ARAKLI’DA BELEDİYE OLMAK
MEHMET AKİF BAL
BELEDİYE BAŞKANI OLMAK
Yerel seçimlere dair Araklı’daki heyecan, muhtemel aday adaylarının isimlerinin dillendirilmesi hatta bazı aday adaylarının kendisini takdim etmesi üzerine giderek artıyor. Bütün aday adayı dostlara sürecin hayırlı olmasını dilerim.
Türkiye’nin kalkınmasında kritik öneme sahip yerel belediyeler, güçlü, tutarlı ve misyon sahibi başkanlarla daha da anlam kazanacak elbette. Güçlü aday ise; projeci yaklaşımlara, yapacağı işlerle ilgili dosyalara, insani yaklaşımlara ve talip olduğu göreve dair muktedir yaklaşımlara sahip kişi olarak tarif ediliyor. Güçlü aday, en başta ne için aday olduğunu bilen ve talip olduğu görevin kapsadığı alandaki her türlü beşeri özelliğe vakıf olan isimdir. Güçlü aday, hazırlıksız olarak vazifeye başlayıp, kervan yolda dizilir yaklaşımıyla hareket etmenin çok yanlış bir yaklaşım olduğuna da inanır.
Vatandaşımız artık eskisi gibi değildir. Talepler artmıştır, yerel yönetimlerden beklentiler yüksektir. Artan taleplerin ve yüksek beklentilerin altında ezilmemek için belediye başkanlarındaki niteliğin yüksek olması gerekmektedir. Yoksa, düşük profilli başkanların, yüksek toplumsal taleplere ve beklentilere karşılık verememesi yanında, beklentilerin altında ezilme riskleri yüksektir.
Bireye önem veren, paylaşımcı, sanata ve kültüre meftun, dününe hürmetkar yarınına ise sevdalı, sivil topluma özenle yer açan yerel liderlere çok ihtiyaç var. Memlekete sevdalı, misyon sahibi, ağzı gözü oynamayan çok sayıda lider yönetici yetiştirmemiz gerekiyor.
Memleketin yerelden çok iyi yönetilmesi lazım. Bu durum, hepimiz için aciliyeti olan bir gerçeklik. Onun için, Araklı gibi kalkınma ve gelişme mecburiyeti olan il ve ilçelerimizdeki belediye başkan aday adayları yüksek anlam ifade etmelidirler. Sadece ilçenin kaldırım taşıyla, parkesiyle ve çöpünün toplanması ile ufkunu sınırlamış belediye başkanı profili yerine; il ve ilçelerin her derdinden, her insanından, her mevkisinden hatta itinden köpeğinden, kuşundan böceğinden, dalından budağından kendisini sorumlu gören, yaratılmışa merhametli ve coğrafyasına dertli şehreminlerine çok ihtiyacımız var. Dolayısıyla il ve ilçelerimiz, belediye başkanı kimlikli “kişilerden” çok, şehrin emini olacak lider karakterli “şahsiyetler” arıyor. Bu nedenle, Araklı’da belediyeye talip olan dostların, Araklı’nın gerçek fotoğrafına bakarak hareket etmesinde Araklı için büyük fayda var. İyi bilinmeli ki Araklı’nın artık kaybedecek bir dakikası yoktur.
Öyleyse belediye başkanı kimdir? Başkan evvela istişareye açık insandır. İstişarenin itikadi bir konu olduğunu da iyi bilir. Fikirlere saygı ve hürmetle yaklaşır. Yenilikçi projelere açık durur ve ortak akla yatkındır. Sahasında ve konusunda tecrübeli insanların fikirlerini önemser. Tecrübeye kıymet verir. Etrafında, saygı duyulacak ve toplumun her kesiminin takdir ettiği ahlaklı, dolu ve tok tipleri tutar. Halkın adamı olur. İlçesi ve ili için beyin fırtınaları oluşturacak platformlar meydana getirir. Tüm paydaşlarının, akil insanların ve fikir insanlarının düşünce, proje ve yaklaşımlarına saygılı ve hürmetkar olur ama nitelikli başkan kendine mahsus bir özgün düşünce ve davranış formuna da sahiptir.
ARAKLI’NIN YÜKSEK BEKLENTİLERİ
Bir başkan tarifinden sonra, yerel yönetimin Araklı insanına neler sunması sorusuna cevap aramalıyız. Araklı’da evvela insana saygı temelinde gençliğe rol model olacak, gençliğe musallat olan her türlü zararlı alışkanlığın kaynaklarına karşı yüksek hassasiyetle duracak, düşküne merhamet edecek, toplumu çürüten ahlaki zaafların ıslah edilmesini sağlayacak ve sıkıntılı insanlarımızı rehabilite edip topluma kazandıracak yaklaşımlar sergilemelidir. Başkan sadece insana değil, hayvanata ve nebatata da yüksek saygı göstermelidir. Yine başkan, Yaradandan ötürü yaratılmışa saygının itikadi bir mesele olduğu çok iyi bilerek hareket etmelidir.
Araklı’nın acilen çözüm isteyen çok ciddi meseleleri var. Taşönü (Pirgi) çöplüğünün artık tüm Araklı’yı rahatsız eden vaziyeti yanında, ilçedeki altyapı yetersizliği ve konut stoğunun muhtemel deprem noktasında taşıdığı problemler, Araklı’daki başlıca hayati konular olarak karşımızda durmaktadır. Araklı’da korozyona uğramış ve sıvılaşma tehlikesiyle doğrudan karşı karşıya olan özellikle Sahil, Yolgören ve Merkez mahallelerinde, ciddiyetle ve ivedilikle ada bazlı bir kentsel dönüşümün yapılması gerekmektedir. Özellikle Sahil Mahallesinde yaşayan vatandaşlarımızın sıhhatli ve güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak adımların atılmasına acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Diğer taraftan Araklı merkezi nefes alamıyor, hem sahil yolunun ilçeyi denizden koparan ve baskılayan özelliği, hem de yanlış yapılaşma nedeniyle ilçede hava sirkülasyonu gerçekleşemiyor. Duruma bağlı olarak ilçedeki binalarda oluşan rutubet ve tuz kaynaklı ürkütücü korozyon yanında Araklı insanı da özellikle rutubet nedeniyle çok çeşitli hastalıklara maruz kalıyor. Onun için Araklı’ya daha evvel TOKİ tarafından verilen lakin yerel yönetimce geri iade edilen kentsel dönüşüm imkanı tekrar geri getirilmelidir. Araklı nefes alacak şekilde yeniden inşa edilmelidir. Araklı insanı da bu kadar büyük bir problem karşısında, çözüme odaklanıp üçün beşin hesabını yapmamalıdır.
Kentsel dönüşüm çalışmalarında Araklı’ya özel bir önem verilmelidir. Araklı’nın sıkıntılı yapı stoğu muhtemel dönüşümle sağlamlaştırılırken, Araklı’ya özellikli ve özgün bir mimari form da kazandırılmalıdır. Konutlar yanında, butik ve tematik özellikli çarşılar inşa edilmelidir. Örneğin; yerel tarım ürünlerinin ticaretinin yapılacağı fındıkçılar ve çaycılardan oluşacak toptan ve perakende çarşısı; Demirciler, bakırcılar, nalburlar, bıçakçılar, ahşapçılar, sepetçiler gibi el zanaatıyla uğraşan esnafın bulunacağı el zanaatları çarşısı; Tarım ve hayvancılıkla ilgili esnafın yer alacağı, tüm tarım ve hayvancılık ürünleri ile ekipmanının bulunacağı çarşı; Konfeksiyoncuların ve tuhafiyecilerin bir arada bulunacağı çarşı; gıdacı esnafın yer alacağı gıdacılar çarşısı bu düşüncemizin bazı örnekleridir. Böylelikle durumu zaten zor olan küçük ve orta işletmelerimizi, kolay ödeme imkanlarıyla dükkan sahibi yapma imkanlarına kapı aralanmalıdır. Bu şekilde esnafa konfor sağlanmalı, ahi ruhuna yakın bir esnaf kültürü meydana getirilmelidir. Bu tür çarşılar üzerinden yeni bir şekil alacak Araklı ticareti, turizme de açılmalıdır.
Karadere vadi tabanındaki 2000-3000 dekar alüvyal alan tarımsal amaçlı tescillenmeli, yapılaşma dışında tutulmalıdır. Vadi tabanındaki sağlı sollu arazilerde organik sera tarımı teşvik edilmeli ve projelendirilmelidir. Tüm Trabzon’un sebze ihtiyacı buradan karşılanmalıdır. Araklı’da yapılacak muhtemel organize sanayi bölgesi, Zonguldak Çaycuma’daki gibi organize tarım bölgesi olarak şekillendirilmelidir. Vadi tabanındaki organik tarım çabalarıyla birlikte vadi altındaki akifer adlı yeraltı suları da koruma altına alınacaktır.
Araklı’nın merhum Belediye Başkanı Yılmaz Çebi döneminde binbir zahmetle inşa edilen ilçe altyapısının yeniden elden geçirilmesi gerekmektedir. Nüfusun artması altyapının yetersiz kalmasına, altyapının eskimesi suyun tahliye edilememesine yol açmakta, dolayısıyla durum bu konuda ciddi adımların atılmasını mecburi kılmaktadır. Şiddetli yağmurlarda Araklı ilçe merkezinin sürekli sular altında kalması gerçeği, bahsettiğimiz gerçeği sürekli hatırlatmaktadır. Beklenmedik taşkınlar ve suyun tahliye edilemeyişi, Araklı’yı bekleyen büyük risklerden biridir. Araklı sahilinde bir bent gibi duran ve taşkın riskini daha da tehlikeli hale sokacak olan sahil otoyolu kaldırılarak iç kesimlerden geçirilmelidir.
Yüksek turizm değeri taşıyan Madur, Polut, Pazarcık, Bahçecik, Kizirnos gibi Araklı coğrafyasının kıymetli parçalarını kaliteli turizm yaklaşımıyla projelendirilmesi ve bu doğrultuda hem Araklı insanını hem de turistleri buralara taşıyacak bir toplu ulaşım ağı kurulması gerekmektedir. Turup ormanı ise, çöplük yapılmaktan kurtarılan bir zenginliktir. Turup’taki orman alanı, yöresel mimari ile bir doğa ve huzur turizmi alanına dönüştürülmelidir. Her aklına esenin tesisi altında beton zerkedeceği yer olmamalıdır. Bu doğrultuda Turup’a ulaşım için, çevreyi kirletme özelliği olmayan teleferik sistemi kurulmalıdır. Turup’taki orman alanına çok yakın olan ve maalesef bir vahşi çöp depolama alanına dönüşen Taşönü çöp tesisi ise ya buradan daha uygun bir yere kaldırılmalı yahut söz verildiği üzere çalışması için her türlü adım atılmalıdır. Dolayısıyla, Taşönü’ndeki vahşi çöp depolama çabası ile Turup’ta bir doğa turizmi yaklaşımının yan yana gelmesinin mümkün olamayacağı bilinmelidir. Mış gibi yapmak yerine, gereğini esaslıca yapmak gerekmektedir.
Pazarcık mevkisi bir suni göl ile tüm yaylaların buluşacağı otantik bir pazar yerine çevrilmeli, burada mevkiye adını veren otantik pazar en yeni şekilde yeniden inşa edilmelidir. Pazarcık, yöredeki bütün tarım ve hayvancılık ürünlerinin alınıp satılacağı ticaret merkezine dönüştürülmelidir. Bu sayede Araklı’nın tüm yaylalarında yoğun bir tarımsal ve hayvansal ürünlerin üretim seferberliği başlatılmalıdır.
Araklı’daki yerel yönetim, Karadere vadisini Pazarcık mevkisine hatta Bayburt/Gümüşhane tarafına kadar bir turizm vadisi olarak projelendirmelidir. Bu vadi, doğaya saygılı bir turizm hedefiyle hizmete hazırlanmalıdır. Lakin, Araklı coğrafyası turizme açılmadan önce tüm altyapı çalışmaları tamamlanmalıdır. Tesisler kurulduktan sonra yol, elektrik ve su işlerine girişmek gibi bir plansızlığa düşülmemelidir.
Araklı’daki temiz su kaynaklarından olan başta Yanboluderesi, Karadere ve Küçükdere olmak üzere tüm derelerin koruma altına alınması için ciddi adımlar atılmalıdır. Araklı’ya yakın kırsal mahallelerden çıkan temiz kaynak sularının öncelikle koruma altına alınması ve köy çeşmelerinin tescillenmesi için yüksek gayret gösterilmelidir. Bununla birlikte, Araklı’ya yakın Özgen, Yolgören/Sırtyaragar, Hürriyet Mahallesi, Kalecik, Konakönü gibi tatlı su kaynaklarına sahip yerleşimlerdeki temiz içme sularının Araklı merkezine taşınması ve temiz içme sularının sanat değeri olan sebillerle Araklı insanının istifadesine sunulması lüzumludur.
Karadere nehrinin sahilden Araklı Devlet Hastanesine kadar olan kısmında yapılacak nehir içi düzenlemelerle, nehre sandallarla gezilecek şekilde bir şekil kazandırılmalıdır. Karadere nehrinin üzerindeki eski Sürmene köprüsü ile sahil arasındaki kısım ayrıca, Araklı insanının nefes alacağı bir konforlu yürüyüş alanına ve kafeteryalar bölgesine dönüştürülmelidir. Bütün bu düşüncelerin gerçekleşmesi için de, çok sıkı denetimle Karadere’nin Pazarcık’tan itibaren kirletilmesine mani olunmalıdır. Araklı’nın tam ortasından geçen kirletilmiş bir Karadere’nin, sadece ilçe vizyonuna ve turizm algısına zarar vermeyeceği, ayrıca Araklı’da yaşam ve insan sağlığı için de büyük tehlikeler oluşturacağı hesap edilmelidir. Bu sebeple Karadere nehrinin etrafında özellikle sanayi kuruluşlarının kurulmasına müsaade edilmemelidir. Sanayi tesisleri, su havzalarının dışındaki cazip alanlarda meydana getirilmelidir. Vaktiyle kurulmuş olan tesisler ise yeni yerlerin gösterilmesiyle ya tahliye edilmeli yahut tüm tesislere ileri arıtma sistemi kurma ve çalıştırma mecburiyeti getirilmelidir.
Araklı-Bayburt yolu en konforlu şekilde bitirilmeli, bu yoldaki sıkıntılar nedeniyle meydana gelen ölümlü, yaralanmalı ve hasarlı trafik kazalarının engellenmesi sağlanmalıdır. Bu yolun Araklı’yı güney-kuzey yönünde büyütecek bir vizyon tarafının olduğuna inanılarak hareket edilmelidir. Araklı-Kaşıkçı arasındaki yolun Yolgören (Sırayaragar)-Yassıkaya (Paskalar)-Çamlıca (Tul) tarafındaki uygun kesimlerine ise yoğun ve nizami şekilde Araklı yöresinin dayanıklı meyveleri dikilmeli ve bu şekilde Karadere nehrinin hem doğu hem de batı tarafı bir yeşil yola dönüştürülmelidir.
Araklı mahallerinde kullanım dışı olan okul ve sağlık ocağı binalarını mahalle etnografya müzelerine veya huzur turizmi yaklaşımlı butik turizm konaklama tesislerine çevirilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde okul ve sağlık ocağı yapılarına hayat verilmelidir.
Birbirine yakın köylerin ortak noktalarında ve ana yollara yakın yerlerde organik köy pazarlarının kurulması için, köylerin organik tarım ve meyvecilik noktasında teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, Araklı’da yetişen ve Araklı coğrafyasına uyumlu kadim meyvelerin ıslah edilmesi ve çoğaltılması sağlanmalıdır.
Araklı yaylalarındaki bodur bitkilerin orman meyveleri ile aşılanması sağlanarak, Araklı’daki köy ve yayla insanlarına ciddi bir ekonomik kazanç sağlanmalıdır.
Araklı’nın yüksek rakımlarındaki köy ve yaylalarda balcılığın geliştirilmesi için kestane, akasya ve ıhlamur ormanları kurulmalıdır. Araklı yaylalarında butik ormanlar meydana getirilmelidir. Yaylalardaki su kaynakları koruma altına alınarak, su kaynaklarının etrafına hiçbir şekilde yapılaşma yapılmasına müsaade edilmemelidir. Yeni yapılaşmalar, yaylalardaki şehidliklerden uzak tutulmalıdır. Araklı köyleri ve yaylalarındaki şehidlikler ile münferit şehid kabirleri acilen koruma altına alınmalı ve tescillenmelidir.
18 Mart gibi önemli günlerde Araklı’dan Yeşilyurt Şehidliğine saygı yürüyüşleri başlatılmalıdır. Yeşilyurt’taki şehidlikte yatan şehidlerin Çanakkale Zaferinden gelen Beyoğlu Jandarma Taburu askerleri olduğu düşünülerek…. Saygı yürüyüşleri, birer harp alanı olan Madur ve Polut mıntıkalarına kadar devam ettirilmelidir. Madur ve Polut eteklerinden başlamak üzere iki tepe arasındaki geniş alan, birer harp alanı ve endemik bitki sahası olarak acilen tescillenmelidir. Araklı’nın mahallelerindeki harp alanlarının da tespiti ve tescili çok önemlidir. Aho Dağı, Mareşal Fevzi Çakmak’ın çıktığı ve 1916’daki Karadere muharebelerini idare ettiği bir mevki olarak projelendirilmeli ve tarih turizmine açılmalıdır. Mahallelerdeki harp mıntıkalarının, meçhul şehid kabirlerinin tespiti ve tescili yanında, her bir meçhul şehid kabri restore edilmeli, bayrak direkleriyle işaretlenmelidir. Bu şekilde, her şehid kabrinden ve çarpışma mevkisinden dolayı Araklı’nın vadi ve yamaçlarının albayraklarla donanacağı ve vadide çok farklı bir silüetin oluşacağı düşünülmelidir. Karadere vadisi ve etrafı bu şekilde alternatif turizm yaklaşımıyla “tarihe saygı turizmine” hazırlanmalıdır.
Araklı’daki tarihi dokunun en önemli malzemeleri arasında köprüler, tarihi konutlar, çeşmeler ve diğeri hanlar gelmektedir. Fakat Araklı’da Pervane Köprüsü hariç diğer köprülerin hiç biri restore edilmemiştir. Ayrıca hiç biri tescillenmemiştir. Sivil mimarinin önde gelen eserleri hızla yok olmaktadır. Marzuba’daki Cafer Ağa Konağı ile Pirgi’deki tescilli Sarımollaoğlu Konağı göz göre göre harabeye çevrilmiştir. Araklı’nın toplumsal ve ekonomik yaşamının bir dönem esaslı parçası olan hanlar, çeşmeler ve değirmenler ise yıkıldıklarıyla kalmışlardır. Ayrıca, Araklı’daki tarih turizmi için çok ciddi anlama sahip Araklı çarşıbaşındaki tarihi Hyssus kalesinin büyük kısmı maalesef imara açılmış olup, Canayer kalesi ise bakımsızlıktan dolayı harap hale düşmüştür. Araklı mahallelerindeki tarihi mezarlıklarda yer alan tarihi mezar taşları gün be gün yok edilmektedir. Mezar kitabelerinin bu coğrafyadaki tapularımız olduğu gerçeğinden hareket edilerek, kitabelerin acilen tescillenmeleri ve tarihi mezarlıkların kameralı sistemle koruma altına alınması gerekmektedir. Araklı Konakönü’ndeki tarihi yapılar ise restore edilerek kurtarılmayı beklemektedirler.
Araklı’da uzun bir ahşap iskele yapılmalı ve iskele üzerinde kurulacak kafeteryalar le Araklı’da turizm adımlarının çeşitliliği sağlanmalıdır. Denizden koparılan Araklı insanı ve Araklı’ya gelecek turist potansiyeli bu iskelelerden istifade etmelidir. İnsanımızın nefes alacağı iskeleler aynı zamanda ilçe insanı için amatör balıkçılığı teşvik edecek mekanlara dönüştürülmelidir.
Araklı’nın birbirine yakın mahallelerine ortak hizmet verecek spor alanları inşa edilmelidir. Ama evvela yıllardır yıkılmışlıktan bir türlü kurtarılamayan Araklı Stadyumunun ve müştemilatının yapılması gerekmektedir. Yüzlerce gencin konforlu bir alanda nitelikli sporcular olarak yetiştirilmesi ve Araklı’da profesyonel sporun ilerlemesi için bu adım çok elzemdir.
Araklı’daki yüksek kapasiteli gençlerin öğrenim göreceği fen lisesi, imam hatip lisesi ve spor lisesi statüsünde yatılı bir proje okullarının inşa edilmesi gerekmektedir. Araklı’da proje okulu statüsünde Tarım Meslek Lisesi de kurulmalıdır. Karadere vadisindeki tarım potansiyelinin bir üretim durumuna dönüştürülmesi sırasında ihtiyaç duyulacak ara eleman altyapısı buradan sağlanabilecektir. Araklı’da ihtiyaç hissedilen bir diğer eğitim adımı ise, KTÜ Araklı Cevat Özyurt MYO öğrencileri için bir erkek ve bir de kız yurdu yapılması gerçeğidir.
Araklı’dan yetişmiş insanlara saygı göstermek önemli bir yaklaşımı ifade eder. Araklı’nın kuruluşunu sağlayan Padişah II: Mahmud’un ismi ile dönemin Trabzon Valisi Hazinedar Osman Paşa'nın ismi Araklı'da hatırlı bir yeri hak etmiyor mu? 1916’daki harplerde Araklı’daki muharebelere komuta eden Mareşal Fevzi Çakmak'ın adının Araklı'da göz önündeki bir yere verilmesi, Araklı'nın itibarına katkı değil midir? Araklı Büyük Camiyi yaptıran ve caminin köşesinde mahzun vaziyette yatan Müftü Furtunzade Hacı Ali Hilmi Efendi'nin adını Büyük Cami’ye vermenin zamanı gelmemiş midir? Araklı İmam Hatip Lisesi’ne Oslu Hoca’nın adını vermek çok zor bir iş midir? Müderrisi olduğu Araklı Medresesinin yıkılmasıyla yerine kurulan Hürriyet Mahallesi Camii'ne, döneminin saygı duyulan ismi Şeyh Şaban Efendi'nin adını vermek bir iade-i itibar değil midir? Araklı'daki merkez Kur'an kurslarından birine Hacı İsmail (Çebi) Efendi'nin adını vermek bir geleneğin ihyası açısından ciddi bir anlam taşımıyor mu? Ömrünü Araklı'ya vakfetmiş bir Araklı aşığı Ferhat Akyürek Sarımollaoğlu'nun adını Araklı-Kaşıkçı yoluna hatta Salmankaş tünellerinden birine vermek bu yola kültürel değer kazandırmaz mı? Merhum milletvekili İlyas Aktaş'ın ismini, yapımı için büyük gayret sarf ettiği Bereketli'deki yatılı okula vermek bir vefa değil midir? Yine Erenler’deki Kur’an Kursuna merhum Mecit Hocaefendinin adının verilmesi gerekmez miydi? Araklı’daki bir Kur’an Kursu’na merhum İsmail Hoca’nın (Ramazanoğlu) ismi layık görülemez miydi? Bu ve benzeri evsaftaki isimleri Araklı'ya armağan etmek, tarihle bugünü buluşturma ve barıştırma anlamlarında yüksek kültürel değer taşıyan adımlar olacaktır.
Araklı’da ciddi anlamda kültüre hizmet edecek bir kültür merkezi yapılmalıdır. Araklı Belediyesinin eski binası dünüştürülerek bu amaca hizmet edecek hale getirilebilir. Yahut Araklı’nın eski Hükümet Konağı bu amaçla yenilenebilir. Eski belediye binası veya eski Hükümet Konağı, bir Araklı Etnografya Müzesinin kurulması için de elden geçirilebilir. Bu binalar, geleneksel zanaatların öğretildiği ve ürünlerin sergilendiği atölyelerle donatılabilir. Araklı bu şekilde sanatta ve zanaatta yetenekli evlatlarına sahip çıkmalıdır.
Nüfusun yoğun olarak yaşadığı Araklı Samayer ile Araklı Küçükdere arasında ve eski Rize karayolu üzerinde güvenli ve konforlu bisiklet yolları inşa edilmelidir. Bisiklet yolları nüfusun az yaşadığı ve bisiklet kullanımının gerekli olmadığı mevkilere yönelik yapmak yerine, ilçe merkezine uzak ama nüfus yoğunluğu fazla olan yerlere yapılmalıdır. Küçükdere-Samayer arasında bisiklet turizminin meydana getirilmesi için Araklı Belediyesi kiralık bisiklet sistemini de vücuda getirmelidir.
Kalecik Mahallesi ile Samayer sahili arası, tarihi balıkçılık çabalarından dolayı, hem yerli turizme hem de kaliteli yabancı turiste hizmet verecek balık restoranları ile donatılmalıdır. Astronomik fiyatlar yüzünden Araklı insanının gidemediği ve kullanamadığı özel tesisler, yeni kurulacak tesislerle fiyat noktasında dengelenmelidir. Araklı Belediyesi örnek bir adım atıp, bu mevkide bizzat belediye tarafından işletilen ilk sosyal tesisi kurmalıdır. Böylelikle vatandaşı sahillerin dışına iten pahalı tesis tekelleşmesinin önüne geçilmelidir.
Hülasa…
Araklı’da belediye olmak, yüksek vizyon taşıyan ve belediyecilik misyonunu güçlendiren işlerle uğraşmak şeklinde düşünülmelidir. Belediye başkanı olacak dost, Araklı’yı bir dava haline getirmelidir. Araklı’yı Trabzon’a ve Türkiye’ye katmadeğer sağlayacak bir misyonla yönetmelidir.
Mehmet Akif Bal
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Yorum Yazın