi, Trabzon’un enerjisi olacaktır. Yazılarımızın diğer ilçelerimize faydalı ve emsal olmasını da düşünerek yazıyorum. Trabzon’un her bir ilçesinin tarih, kültür, toplum ve diğer başlıklarda analiz edilmesinin özelde ilçelere, genelde Trabzon’un enerjisine çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ama söylediğim gibi, ilçecilik, kasabacılık, köycülük, mahallecilik yapmadan!
ARAKLI’DAKİ BİSİKLET YOLUNUN MANTALİTESİ!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının finansmanıyla yerel belediye tarafından bir bisiklet yolu projesi yürütülüyor. Bisiklet yolu projeleri çok önemli elbette. Yerli yerinde yapılırsa bisiklet yolları, hem sağlık hem zaman, hem ekonomi ve hem de çevreye saygı noktasında büyük önem taşıyor. Araklı’daki bisiklet yoluna dair ilk adım Araklı otogar ile Araklı Hastanesi arasında ve Yolgören Mahallesi tarafındaki stabilize yol üzerinde başlatıldı. Bununla birlikte Araklı Kaşıkçı’ya kadar çıkacak denilen bisiklet yolunun, Araklı Hastanesinden Kaçıkçı istikametine uzanan kesiminin yapımına dair bir emare yok. Bitirilmeyen bisiklet yolunun, Araklı’nın batı kesimindeki Samayer sahiline kaydırıldığı ve kumsal olan sahilin doldurularak bisiklet ve yürüyüş yolu yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Kanaatimizce bisiklet yolu Araklı merkezinin bir ucundan girip, diğer ucuna kadar giden bir özellik taşımalıdır. Yani Yanbolu’dan Küçükdere’ye kadar. Hatta Küçükdere ve Karadere vadilerindeki bisiklet kullanımına uygun tüm yerleşimler Araklı merkeze bağlanabilmelidir. Ama bu proje yapılamadı.
Bununla birlikte bisiklet yolu adı altında yapılan işlemlerin genel ulaşım ağıyla bağlantıları konusunda ciddi problemler var. Mesela sahil otobanından hareketle, Araklı’nın doğu sınırı olan Küçükdere kesimiyle Araklı’yı birbirine bağlayacak ulaşım amaçlı bir bisiklet yolu ve bu bisiklet yolunun Küçükdere vadisiyle bir bağlantısı kurulamadı. Yani Küçükdere tarafından sahildeki bisiklet yoluna bir geçiş yok! Küçükdere veya Yolgören Mahallesi tarafından bisikletiyle gelen bir vatandaşımız sahil yoluna nasıl ve nereden çıkabilir? Aynı durum Karadere vadisi köylerinden veya mahallelerinden Araklı merkezine gelecek vatandaşımız için de geçerli. Küçükdere tarafından gelecek bisikletli vatandaşımız yeni sahil yoluna çıkamayıp da eski Sürmene asfaltından Araklı merkeze gelecekse, Karadere’den gelen vatandaşımız Araklı otogarının olduğu mevkiden yine eski Sürmene asfaltına girebilecekse, o halde sahil otobanına niçin bisiklet yolu adı altından o kadar masraf yapılmıştır? Küçükdere ve liman arasındaki bisiklet yolu, Araklı’nın içinden geçen eski asfalt yolun uygun kısımlarına yapılmalı değil miydi? Araklı Konakönü’ne ve Kaleciğe bir bisiklet yolu hattı yapamadan Samayer’e bisiklet yolu yapmak, ne işe yarayacaktır? Eğer bisiklet yolundaki maksat Samayer’i Araklı’ya bağlamaksa, ilk planda Araklı-Konakönü-Kalecik hattına bisiklet yolu yapmak gerekmez miydi? Bu hat yapmadıktan sonra Samayer’e bisiklet yolu yapmanın manası nedir? Bahsedilen yatırım olsa olsa sahil yolu düzenlemesi olur. O halde yapılan işin adını böyle koymak gerekmez miydi? Görülüyor ki, bisiklet yolu Araklı’da ulaşıma katkı verecek bir mantaliteye sahip değil. Bu durumda yapılan iş, sadece yapmış olmak için yapılmış veya sadece bir sportif amaca yönelik dökülmüş bir beton zemin oluyor! Tabi yapılan yolların bisiklet yolu standardına ne kadar uygun olduğu konusuna ise hiç girmek istemiyorum!
Yapılması gereken konu şudur: Araklı insanı, eski Araklı yolunu bırakarak sahildeki yeni otobana çıkarak bisiklet kullanmaz. Yine eski Sürmene asfaltından ve eski alışkanlığıyla hareket eder. Şu şartlarda makul olan da bu zaten. Öyleyse, sahil yolu tamamen yürüyüş ve spor yolu kapsamında tutulmalı, Karadere’nin Yolgören-Paskalar-Tul mahalleleri tarafından Kaşıkçı’ya uzanan stabilize yolu bir prestij yolu haline getirilip hem yaya, hem araç ve hem de bisiklet yoluna göre projelendirilmelidir. Küçükdere yolu ise, dere boyunca Mahura altına kadar, Yolgören-Yassıkaya-Yıldızlı-Bereketli hatta Oylum mahallelerinde yaşayan yöre insanımıza hizmet verecek bir yürüyüş yolu ve güvenli bir bisiklet yoluna kavuşturulmalıdır. Bu arada Yanbolu’yu unutmamak lazım. Yanbolu’nun bir kısmının Araklı’ya bağlı olduğu gerçeğinden hareket ederek, bu mevkideki insanlarımızı da Samayer üzerinden ve Kalecik-Konakönü bisiklet hattıyla Araklımıza bağlamak gerekir. Tekrar ediyorum, Yanbolu mevkiindeki insanımız bu projeden beri tutulmamalıdır. Ama bir bilimsel yaklaşımla, bir proje doğrultusunda ve planlı şekilde. Akla estiği şekliyle değil! Bisiklet yolu projesi kanaatimizce bu yaklaşımlarla yapılırsa, hem sağlık, hem ekonomi açılarından hem de çevreye saygılı yollar olma noktasında kendisini gösterecektir.
KARADERE AĞLIYOR
Tertemiz akan hatta uzun yıllardır Araklı’nın içme suyunu karşılayan Araklı Karadere nehri artık boz bulanık akıyor. Bu ürkütücü durum karşısında şikayetleri çözüme kavuşmayan vatandaşımız ağır şekilde beddua ediyor. Bir lobi ise, tüm bu yaşananlara aldırmadan hem Taşönü çöplüğü ile hem de Karadere'ye akıtılan envai ceşit kirli su ile Araklı'yı ve Karadeniz’i kire boğmak için pervasızca hareket ediyor. Bakınız bu yapılanlar, evvela kainatın düzenini kuran yüce mimara yanlış yapmak hatta Gayretullaha dokunmaktır. Buna sessiz kalmak da aynısıdır. Ayrıca bilinmeli ki, bu durum kul hakkı olduğu kadar o nehirde yaşayan veya o nehirden nasiplenen tüm mahlukatın hakkına girmek demektir.
Karadere ağlarken, Karadere yolunun bakımsızlığı da göze çarpıyor. Yolun etrafındaki yaya kaldırımları ve orta refüj alanı ottan, dikenden geçilmiyor. Hastane kuşağına kadar yapılmaya çalışılan aydınlatma direklerinin inşası ise yolu ayıran ferforjeleri mahvetmiş. Bugün artık çok pahalı olan bu ferforjelerin bir kısmı ise yerinde yok! Bir şeyi yaparken, yapılmış olanı yıkmak gerekmiyor değil mi?
ÇAMLICA (TUL) MAHALLESİ YOLUNDAKİ BÜYÜK İHMAL
Araklı'da Çamlıca Mahallesi’nin ova kesimdeki kontrolsüz moloz dökümünün çevreye yaşattığı travmaya dair konu can sıkacak bir boyutta. Yetkili kurumlardan bu moloz alanını acilen rehabilite edip yerel türdeki yani Kestane, kızılağaç, karaağaç ve istiriç gibi fidanlarla bir koruluğa çevirmelerini hatta bu mevkiyi Kaşıkçı'ya kadar bir "Yeşil Prestij Yoluna" dönüştürmelerini, bu amaçla beton yolun etrafına yapılacak bordürlerle kaçak dökümün önüne geçilmesini, buradaki Trabzon Büyükşehir Belediyesine ait malzeme tesisi ile beton santraline kurulacak kamera sistemlerinden faydalanılarak mevkideki güvenliğin ve kontrolün sağlanmasını talep ediyoruz.
ARAKLI FATİH CAMİİ İÇİN PRESTİJLİ NEHİR BALKONLARI YAPILMALIDIR
Araklı’nın en büyük ve prestij camisi olan Fatih Camii’nin Karadere tarafına nehir manzaralı cumbalı balkonlara sahip, yoğun şekilde yeşillendirilmiş butik bir Türk bahçesi formunda park düzenlemesi yapılmalıdır. Bu doğrultuda ilk planda Araklı Fatih Camii etrafının yoğun şekilde ağaçlandırılmasıyla birlikte; camiden estetik bir ahşap bir köprü ile Karadere tarafına geçilmesi, yol ile park arasında güvenliğin sağlanmasından sonra bu alanın mümkünse cami derneği tarafından düşük karla işletilen bir kafeteryaya dönüştürülmesi, parkın bir aile bahçesi formunda tutulması, kurulacak kütüphane ile parkta bir kültür atmosferinin oluşturulması Araklı insanı için çok faydalı olacaktır. Hem de caminin ihtiyacı olan harcamalar için bu tesis bir akar olarak değerlendirilebilecektir. Böylelikle, sahildeki kafeteryalardan mesafe doğrultusunda faydalanamayan Araklı mahalleleri için merkezi bir yerde hizmet verecek eli yüzü düzgün ve konforlu ilk dinlenme tesisi kendisini gösterebilecektir.
HALİLLİ-TÜRKELİ-YEŞİLKÖY- YENİKÖY YEŞİLYURT GRUP YOLUNDAKİ DRAM
Araklı Kaçıkçı’dan başlayıp en son Yeşilyurt Mahallesine ve oradan yaylalara uzanan bir yoldan bahsediyoruz. Yol, Yeşilyurt Grup Yolu olarak dillendirilse de yolun adı esasen Halilli-Türkeli- Yeniköy Yeşilköy-Yeşilyurt Grup Yolu. Bahsedilen grup yolu; Yoncalı-Değirmencik-Merkezköy-Kaymaklı-Halilli-Türkeli-Yeniköy (Çapan)-Yeşilyurt ve Sürmene Oylum mahallelerine yoğun şekilde hizmet veriyor. Ayrıca sezonda on civarındaki yaylaya çıkış yine bu yol üzerinden yapılıyor. Bahsettiğimiz grup yolunu kullanan yaylaların adları ise şunlar: Kalecik, Paskalar, Lişit, Hocanın Suyu, Desuga, Büyük Yayla, Guguda, Kadıra, Irmak Yayla, Aydınpınar, Polut, Kızılkaya, Yılantaş, Purnak Yayla. Bu yol sadece mahalle ve yayla yolu da değil. Aynı zamanda Marzuba, Polut ve Madur gibi tarihi ve turistik özelliklere sahip mevkilere çıkan bir turizm yolu. Görüleceği üzere ciddi bir sirkülasyon var yirmi kilometrelik güzergahta. Ama yolun durumu vahim!
1960’lı yıllarda yöre insanının gayretleriyle yapılan yol güzergahı günümüzde çok ciddi çökmelerle, heyelanlarla, sel sularının tehdidiyle karşı karşıya. Yolu kullanan insanlarımızın yoğun şikayetleri karşısında, ilgili kurumların ya büyük vaadleri yahut derin suskunlukları söz konusu. İlgili bazı kurumların sorumluları kendi ilçelerindeki hatta yaylalarındaki asfaltlamaları bitirebilseydiler belki bu yolla ilgilenmeleri mümkün olabilecekti! Ama işin yanlışlığı aslında Kaşıkçı köprüsünden başlıyor. Bu kadar mahalleye hizmet veren güzergahın başlangıç noktasındaki Kaşıkçı köprüsü tek bir aracın geçeceği genişlikte. Hem de bu çağda!
Bu güzergahı kullanan insanlarımızla görüştüğümüzde, sık aralıklarla meydana gelen sellerin yolu otuz yerden aldığını veya yola ağır hasar verdiğini ifade ettiler. Vatandaş yolun uğradığı hasara karşı kendi gayretleriyle geçici çözümler bulmaya çalışıyor. Ama yolun insana yakışır bir özelliğe ve konforlu hale getirilmesi lazım. Yolun mevcut güzergahından alınarak daha yüksek bir kotta yeniden vurulması gerektiğini söylüyor yörenin aklıselim insanları. Mesela çok az bir istimlakla çözülebilir bir konu olduğunu ifade ediyorlar. Mevcut viraj problemlerinin ise, yapılacak istinat duvarları ve viraj mevkilerinin doldurulmasıyla ortadan kaldırılacağını söylüyorlar. Yirmi kilometrelik kısım ilk planda derenin taşkınlarından etkilenmeyecek istinat duvarları ile koruma altına alınmalı ve acilen asfaltlanmalı deniliyor. Mevcut asfalt yedi yıl evvel dökülmüş ama delik deşik kalmış bir vaziyette. Yöre insanının araçlarında çok ciddi hasarlar meydana geliyor. Kaşıkçı köprüsünün halen tek araçlık olması ise yoldaki ulaşım güvenliğini ve konforunu hepten ortadan kaldırıyor.
ARAKLI STADYUMUNUN HALİPÜRMELALİ
31 Ocak 2017 tarihinde çatısında biriken kar yığınlarına dayanamayan stadyumun çatısı büyük bir gürültü ile çökünce, Araklı stadyumu kullanılamaz hale gelmiştir. O tarihten bugüne yani altı yıldır Araklı’da sporun kalbi olan ilçe stadyumuna dair bir milim adım atılamamıştır. Verilen müjdeli haberlere ve boy boy paylaşılan proje fotoğraflarına rağmen.. Yapılan en hayırlı iş, stadyumun çöken enkazının kaldırılması olmuştur. Stadyumun yıkılmasından sonra yaşananları, bizzat kronolojik bir tarih akışı içerisinde ve stadyuma dair dillendirilen ifadelerin gerçekliğinde bir daha hatırlatmak istedik.
Stadyumun yeniden yapımına dair adımlarda bir ilerleme olmayınca kouyla ilgili ilk itirazını yükselten isim, Araklıspor Kulübü Başkanı olmuştur. 14 Ağustos 2017 tarihinde konuşan Araklıspor Başkanı Erdal Koçaslan, Araklı spor stadyumunun kış döneminde yağan kar sonucunda çatısının çöktüğünü, yağan yağmur ve suların stadyumun soyunma odalarına kadar girdiğini belirterek 300’e yakın sporcumuz var. Sağlıklı yaşam ve spor bu mu? Yetkililer nerede, burada spor yapmak imkansız” diyerek stadyumun ağır gerçeğini ortaya koymuştur.
19 Kasım 2019’da Araklı Belediye Başkanı Recep Çebi, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Eğitimi Dairesi Başkanı Selçuk Çebi, Trabzon Gençlik ve Spor İl Müdürü Birdal Öztürk, Araklı Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Dursun Ali Ayazoğlu, Meclis üyelerinden Kenan Bağçiçek, Hüseyin Özderya, Hasan Çebi ve teknik ekip ile birlikte incelemelerde bulunmuşlar ve afetten dolayı yıkılan stadyum tamamen yıkılarak yerine spor kompleksi inşa edileceğini, planlama çalışmaları başlayan projenin iki ay içerisinde net görüntüsü ortaya çıkacağını beyan etmişlerdir. (Bknz. https://www.haber61.net/trabzon-haber/araklida-afetin-yiktigi-stadyum-yeniden-yapiliyor-h374766.html).
Trabzon Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, 3 Eylül 2018’de Araklı Stadyumunun yıkım işinin ihalesini ilan etmiştir.
İlerleyen zaman içinde Gençlik ve Spor Bakanlığı Trabzon İl Müdürü Akın Birdal, Araklı Stadyumunun en kısa sürede ihaleye çıkarılması ve yıkım çalışmalarının başlatılması için Genel Müdürlüğün talimat verdiğini ifade ederek, “Araklı İlçe stadı ile ilgili çalışmalara herkes büyük destek verdi. Futbolla her zaman iç içe olan bu ilçemizin stadına bir an önce kavuşması için yoğun bir çalışma takvimi oluşturuluyor” demiştir. (Bknz. http://trabzon.gsb.gov.tr/HaberDetaylari/1/140782/o-tribun-yikiliyor.aspx).
Araklı Belediye Başkanı 6 Mayıs 2020’de yaptığı açıklamada, "Trabzon Gençlik ve Spor İl Müdürümüz Sn. Birdal Öztürk, Meclis üyelerimiz Hasan Çebi, Hüseyin Özderya, İmar ve Şehircilik Müdürümüz Zihni Hancı ve Peyzaj Mimarımız İlker Yasin Çakır ile birlikte video konferans gerçekleştirdik. Araklı stadyumunun yapımına önümüzdeki günlerde başlanıyor. İlçemize hayırlı olsun. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" ifadelerini kullanmıştır.
Trabzon milletvekili Bahar Ayvazoğlu, 8 Mayıs 2020’de, “Araklı futbol sahası 1. etap projesi hazırlanmış ve herhangi bir aksilik çıkmaması halinde inşallah haziran ayı sonunda ihaleye çıkarılması planlanıyor” demiştir. (Bknz. https://www.arihaber.net/haber/arakli-ilce-stadi-yeni-haliyle-boyle-olacak-iste-ayrintilar-7823)
21 Mayıs 2000 tarihinde Araklı’ya gelen Gençlik ve Spor Bakanlığı bürokratları: “Araklı ilçe stadyumumuzun 1. Etap zemin etüt sondaj çalışmaları önümüzdeki hafta başlayacak. Mimarisi tamamlanan projemizin Haziran ayının son haftasında inşasına başlanmasını planlıyoruz. UEFA standartlarında, 2. ve 3. bal ve amatör lig oynanabilecek düzeyde bir stadyum olacak” beyanında bulunmuşlardır. (Bknz. https://arakli.bel.tr/arakli-ilce-stadyumunda-yeni-gelismeler/).
Araklı ilçe stadyumunun 21 Ocak 2021 tarihinde yıkımına başlanılmış olup, Araklı Belediye Başkanı yaptığı açıklamada şu açıklamalarda bulunmuştur; “Başta Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Gençlik ve Spor Bakanımız Sn. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na, milletvekillerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Bu konuşmayla birlikte stadyumun yeni yapısının proje fotoğrafları ilgili kurumun sosyal medya hesaplarından yayınlanmıştır. (Bknz. https://arakli.bel.tr/stadyumun-yikimina-baslandi/).
31 Mart 2022’de Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu ile görüşen Trabzon milletvekilleri Bahar Ayvazoğlu, stadyuma dair en son şu bilgileri paylaşmıştır: “Araklı İlçe stadyumu ilgili olarak da görüştüğümüz ve konuya hassasiyetle eğilen Sayın Bakanımıza, beklentilerini samimiyetle karşıladığı Trabzon'a olan, sevgi ve muhabbeti dolayısıyla şehrimiz ve gençlerimiz adına teşekkür ediyorum.”
Dönemin Trabzon milletvekili Hüseyin Örs, 11 Ekim 2022’de TBMM’de yaptığı konuşmada; “Araklı ilçe stadyumu; zemini, tribünleri, soyunma odaları ve diğer donatılarıyla bugün kullanılamaz hâldedir. Araklıspor'un maçlarının oynandığı, birçok bayram kutlamasına ev sahipliği yapan Araklı Stadyumu, maalesef bugün harabe durumdadır, stadyum demeye bin şahit ister vaziyettedir. 50 bin nüfuslu Araklı ilçemiz stadyumuna ne zaman kavuşacaktır?” ifadelerine yer vermiştir. (Bknz. https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/genel_kurul.cl_getir?pEid=109465).
Araklı stadyumunun yeniden yapımı konusu bu şekilde uzayıp gitmiş ve Trabzonlu siyasilerin, Trabzonlu bürokratların, belediye başkanlarının bütün açıklamalarına ve teşebbüslerine rağmen stadyuma dair olumsuz durum günümüze kadar gelmiştir. Makul kaynaklar, müteahhitlerin inşaat fiyatların yüksekliğinden ve ekonomideki hızlı değişimlerden kaynaklı sebeplerle ihaleye girmediklerini söylemektedirler. Stadyumun yapılamayışının altında bu durumun olduğu ifade edilmektedir. Bize de şimdilik doğru gelen açıklama budur.
İşin gerçeğine yani ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlara bakılarak hareket edildiğinde, Araklı’da esaslı bir stadyumun yapımının uzayacağı tahmin edilmektedir. Tüm olumsuzluklara rağmen Araklı stadının yapılamamasındaki en büyük engelin, yine de para ve ihale sistemindeki sıkıntılar olduğu düşünülmemelidir. Araklı için engel görülen konuların başında esasen Araklı’nın yönetim odaklı sahipsizliği ve ciddi bir kamuoyuna sahip olmayışı gelmektedir. Bilinmeli ki, vizyoner, tutarlı ve sözüne itibar edilen bir Araklı yerel yönetimi ve güçlü sivil toplum yaklaşımına sahip kamuoyu ile hareket edildiğinde, ilçemiz için çözümü mümkün olmayacak hiçbir konu kalmayacaktır. Hatta Araklı’da bir değil; Küçükdere tarafına, Kaşıkçı kale altındaki alana ve Kalecik-Samayer arasındaki dolgu alanına belki stadyum ölçeğinde değil ama sportif amaçlı ciddi nitelikte üçer büyük spor sahası daha yapılmak durumundadır. Çünkü Kalecik-Samayer, Küçükdere ve Araklı Karadere vadisindeki köylerde yaşayan insanlarımıza spor imkanı sunacak tesisler yoktur ve bu mevkilerdeki mahallelerde yaşayan insanlarımızın Araklı merkezdeki stadyuma gelmeleri hemen hemen mümkün değildir. Ama evvela Araklı stadyumu vaad edildiği şekliyle inşa edilmeli, Araklı’daki çok ciddi sayıdaki sporcu potansiyeli saha mağduriyetinden kurtarılmalıdır.
Mehmet Akif Bal
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Yorum Yazın