ALÇAKDERE KÖYÜ ve YAYLALARINI
TÜRKİYE’NİN TURİZM GELECEĞİNE HAZIRLAMAK
Mehmet Akif Bal
Günümüzde Gümüşhane ili sınırları içerisinde yer alan Alçakdere Köyü ve yaylaları, Trabzon ve Gümüşhane illerinin tam sınırında yer alıp, çoğunlukla Araklı ilçemizde ve kısmen Sürmene’de ikamet eden insanlarımızca daha çok yayla olarak kullanılmaktadır. Alçakdere Köyü ve yaylalarının Gümüşhane’ye uzaklığı 137 kilometre, Araklı Alçakdere arası ise 51.2 kilometredir. Kuruluşu 300 yıl evveline giden Alçakdere Köyü, muhtarlık tüzel kişiliği tarafından yönetilmektedir.
Yaşam
Alçakdere Köyü ve civarındaki Boğalı, Bahçecik, Sulakyurt yerleşimleri tarihi Kıpçak yerleşimleridir. Kıpçak varlığı bu bölgede bin yıldan beri kendini ifade etmektedir. Yer adları, halk ağzı, örf ve adetler, temel yaşam şekilleri, yaylacılık gelenekleri, efsaneler, yerel hikayeler bu varlığın en önemli ifadeleridir. Günümüzde Alçakdere Köyü’ne bağlı Alçakdere Yaylası, Ortakıran Yaylası, Fuskumut (Kazantarla) başta olmak üzere, üç yerleşim bulunmaktadır. Alçakdere Köyü, Polut Dağı, Kirat/Kırat Dağı, Boğalı, Sulakyurt (Aymam) ile sınırdır. Alçakdere Yaylasında 300’ün üzerinde ev mevcut olup, bunların 186’sı ahşap ve taş, 114’ü betondur. Ahşap evlerin en eskisinin 200 yaşında olduğu ifade edilmektedir. Yaylada ortalama 750 kişinin yaşam sürdüğü bilinmektedir. Yayla ahalisinin önemli bir kısmı serbest meslek sahibi olup, bürokraside ve eğitim hayatında da etkili isimler bulunmaktadır. Alçakdere Köyü’ne bağlı Fuskumut mahallesinde 7 hane mevcuttur. Bu hanelerden 5’i en az 15 yıllık Doğu Karadeniz mimarisiyle yapılmış evlerdir. Ortakıran Yaylasında ise 55 ev mevcuttur. Bu sayı içerisinde geleneksel mimari özelliğini taşıyan iki yahut üç ev kalmıştır. Alçakdere köyü ve yaylalarına mensup kadim insanların ana meşgalesi hayvancılık olmuştur. Kısmi olarak tarım devam ettirilmektedir. Yaşam, kültür ve mimari buna göre şekillenmiştir.
Ortalama üç ay gibi bir sezonda Alçakdere Yaylasını kullanan yayla sakinleri güz ve bahar mevsimlerini Araklı ve Sürmene’de geçirmektedir. Alçakdere Köyü’ne bağlı Alçakdere Yaylasındaki ailelerin pek çoğu birbirleriyle büyük oranda tarihi hısımlık ve akrabalıklar kurmuştur.
Alçakdere ve yaylalarındaki tarihi yerleşime paralel olarak tarihi kabristanlar da meydana gelmiştir. Alçakdere Köyü merkezinde Fuskumut yamacındaki tarihi mezarlık, Aymam (Sulakyurt) yol ayrımının alt kısmındaki mezarlık, Alçakdere yaylası merkezindeki Su Deposu Mezarlığı, Top Sahası Mezarlığı, Ortakıran yaylasındaki Ferekli ve Ortakıran Camii mezarlıkları bunlardan başlıcalarıdır. Alçakdere Yaylasında bulunan tarihi mezarlıklar içerisinde Osmanlıca yazılı dört mezar kitabesi olup, bunlardan 1895 vefat tarihli Ömer Efendi’ye ait mezar kitabesi ile 1897 vefat tarihli Kibar Efendi’ye ait mezar kitabesi okunur durumdadır.
Alçakdere Köyü ve yaylalarındaki yer adlarının tamamına yakını Türkçedir. Osman Poar (Pınar), Galboğun Kurun, Kirat/Kırat Dağı, Zorbanın Çayırı, Dikmetaş, Davulcutaş, Deliklitaş, Çatmadere, Kuşfolları, Kalınbayır, Pisik Taşları, Sofrataş, Gelintaş gibi çok sayıda Türkçe yer adlarına sahiptir. Bu isimler, Alçakdere Köyü’nün kurulmasından beri var olmuş ve günümüze miras kalmış kültürel değerlerdir.
Coğrafya ve Doğal Yaşam
Alçakdere Köyü 1907 rakımda yer alırken, Alçakdere Yaylası ise 2458 metre rakımda yer almaktadır. Alçakdere Köyü ve Yaylaları, 2879 rakımlı Polut Dağı, Kirat Dağı, Aymam Kayalıkları, Boğalı Deliklitaş Kayalığı ile çevrilidir. Alçakdere doğal su kaynakları yönünden zengin bir varlığa sahiptir. Osman Poar (Pınar), Hazreti Ali’nin Suyu, Galboğun Kurun, Asmasu, Ziyaret Suyu yanında, Madur ile Polut arasındaki termal bir suyun varlığı ifade edilmiştir. Hazreti Ali Suyu, bir efsane olmakla birlikte, Türklerin Hazreti Ali’ye duydukları saygının bir ifadesi olarak kendisini göstermiştir. Hazreti Ali Suyu kavramı Alçakdere Yaylasının 300 yıl evvel kurulmasıyla birlikte şekillenen yer adlarından biridir. Sadece bir su kaynağı olarak değil, bir kültür olarak da korunması gereken kültürel ögelerden biridir.
Alçakdere Köyü’ndeki yaşamın önemi yanında, hemen Alçakdere etrafındaki tarihi yerleşimler de ciddi bir değer taşımaktadır. Bu açıdan; doğu-batı, güney-kuzey yönlerinde uzak ve yakın mesafede çok sayıda köy, mahalle, yayla ve mezire yerleşimi söz konusudur. Bunlar; Sulakyurt, Gebiya Yayla, Carmülük Yayla, Vayvara, Küçükortakıran, Çukur Yayla, Bahçecik ve Pazarcık gibi kadim yerleşimlerdir.
Alçakdere Köyü ve etrafında ciddi bir yaban hayatı olduğu biliniyor. Bu açıdan yörede; kuzgun, koruma altında olan su semenderi kertenkelesi, gelincik, boz ayı, kurt, tilki, kartal, şahin, tavşan, geyik gibi çok sayıda hayvan türüne rastlanıyor. Doğa ve kuş gözlemcisi Hakan Kahraman’ın envanterine göre yörede; yaban tavuğu, alakarga, bahçe tırmaşık kuşu, büyük dağ bülbülü, çakır, çam baştankarası, çitkuşu, dere kuşu, ispinoz, karaağaçkakan, karatavuk, kaya güvercini, kınalı keklik, çil keklik, ürkeklik, saksağan türü yerel kara hayvanları yaşıyor. Yine Alçakdere Köyü deresinde yaşayan kırmızı pullu alabalık önemli bir yerel türdür. Bölgedeki yaban varlığı, bu alana yönelik gözlem turizmini artırmaktadır.
Alçakdere Köyü ile etrafındaki Polut ve Madur dağları, Boğalı vadisi, Bahçecik ormanları, Sulakyurt ormanları sadece oksijen kaynağı açısından değil, yöredeki yüzlerce endemik bitki türüne ev sahipliği yapma açısından da çok kıymetlidir. Alçakdere deresi, Boğalı deresi arıcılık faaliyeti ve şifalı bal üretimi açısından yoğun bitki çeşitliliğini barındırıyor. Yörenin bitki varlığı, her türlü hayvancılığın yapılmasına ve yüksek kalitedeki hayvansal ürünlerin üretilmesine imkan sağlıyor.
Araklı “Karadere” vadisinin uzantısı olan Pazarcık-Bahçecik-Boğalı-Sulakyurt ve Alçakdere’deki özellikle dere vadileri, Doğu Karadeniz florasında önemli bir yere sahip canlı türlerin yanısıra birçok endemik bitki türünü barındıran ve korunması gereken doğal bir sit alanıdır. Boğalı-Bahçecik ve Aymam (Sulakyurt) ormanları Alçakdere Köyü vadisine apayrı bir değer katmaktadır. Alçakdere Köyü ve etrafındaki alanlarda yayla çayı, yaban eriği, yaban armudu, frenk üzümü, Alçakdere Köyü vadisindeki keçi söğüdü, karamuk, huş, köknar, yayla kavağı, alıç, doğu ladini, yaban fındığı gibi orman meyveleri yetişmektedir. Alçakdere Köyü içinde ve etrafındaki özellikle Boğalı vadisindeki endemik bitki çeşitliliğinin etkisiyle çok ciddi ekonomik değeri olan arıcılık ve kaliteli balcılık faaliyetleri de yapılmaktadır. Ama en önemlisi, yöredeki tıbbi ve aromatik içerikli bitkilerin stratejik bir özellik taşıması ve bu konunun milli hassasiyet gerektirmesidir.
Bitki uzmanı Süleyman Bilgin’in envanterine göre yöredeki bazı endemik türler şunlardır: Delphinium (Hezaren), Sideritis (Dağ ada çayı), Thymus (Kekik), Verbascum (Sığır kuyruğu), Anthemis (Papatya), Orchis (Orkide), Alchemilla (Aslan Pençesi), Angelica sylvestris (Melek otu), Campanula betulifolia (Çan çiçeği), Centaurea helenioides (Döknel Sarıbaş), Cirsium trachylepis Boiss. (Kaba kazankulpu), Crepis (kıskı), Dianthus carmelitarum (Yabani Karanfil), Papaver lateritium Koch. (Potot).
Alçakdere’deki Tarihi Miras ve Muharebeler
Alçakdere Köyü ve civarı tarihi harp sahasıdır. Başka bir ifadeyle, Birinci Dünya Savaşı yıllarında yani 1916- 1917’de Fevzi Çakmak Paşa’nın kumanda ettiği ve Türk Üçüncü Mıntıka Komutanlığının kontrolündeki Osmanlı-Rus harplerinin gerçekleştiği bir harp bölgesidir. Özellikle Sulakyurt (Aymam) mevkisi, 3. Ordu’ya bağlı Üçüncü Mıntıka Komutanlığının idaresindeki 33. Türk Piyade Tümeni’nin Türk ordusunun toplanma yeridir. Bu sırada Türk 99. Alayı Polut Dağı ve doğusunda, 97. Piyade Alayı Polut ile Karadere vadisi arasındaydı. Türk 52. Piyade Alayı ise Polut’taki muharebelerin takviye kuvveti olarak Aymam (Sulakyurt)’da toplanmıştır.
Alçakdere Köyü; Polut ve Madur dağlarındaki askeri harekatlarda, bir askeri yürüyüş güzergahı olmuştur. Alçakdere Köyü ve civarı, Rus işgalcilere karşı Yağmurdere İncesulu Hacı Mecid Efendi komutasındaki Türk milislerin Ruslara Polut’ta ağır baskınlar yaptıkları mevkiye yakın bir yerdir. Hacı Mecid Efendi’nin Polut baskınından sonra yörede Türk birliklerinin yoğun taarruzları ve süngü muharebeleriyle Polut’u işgal etmiş olan işgalci Moskof, bölgeden uzaklaştırılmıştır. Bu sert muharebeler sırasında Türk tarafı da ciddi sayıda şehid vermiş, bu şehidler; Alçakdere Yaylası, Ortakıran Yaylası, Alçakdere Köyü’nde defnedilmiştir. Bu sebeple yörede bilinen veya bilinmeyen pek çok şehid kabri ve toplu şehidlikler mevcuttur.
Alçakdere’nin Geleceği
Alçakdere’nin hemen yanı başındaki Polut Dağı, yörenin en yüksek rakımlı dağıdır. Tarih, doğa, su kaynakları ve yaban hayatı açısından yüksek turizm değerine sahiptir. Yine Alçakdere’nin yakınındaki Madur Dağı da yine harp mıntıkası olmakla birlikte, “Onbinler” olarak bilinen Yunan Ksenephon’un paralı asker olarak gittiği İran’dan M.Ö. 300’lerde dönüşü sırasında geçtiği bir mevkidir. Ksenephon, Madur’a Onbinlerin Dönüşü isimli kitabında Theches (Thekes) dağı der. Buradan denizi yani Araklı’yı görerek sahile inmişlerdir.
Gümüşhane-Araklı-Köprübaşı sınırları içerisinde yer alan Madur Dağı, hem Kesenephon’un yürüyüş yolu olması, hem harp alanı olması hem de yaban hayatı açısından taşıdığı değer itibarıyla doğa ve kültür turizmi açılarından yüksek değer taşımaktadır. Polut ve Madur dağları aynı zamanda kış turizmi için bulunmaz değerdeki mevkilerdir. Polut ve Madur’un etrafı ile iki dağın orta kesiminde yer alan Karasu mevkisi, kış turizmine çok yönlü hizmet verecek özelliktedir. Alçakdere ise, adı geçen bu yerlerdeki tüm turizm yatırımları açısından yüksek değer taşıyan bir yerleşimdir. Planlamaların ve Gümüşhane ile Trabzon’u eşit şekilde etkileyecek muhtemel turizm adımlarının buna göre yapılması gerekir. Alçakdere’deki tarih ve tabiat zenginliğinden hareketle; huzur ve sağlık turizmi, yürüyüş turizmi, harp ve saygı turizmi, doğa ve kuş gözlemi turizmi Alçakdere ve civarını turizm açısından çok farklı bir yere taşırken, Türk turizmine de çeşitlilik katacaktır. Alçakdere ve civarındaki endemik (yerel) türlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, muhtemel yayla tarım yaklaşımlarının geliştirilmesi, su kaynaklarının korunması ve doğal hayvancılığın geliştirilmesi ise günümüzün en stratejik konusu olan gıda, su ve ilaç sanayi açısından yöre kaynaklı büyük bir katmadeğeri ortaya koymaktadır.
Alçakdere İçin Neler Yapılmalıdır?
Gümüşhane ve Trabzon valiliklerinin ve muhterem valilerinin ortak çalışmasıyla birlikte; evvela Alçakdere ve civarındaki tüm doğal, tarihi, endemik ve kültürel özellikler koruma altına alınmalıdır. Valiliklerin izni ve bilgisi dışında doğal ve kültürel alanlara yönelik herhangi bir yerel işlem yapılmasına müsaade edilmemelidir. Polut ve Madur Dağları ile bu dağların arası tarihi SİT alanı olarak tescillenmelidir. Yöredeki tüm kadim su kaynaklarının envanteri çıkarılmalı ve koruma altına alınmalıdırlar. Yüksek turizm potansiyeline sahip Alçakdere Köyü ve yaylalarının tümünün yolları, bir turizm konforu oluşturacak ve turizm altyapısına hizmet edecek hale getirilmelidir. Turizm potansiyeli yüksek bu güzergahlar kötü stabilize yaklaşımlarından kurtarılmalıdır. Su, elektrik, aydınlatma ve güçlü trafolar gibi turizm çalışmalarına yüksek etkisi olan altyapı çalışmaları tamamlanmalıdır. Tarihi mezarlık alanları çevrilerek koruma altına alınmalı, yapılaşma tehlikesinden uzak tutulmalıdır.
Alçakdere Köyü vadisinde yaz kış bir huzur ve sağlık turizmine yol açacak ve sadece bongalov tarzı yapılaşmaya müsaade edecek bir doğa turizmi yaklaşımının altyapısı oluşturulmalıdır. Yatırımcılara her türlü kolaylık sağlanmalıdır. Turizmle birlikte, doğal hayvan yetiştiriciliğinin alanı kısıtlanmamalı, hayvancılığa engel durumlar oluşturulmamalıdır. Alçakdere Köyü deresi kadim renkli alabalığın üretilmesi için bir uygulama bölgesi haline getirilmelidir. Alçakdere Köyü vadisinde ve özellikle Kirat Dağı ile Alçakdere-Fuskumut arasında dayanıklı huş ve çam ağaçlarından oluşacak ağaçlandırmalar hatta bu ağaçlandırmaların arasında yöredeki bodur orman meyvesi fidelerinden oluşacak ağaç kolonileri meydana getirilmelidir. Alçakdere yaylasının içinde ve Alçakdere Camii ile Kadarakdere arasındaki corma (cörme) denilen mevkiyi özellikle huş ağaçları ile ağaçlandırıp yayla korusu ve bir dinlenme alanı haline getirmek gerekir.
Sayılan hususlar yanında; Polut’tan Bahçecik istikametine doğru planlanacak bir yamaç paraşütü turizmi, Alçakdere’den Polut’taki harp alanlarına yürüyüş turizmi, Hazreti Ali Suyu yürüyüş güzergahı, Madur Dağı yürüyüş güzergahı, Alçakdere yaylası şenlikleri, Alçakdere Köyü merkezi bir turizm yaklaşımı, turizm ekonomimize yüksek bir hacim kazandıracaktır. Bununla birlikte; Alçakdere-Sulakyurt-Bahçecik-Pazarcık-Erikli yerleşimlerinin içinde yer aldığı bir entegre turizm alanı oluşturma çalışmaları, Trabzon Araklı ve Gümüşhane için istikbalde bambaşka turizm kapıları açacaktır.
Sözlü Kaynaklar
Süleyman Bilgin (Bitki Uzmanı), Hakan Kahraman (Kuş Gözlemcisi), İlhan Çebi (Aktar-Gezgin), Temel Bal (Alçakdere Köyü Muhtarı), Recep Bal (Alçakdere Köyü Eski Muhtarı).
Fotograflar: www.gumushane.gen.tr, Hüseyin Bal, İlhan Çebi.
Mehmet Akif Bal
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Üstad Alçakdere köyü ve yaylası hakkında yapmış olduğunuz bu bilgilendirme ve önerileriniz için sizi tebrik eder bilgi hazinemize katmış olduğunuz değerli bilgiler için teşekkür ederiz.
Tahsin Demir
02-07-2024 12:28