MESAJINIZ VAR: ASIRLIK BİLGE FUAT SEZGİN’DEN…
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Zira bir yazıyı sonuna kadar okuyanların gündüz fenerle arandığı zamanlardayız malum. Geçen hafta Salı günü ilçemizdeki lise öğrencileri arasında çok ama çok anlamlı bir yarışmanın sınavı yapıldı. Kaymakamlığımızın himayelerinde, Belediye Başkanlığımız ve ilçemizdeki iş insanlarının destekleriyle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen çok önemli bir yarışmaydı bu. Önemi hem konu olan kişinin çalışma alanından hem de geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi muhatap almasından kaynaklanıyor. Bu sınavda dereceye girerek ödül almaya hak kazanan elliden fazla öğrencimizin ödül töreni, 20 Şubat Perşembe günü saat 10.30’da Araklı Zambak Düğün Salonu’nda gerçekleştirilecek. KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı hocamızın da konuşmacı olarak katılacağı bu bilgi ve kültür şöleni kaçırılacak bir şey değil bana sorarsanız. Ama yine de siz bilirsiniz diyelim…
Şimdi en başta söyleyeceklerime geçebilirim. Yani yarışmaya konu olan Asırlık Bilgemiz Fuat Sezgin’e ve bize ilettiği mesajlara…
Bir asra yaklaşan ömrünü tamamıyla ilme adamış münzevi, mücerret, mütevazı bir bilim insanı Prof. Dr. Fuat Sezgin…
Günde 17 saat çalışarak 60 yıllık mesaisini genelde Bilimler Tarihi özelde ise İslam Bilim Tarihi çalışmalarına vakfetmiş dev bir fikir işçisi…
Zamanında İslam coğrafyasında da Avrupa’dakiler gibi büyük bilim insanları yetişmiş olduğunu, kendi Türk hocalarından değil de üniversitedeki bir Alman hocadan öğrenme bahtsızlığını yaşamış bir bedbaht…
Bunu duyduğunda kendi ifadeleriyle “Dehşete düştüm. Çünkü ilkokulda, lisede öğrendiğimiz şeyler tamamıyla buna aykırıydı. Modern dünyanın gelişimine İslam dünyasının katkısını sıfır diye biliyorduk. Hellmut Ritter’in sözleri İslam ilimleri tarihini öğrenmem için kırbaç rolü oynadı. Bütün dünyayı terk ederek gece gündüz bunun için çalıştım” diyen bir dava eri...
Böylesi yüksek bir gayeye meftun olup bu uğurda 27 dil öğrenecek azmine rağmen 1960 darbesinde askeri yönetimin emriyle üniversitelerden atılan ve “147’ler” olarak isimlendirilen akademisyenlerden biri…
Üniversiteden atıldıktan sonra kabul aldığı Frankfurt Üniversitesi için elinde bir valiz ve gönlünde vatan ayrılığının hüznü ile Almanya’nın yolunu tutan bir muhacir…
Yaptığı çalışmalar, yayımladığı külliyatlar, kurduğu enstitü ve müzelerle Müslüman ilim insanlarının bilimler tarihinin her safhasındaki başarılarını hakikatlere mutabık olarak ortaya koyan bir mütehassıs…
Bilimler tarihinin bir bütün olarak insanlığın müşterek malı olduğunu söyleyen, batılıların hakkını hakkınca veren ancak onları her şeyin merkezine yerleştirmeyen, batı merkezli kurgunun ideolojik bir dayatma ve bir hegemonya aparatı olduğunu gösteren, tarih boyunca merkezde farklı farklı medeniyetlerin yer almış olduğunu ve Müslümanların bilimler tarihi sürecindeki 800 yıllık önderliklerini bütün delilleriyle ortaya koyan bir açık beyin…
Yaptıklarını yazmaktan aciz kalacağımız bir hayat yaşadı anlayacağınız Fuat Hoca.
Çağ açacak, çağ aşacak, çağrısı çağını kuracak gençlerimize “Bir Müslüman iyi şartlar içerisinde çok iyi çalışabilirse, çok büyük neticelere varabileceği inancı var bende” diyen, inandığını da yapmış olduklarıyla örneklendiren bir numune-i imtisal…
Hocamıza Allah’tan rahmet dilerken,
Var olsun böylesi bir şahsiyeti gençlerimize tanıtmak için emek sarf edenler, diyelim…
Yorum Yazın