Birinci Dünya Savaşı’nda Trabzon’a yönelik Rus işgal faaliyetlerine karşı yapılan savunmanın önemli hatlarından biri, Araklı Karadere vadisi ve bu vadiden güneye doğru yani Araklı Madur Dağı ve Polut Dağına kadar olan iç kesimlerdir. Araklı yöresindeki harpler, 3 Nisan 1916’da başlamış, 15 Nisan 1916’da Araklı sahil kesiminin Rus işgaline düşmesiyle sonlanmıştır. Akabinde tüm Trabzon 18 Nisan 1916’da Rus işgaline düşmüştür. Sahil kesimlerindeki çarpışmalar bundan sonra iç kesimlere kaydırılmış ve özellikle Araklı’nın Madur-Polut dağları ile Karadere vadisi arasında meydana gelen yoğun mücadeleler ise Bayburt’un Rus işgaline düşmesi ve Trabzon’un güneyden çevrilmesiyle birlikte 27 Temmuz 1916’da tamamen bitmiştir. Bundan sonra; sahilden, güneyden ve doğudan düşman kuşatmasıyla karşı karşıya kalan Türk birlikleri Trabzon’un batısına çekilmiş ve diğer askeri birliklerle en son Harşit’te ana bir savunma hattı oluşturmuşlardır. Trabzon, 24 Şubat 1918’e kadar Rus işgali altında kalmıştır. Trabzon’un 24 Şubat 1918’de kurtarılmasından sonra, 25 Şubat 1918’de Araklı düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Yeşilyurt Şehidliğinde Hassasiyet İsteyen Durumlar
2016 yılında başladığım ve Araklı’nın tarihi ve kültürel yapısına yönelik saha araştırmalarım dolayısıyla 2019 yılı Eylül ayında Araklı ilçesinin Yeşilyurt Mahallesinde gitmiş ve buradaki şehidlikle ilgili çalışmalar yapmıştım. Konuya dair tespitlerimi iki ay sonra, yazı yazdığım yerel bir basın organında makaleleştirmiş ve şehidliğin iyi olmayan durumuna dair detaylı bilgi vermiştim. Kısa süre sonra şehidlikte bir restorasyona başlanıldığını haber almıştım. Restorasyon sürerken 16 Kasım 2021’de yazdığım bir diğer makalede, “Şehidliğin Son Durumu ve Trabzon Valiliğinden Bazı İstirhamlar” başlığı altında bazı hatırlatmalarda bulunmuştum. Bu makalemde; şehidlerin esas defin yerinin anıtın karşısında yer alan ve “İstiriç Altı” denilen yer olduğunu, esasen burasının restore edilmesi gerektiğini, şehidliğin bir tarihçesinin yazılmasını, şehidliğe verilen uyduruk “İstiklal Şehidliği” ifadesinin derhal kaldırılmasını ve tabelalarının sökülmesini istirham etmiştim. Trabzon Valiliği tarafından güzel bir restorasyon yapıldı ve yakın zamanlarda bitirildi. Fakat ciddi eksiklerle birlikte. Gördüm ki, 1 Kasım 2019’da ve 21 Kasım 2021’de yerel basın organlarında yazdığım detaylı makaleler eksik okunmuş. Öncelikle restorasyonda, şehidlerin esas defnedildiği yere yani “İstiriç Altı” denilen kısma hiçbir şekilde dokunulmadığını ifade edelim. Halbuki şehidlerin topluca defnedildiği yer burasıdır. Anıtın olduğu yer ise tamamen sembolik bir tören alanıdır. Dolayısıyla, İstiriçaltı denilen toplu defin alanı acilen restore edilmelidir.
İkinci olarak, şehidlikte bir kitabe dikilmesi ve üzerine şehidliğin tarihçesinin yazılmasına işaret etmiştik. Fakat son restorasyon sırasında dikilen şehidlik tarihçesini okuduk ki, Yeşilyurt Şehidliği ile alakası olmayan bir metin, kes kopyala yapıştır yöntemiyle buradaki kitabe anıtına nakşedilmiş. Muhtemelen restorasyondan sorumlu şirketin daha evvel Sultanmurat Şehidliğinin de restorasyonunu yapması nedeniyle, biraz da işin kolayına kaçarak, Sultanmurat’taki tarihçeyi buraya da yazmıştır. Halbuki, 21 Kasım 2021’de yerel basında yazdığım bir makalede, Genelkurmay belgelerine dayalı olarak hazırladığım çok anlaşılır bir tarihçeye yer de vermiştim.
Şehidlikteki tarihçe anıtına işlenen metinden bahsedip, işin hangi boyutta ele alındığını ortaya koyarak daha sonra gerçek tarihçeye yer vermek istiyorum. Tekraren bilinmeli ki, Trabzon Valiliğinin ilgili birimlerince yaptırılan son restorasyondaki Yeşilyurt Şehidliği tarihçe anıtına işlenen metin, Çaykara Sultanmurat Şehidleriyle ilgilidir. Fakat metnin buraya nakşedilmesine karar veren yetkili arkadaşlar, metinde geçen Çaykaralılar ifadesine ve ismi geçen şehidlerin Sultanmurat’ta yatan şehidler olduğuna hiç mi hiç dikkat etmemişler. Valiliğin ilgili birimlerinin bu kitabeyi dikkatle okuması gerekmez miydi? Metinde Çaykaralılar ifadesi geçmektedir. Sadece; “Çaykaralıların ne işi var Araklı Yeşilyurt’ta yahut burada ne işleri olabilir?” sorularını sorsaydılar, bu yanlışı hiç yapmayacaklardı.
Konuyu izah ettikten sonra Yeşilyurt Şehidliği ile ilgili yazdığım tarihçeye aşağıda bir daha yer veriyorum. Umuyorum ki yazımız bu defa dikkatle okunur ise, Yeşilyurt Şehidliğindeki yanlış metin yerine yazdığımız doğru tarihçe ivedilikle konulursa bir ciddi yanlış düzeltilir. Kıymetli Trabzon Valisi Beyefendiden bu konuda hususen istirhamımız olduğu da bilinmelidir.
Yeşilyurt (Horyan) Şehidliğinin Gerçek Tarihçesi
Genelkurmay Başkanlığı ATASE Başkanlığından temin ettiğimiz arşiv belgelerinden ve dönemi anlatan ikinci el kaynaklardan meydana getirdiğimiz tarihçe dikkate alınmalıdır. Trabzon Valiliğinin konuyla ilgili birimleri, aşağıda verdiğimiz metni dikkatle incelemelidir. Sultanmurat Şehidlerine ait olan ve Yeşilyurt Şehidliğindeki kitabeye nakşedilen yanlış metin ise aşağıda verdiğimiz tarihçe ile ivedilikle değiştirilmelidir. Yeşilyurt Şehidliğine ait gerçek tarihçe metni aşağıdaki gibidir:
“Araklı yöresindeki yoğun Türk-Rus muharebeleri sırasında kritik çarpışmaların yaşandığı yerlerden biri Araklı Yeşilyurt (Horyan) Köyü olmuştur. 2/3 Nisan 1916'da Araklı Yılanlıdağ (Yılantaş) kuzeyinde bulunan Yeşilyurt Köyü'ne gelen Türk 28. Piyade Alayı’nın 4. Taburu ve dağ bataryası, ani bir Rus baskınına uğramıştır. Yapılan baskında özellikle Çanakkale Cephesinden gelmiş, süngü hücumu ve dolayısıyla yakın mesafe harp konusunda ustalaşmış 4. Tabur (Beyoğlu Jandarma Taburu) maalesef ağır zayiat vermiştir. Şehid olan Türk askerleri Yeşilyurt Köyü'ndeki şimdiki şehidliğin olduğu alana defnedilmiştir. Genelkurmay ATASE Arşivinden elde edilen 28. Alay 4. Tabur Harp Raporu, şehitlikle ilgili arşiv kaynaklı ciddi bilgiler içermektedir. ATASE belgelerinde, Yeşilyurt Baskınında ağır zayiat veren 28. Alay’a Bağlı 4. Taburun durumuna dair şu bilgiler yazılıdır: "Horyan'a muvasalat eden (varan) Hasan Bey Müfrezesi, düşmanla bugün verdiği müsademede (çarpışmada) ricata (geri çekilmeye) mecbur olmuş, düşman kesif (yoğun) sisten bilistifade (istifade ederek) 28. Alay 4. Taburu perişan bir halde ricat ettirmiştir. 4. Tabur, Çanakkale'den avdette (dönüşte) 28. Alay’a iltihak ettirilmiş (katılmış) Beyoğlu Jandarma Taburudur. 28. Alay 4. Tabur Kumandanı Hasan Bey müteahhiren (sonradan) vefat eylemiştir." Hasan Bey’in, taburunun yaşadığı ağır zayiattan etkilenip bugünkü Araklı Yüzbaşı Mahallesinde ve Yüzbaşı Köprüsü civarında intihar ettiği söylenen Yüzbaşı Hasan Bey olması kuvvetle muhtemeldir. Zaten raporda, “müteahhiren (sonradan) vefat eylemiştir” denilmesi bu durumu düşündürmektedir. Aynı raporda yer alan ve 4. Tabur Kumandan Vekili Binbaşı Mustafa Adnan Bey imzasıyla 4 Nisan 1916 tarihinde Müfreze Kumandanlığına yazılan yazıda ise, şehidliğin tarihçesine ve şehidlere dair çok önemli bilgilere yer verilmiştir. Bu raporda; “Tabur, bugünkü muharebede 76 esir ve kayıp, 26 şehid, 12 mecruh (yaralı) olmak üzere 114 neferle 1 kumandan vekili Mülazımıevvel (Üsteğmen) Kemal Efendi de şehid olarak cem'an (toplam) 115 zayiat vermiştir" denilmektedir. Şehidliğin dışında ve özellikle güney tarafında ayrıca münferit şehid kabirleri yer almaktadır. Fakat bu şehidlerin baskın sırasında mı, yoksa baskından farklı zamanlarda mı şehid oldukları tespit edilememiştir. 1150 rakımda bulunan Yeşilyurt Şehidliği, MSB İnşaat Emlak ve NATO Güvenlik Yatırımları Dairesi Başkanlığı Envanterine kayıtlıdır. Araklı’ya 30 kilometre, Trabzon'a ise 60 kilometre mesafededir. Trabzon Valiliği'nin sorumluluğunda olan şehidliğin bakımından sorumlu kurum Araklı Askerlik Şubesi Başkanlığı'dır. Yeşilyurt Şehidliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 13 Temmuz 1988 tarih ve 134 numaralı toplantısı ile tescillenmiştir. Şehidliğin ilk imarı 2000 yılında MSB tarafından yapılmıştır. Günümüzdeki halini ise, 2019-2020 arasındaki son restorasyonla kazanmıştır.
Emeğinize sağlık hocam, sağ olun...
İsmail Gürcüoğlu
16-01-2023 12:52