ARAKLI’YI DERİNDEN DÜŞÜNMEK
Araklı'daki Trafik Problemine Çözüm Yaklaşımları
Araklı ilçe merkezindeki aşırı araç yoğunluğunun meydana getirdiği ve hele hele de yaz mevsimlerinde hepten kronikleşen trafik problemi, konunun üzerinde ciddiyetle kafa yorulmasını gerektiriyor. Ufak tefek kavşaklar yapmakla Araklı’nın trafik meselesinin çözülemeyeceği bilinmelidir. Araklı merkezindeki trafiği artıran ve çıkmaza sokan en önemli konu, Araklı'nın sahil yolu ile ilçe merkezi arasında adamakıllı giriş ve çıkış bağlantılarının olmamasıdır. Araklı’nın batıdaki tek girişi ve çıkışı liman tarafında, doğudaki tek giriş ve çıkışı ise Küçükdere'dedir. Araklı sahil otobanı inşa edilirken, Araklı’nın hemen hemen 9 kilometre olan kıyı şeridi boyunca ilçeye farklı noktalardan giriş çıkış maksatlı bağlantı yolları yapılmamıştır. Bu nedenle günümüzde Araklı’dan sahil otobanına çıkmak veya sahil otobanından Araklı’ya girmek istediğinizde ya ilçenin en batısına ya da en doğusuna giderek ilçeye girmek zorundasınız. Bir ilçe merkezini sahilinden geçen otoban ile bağlantısız kılabilme yarışması yapılsaydı herhalde ancak bu kadar başarılı olunabilirdi!
Araklı ilçe merkezinde ve özellikle yaz mevsimlerinde meydana gelen aşırı trafik yanında Araklı’yı sıkıntıya sokan bir diğer problem, Araklı-Bayburt yolunun oluşturduğu özellikle ağır tonajlı araç trafiğidir. Bayburt istikametinden gelen çok sayıda yük kamyonu, hızla sahil otobanına aktarılmalıyken, bu kamyonlar ve tırlar Araklı ilçe merkezinden geçerek ilçe trafik işleyişini daha da sıkıntıya sokmaktadırlar. Dolayısıyla Araklı bir kaç yerden kavşaklarla sahile bağlanılmadığı ve Araklı içine doluşan araçlar sahilden hızla doğu ve batı yönüne aktarılmadığı sürece Araklı’nın trafik sorunu bitmeyecektir. Hatta araç sayısı ve nüfus arttıkça, durum daha da çözülmez bir hale gelecektir. Araklı merkezindeki çok tartışılan küçücük kavşaklarda yapılan ve tebessüm ettirendüzenlemeler (!) bu sebeple kalıcı çözüm sağlayamayacaktır. Kalıcı çözüm ise, Araklı'daki yerel belediyenin teklifi ve ısrarı sonrasında Karayolları Genel Müdürlüğünün çalışmasıyla olacaktır. Çünkü yol konularını Karayolcular çok iyi bilirler. Bu açıdan, öncelikle bir “kaçak yol” haline gelmiş Araklı-Bayburt yolunu yasal düzenlemelere uygun şekilde bir yol ağına dönüştürmek, kontrollü bir şekle kavuşturmak ve Karadere-Bayburt yolunu acilen birkaç kavşakla sahil otobanına bağlayarak araç trafiğini ilçe merkezinden izale etmek gerekir.
Ama Araklı için en esaslı ve kalıcı proje, sahil yolunun bir Araklı güney yolu adımı ile iç kesimden geçirilmesi hatta Araklı’yı basķılayan ve ilçeyi her yönden hasta eden sahil otobanının yerinden kaldırıp Araklı’nın tekrar deniziyle kucaklaştırılmasıdır. Araklı bu şekilde trafik kaosu ve gürültüsüyle boğuşan bir ilçe değil, sakin yaşam ve turizm açısından yüksek kıymet taşıyan bir sahil kasabası olacaktır. Araklı’nın böylesi bir yol inkılabına ihtiyacı vardır. Araklı’daki yerel yönetimin bu sebeple gecesini gündüzüne katarak çalışması gerekmektedir.
Araklı Limanını Doldurup Park Yapmak!
Son günlerde Araklı limanını doldurarak park alanı yapmak üzerine çeşitli fikirler ifade edilmektedir. Hatta Trabzon’un tek doğal kıyısı olan Konakönü sahillerine yeni bir liman yapımı için, kayıklarla sessiz sedasız şekilde ölçümlerin yapıldığı ifade edilmektedir. Lakin kıyılrımıza ve sahillerimize saygı duymak durumundayız. Bilmeliyiz ki, kıyı ve sahil kavramları binlerce yılda oluşmuş bir düzenlerdir. İnsan-deniz ilişkileri,kıyılara ve sahil kesimlerine göre şekillenmiştir. Dolayısıyla bu düzeni bozmamak, sahillerin fıtratına, yaradılışına müdahaleler yapmamak gerekmektedir. Sadece mevcut Araklı sahil yolu dolgusunun Araklı’ya ne sıkıntılar yaşattığına dahi bakılarak, limana yönelik muhtemel dolgu işleri iyi düşünülmelidir.
Bilmeliyiz ki Araklı bir güzel sahil kasabasıdır. Özelliğini bundan elde etmiştir. Araklı'nın kıyı fıtratı zaten şu ana kadar yapılan dolgularla berbat edilmiştir lakin hiç değilse geri kalanına saygı duymak gerekir. Diğer taraftan, mevcut limanı doldurmak ve yeni yapılması düşünülen limanı da Konakonü tarafına yapmak düşünceleri, tarihi SIT alanı Konakonü sahilini bitirir. Konakönü sahilleri ki, Trabzon’da elde kalan son doğal kıyılardır. Sonra adama sorarlar; “Madem sahile dolgu yapacaktınız, Konakönü tünelleri niçin yapıldı?” diye.
Bilinmeli ki denize yapılan her bir dolgu, Araklı'yı sahil kasabası olmak gibi güzel bir özelliğin dışına itmektedir. Araklı insanını denizden koparmaktadır. Deniz seviyesindeki Araklı ilçe merkezi, kot farkı nedeniyleyüksek dolgu alanlarının altında kalmaktadır. Kot farkı problemi nedeniyle ilçe merkezine yağan su tahliye edilememekte, ilçe merkezinin tabanı sürekli ıslak kalmakta, zemin rutubetlenmekte ve bu durum, zaten çoğu deniz kumu ile yapılmış binalardaki korozyonu daha da artırmaktadır. Rutubetlenme ve korozyon, muhtemel sıvılaşma yani zemin toprağının cıvıklaşmasıyla birlikte mevcut binaların pekçoğunun bir depremde yıkılması felaketine kapı aralamaktadır.
Esasen Araklı sahil yolunun kaldırılıp iç kesimlerden geçirilmesi ve Araklı insanının yeniden deniziyle buluşturulması istenmeliyken, limanı doldurmayı talep edenlerin peşinden koşulması doğru değildir. Aksine durum, ilçenin sahil dolgusu kaynaklı kronik problemlerini kangrene dönüştürmek demektir. Bu arada bir konuya temas etmekte fayda var. Sahil dolguları genellikle hafriyat lobisinin işidir. Çünkü bu işten çok iyi paralar kazanırlar. Dolayısıyla Araklı limanına yönelik dolgu isteyenlerin bir daha düşünmeleri gerekir.
Araklı’nın illa ki alana ihtiyacı var denilirse bunun yerli yerinde çözümleri de vardır muhakkak. Bu açıdan, Araklı Sahil Mahallesinden Küçükdere’ye kadar olan kıyı şeridi kentsel dönüşümle istimlak edilmeli, sahil otoyolu Ordu’daki gibi Araklı’nın güneyine taşınmalı, sahildeki kamulaştırmalarla yıkılacak yaşlı konutlar Araklı’nın depreme ve rutubete dayanıklı yamaç kesimlerinde inşa edilmelidir. Böylece insanımıza sağlam, güvenli, konforlu, havadar, rutubetsiz ve insanca yaşayacakları toplu konutlar yapılmalı ve sahilde ortaya çıkacak devasa alan ise, Araklı için bir sosyal ve turizm içerikli sahaya dönüştürülmelidir. Proje denilen şey böyle yapılır. Mevcut liman kazanımını ortadan kaldırmak ve katmadeğeri olmayacak bir hale dönüştürmek proje değildir. Araklı için çok gerekli olan Araklı limanını ortadan kaldırmak yerine, aksine limanı Küçükdere istikametine doğru genişletecek ve mevcut halini daha da derinleştirecek adımlar atılmalıdır. Dahası, Araklı limanını bir keyif barınağından (!) çıkarıp, Bayburt-Gümüşhane-Erzurum gibi iç kesimlere yönelik yüksek ticareti amaçlayan bir ticari deniz istasyonuna dönüştürmek gerekir. Araklı limanını balıkçılık üssü yapmak icap eder. Dolayısıyla Araklı limanını Küçükdere istikametine doğru büyüterek, Trabzon limanına yardımcı olacak bir hale getirmek en mantıklı iştir. Sonrasında ise limana entegre olan Araklı-Bayburt yolunun en nitelikli haliyle yapılması için büyük adımlar atılmalıdır. Yani, limanı doldurmak ve yeni bir liman yapmak için harcanacak paralarla bu büyük işleri yapabilirsiniz. Diğer taraftan, sıfırdan liman yapımı öyle zannedildiği gibi kolay bir iş zannedilmemelidir. Karadeniz gibi bir denizde ve Konakönü gibi derin kıyılarda liman inşası ise hiç kolay değildir. Bu gerçekleri araştırmadan Araklı limanını doldurmaya heveslendiğinizde, yeni bir liman yapımı işi elinizde patlayabilir.
Bahsettiğimiz liman meselesinden hareket edildiğinde dahi, Araklı’nın meselelerine ciddiyetle bakıp, ilçenin en acil konuları üzerinden hareket etmek gerekir. Araklı limanını doldurmak yerine Araklı’yı yüksek bir kalkınma durumuna getirecek, ele avuca gelir meseleleri konuşmanız lazım. Mesela, Karadere vadisini bir tarımsal üretim merkezi haline nasıl getirebiliriz diye kafa patlatmanız lazım. Mesela Araklı’nın fındığını ve çayını yüksek marka değeri olan ürünler haline nasıl getirebiliriz diye esaslı sorular sormanız lazım. Mesela Araklı limanını ıslah ederek mevcut limana turizm amaçlı bir yat limanı ekleyebilir miyiz diye düşünmeniz lazım. Ya da Konakönü’nün muhteşem kıyı güzelliğini bir dalış turizm merkezine çevirebilir miyiz diyerek uzmanları ayağa kaldırmanız lazım. Şimdi, Araklı için farkındalık oluşturacak bu kadar güzel düşünceler, hedefler, hayaller varken kalkıp da mevcut limanı doldurmak istemek ve bunu da Karadeniz’in en güzel kıyılarına sahip Konakönü’nde yapmayı dillendirmek hatta buna alkış tutmak, Araklı’nın bir gerçeği olabilir mi? Bu arada Konakönü kıyılarına bir liman yapma özlemiyle bakanlar şunu iyi bilmeli ki, Konakönü 2006 yılında Araklı Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş ve bu özelliği Resmi Gazete’de ilan yayınlanmış bir yerdir.
Bilmeliyiz ki Araklı’nın gerçekten çok işi var. Çok ciddi zaman kaybı da var. Ama en önemlisi Araklı insanının artık yüksek beklentileri var. Araklı insanı, vur elindekini al, kandır sırtına bin, üç beş torba çimento ve on kamyon asfalt ile iradesini al durumundan çok uzaktadır artık. Trabzon’un da Araklı’dan ciddi istekleri ve beklentileri vardır. İşte tüm bu yüksek beklentiler ortadayken; kendisini Araklı'ya adamış, kafası iyi çalışan, şehirli ruhuna sahip, özgün yani kendine ait projeleri, dosyaları ve 10-20 ve 50 yıllık hedefleri olan, nitelikli kadrolarla kurumunu bir istasyon haline getirecek ve aynı zamanda bir toplumsal lider olacak insanlara çok ihtiyacımız var. Bilinmeli ki Araklı; o insanın, bu insanın görüşlerini fikirlerini, projelerini şark kurnazlığıyla aşırarak, bir şeyler yapıyor/muş gibi davranan, aslında elinde avucunda bir özgün projesi ve net bir söylemi olmayan, istişareden çok uzak, toplumun gerisinde duran insanlarla hiç bir yere gidemez.
Araklı’nın Altyapısını Yeniden Ele Almak
Araklı’nın en acil çözüm bekleyen ve üzerinde çok konuşulması gereken meselelerinden biri altyapısıdır. Efsane Başkan Yılmaz Çebi döneminde bin bir zahmetle yapılan altyapı, bugün Araklı’nın yükünü kaldıracak durumda değildir. Artan nüfusu, artan konut sayısı, mevcut altyapıyı zorlamaktadır. Her kuvvetli yağmur yağışında Araklı merkezinin su ile dolması bunun en önemli nedenidir. Yağan kuvvetli yağmurlarla dolan ve suyu taşıyamayan altyapı, yoğun yağışlarda atık suyu tahliye etmekte zorlanarak ilçeye geri basmakta, ilçe merkezi su ile dolmaktadır. Vaziyet, Araklı insanının sağlığını da tehdit eden bir hale gelmiştir. Aşırı yağmurlarda ilçe merkezinde biriken ve kanalizasyonla karışma ihtimali yüksek olan sulara asla temas edilmemesi tavsiye edilmektedir. Artık miadını tamamladığı düşünülen ama uzun süredir hakkında herhangi bir işlem yapılmayan bu altyapı, diğer taraftan bir başka tehlikeye kapı açmaktadır. Altyapıdaki yetersizlik ve yıpranma, Karadere veya deniz kaynaklı bir taşkın ve afet durumunda Araklı ilçe merkezini çok ağır şekilde etkileyebilecektir. Araklı’nın bir diğer ciddi altyapı problemi ise, su dağıtım şebekesi ile ilgilidir. Araklı yakın zamanda Trabzon Belediyesi tarafından inşa edilen Horyan suyu ile aslında büyük bir kaynağa sahip olmuştur. Fakat bu su ilçeye dağıtılırken en az 20-30 yıllık su şebekesi ile evlere ulaştırılmaktadır. Araklı’nın deniz seviyesinde bulunan konumu, su şebekesinin rutubetli ve tuzlu ortama gömülmüş olması gibi durumlar, bu şebekenin kısa süre içerisinde deforme olmasına, korozyona uğramasına yol açmakta ve evlere dağıtılan suyun kalitesini ve hijyenikliğini bozmaktadır.
Taşönü Çöp Deposunu Bir Turizm Alanına Dönüştürmek
Araklı’nın diğer meselesi Taşönü’ndeki vahşi çöp deposudur! Avrupa’daki örneklerinden hareketle kurulduğu ifade edilen çöp tesisi, bir sıfır atık yaklaşımıyla kurulmuşken bu özelliğini kendi eliyle sıfırlamıştır. Araklı insanı, amatörce işletildiği veya yetersiz teknolojiyle çalıştığı ifade edilen bu tesisin vahşi çöp depolamasına dönmesinden aşırı derecede muzdariptir. Sıfır atık konusunu Sn. Emine Erdoğan öncülüğünde bir milli politika haline getiren hükümetimize rağmen, Araklı’daki bu tesis görünümlü çöp deposu, bir türlü sıfır atık tesisi kıvamına gelememiş ve etrafına yaydığı ağır koku yanında akarsulara karıştırdığı kirli suları ile sıfır not alarak alanında sınıfta kalmıştır. Sormak lazım ki sınıfta kalan sadece çöp depolama tesisi midir?
Çöp deposunun genişletilmesi amacıyla Taşönü’ndeki tarihi taş işçiliğinin kaynağı olan kalker kayalıklar dinamitle havaya uçurulmaktadır. Taşönü’ne yakışmayan ve Taşönü’nün fıtratıyla uyum sağlayamayan bu tesis, Trabzon ile Rize arasında denizde yapılacak dev bir dolgu alanında ve göz önünde olacak şekilde yeniden kurulmalı, yeni yerinde tam anlamıyla sıfır atık yaklaşımlı bir tesis olarak çalıştırılmalıdır. Bu durumda Taşönü’ndeki vahşi çöp döküm lotları acilen kapatılarak turistik amaçlı bungalov tesisine dönüştürülmeli, çöp tesisinin fabrika kısmı ise tarihi Pirgi taşı üretim atölyesi olarak çalıştırılmalıdır. Pirgi Taşı, Araklı için tescilli bir marka değeri haline getirilmelidir. Araklı’daki meslek lisesi bünyesinde taş ustaları yetiştirecek bir bölüm açılmalıdır. Tesisin altında kalan büyük mağara turizme açılmalı, diğer jeolojik mağaralar ve maden galerileri de jeologların müsaadesi ile turizme kazandırılmalıdır. Yapılacak bungalovlar ve jeolojik mağaralarla burada hem doğa hem de özellikle astım tedavisine yönelik sağlık turizmine kapı açılmalı, Turup ormanı ile Taşönü arasındaki tüm alan, uzman görüşleriyle projelendirilerek dev bir ekolojik ve doğa turizmi sahasına dönüştürülmelidir. Lakin, evvela Taşönü’ndeki bu çöp deposunu kapatmak gerekmektedir.
Araklı’da Eğitime, Kültüre ve Spora Yatırım Yapılmalıdır
Trabzon’un Ortahisar ve Akçaabat’tan sonraki üçüncü büyük ilçesi olan Araklı’da yedi sekiz yıl evvel yıkılmış olan ilçe stadyumu yıkıldığı ile kalmıştır. Stadyumun ayakta duran müştemilatı ise çok büyük bir bakımsızlık içerisindedir. Araklı’nın tüm spor branşları ama özellikle Araklı futbolu bundan büyük zarar görmektedir. Güreşte Türkiye ve dünya şampiyonları çıkarmış bir Araklı’nın bir ödül olarak adamakıllı bir stadyuma ve stadyuma bağlı spor müştemilatlarına sahip olması gerekirdi. Bundan dolayı, Araklı stadyumunun yeniden yapımı sadece yıkılan tribünlerin inşasından ibaret bırakılmamalı; stadyum çevresi her türlü sporun yapılacağı spor salonlarına, kapalı yüzme havuzuna, antreman sahalarına sahip büyük bir “Araklı Spor Külliyesi”ne dönüştürülmeli ve adı da Araklı’dan yetişen dünya güreş şampiyonu Selçuk Çebi’ye atfen “Selçuk Çebi Spor Külliyesi” konulmalıdır.
Araklı’nın bir diğer eğitim meselesi Araklı’da ciddi donanıma sahip proje okullarının olmayışıdır. Araklı’nın tüm zeki ve yetenekli evlatlarının, ailelerine en yakın yer olan Araklı ilçe merkezinde kaliteli bir eğitim alma hakları vardır. Dolayısıyla 50 bin nüfusa sahip bir ilçenin hem sosyal bilimler lisesine, hem fen lisesine, hem de spor lisesine sahip olması gerekir. Sn. Cumhurbaşkanımızın evladı olan Sümeyye Erdoğan hanımefendinin dahi okuduğu Araklı İHL’ninde bir proje okuluna dönüştürülmesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte, normal eğitim yapacak farklı bir İHL ile diğer öğrenci grubuna eğitim vermek mümkün hale getirilmelidir. Araklı İHL’ye meşhur alim Oslu Hoca’nın adı verilerek bu okulun ayrıca bir marka değerine dönüştürülmesine katkı verilmelidir.Butaleplere paralel olarak, bir tarım memleketi olma vasfını taşıyan Araklı’da ısrarla ve defalarca yazdığımız bir konu daha bulunmaktadır. Karadere vadisinin taban kesiminde Kaşıkçı’ya kadar sağlı sollu bulunan 2000 dekarlık alan halen Trabzon için bir organik tarım alanı olma vasfını sürdürmektedir. Bu gerçeği görüp, Araklı tarımının ihtiyaç duyacağı insan altyapısını hazırlamaya yönelik bir tarım ve hayvancılık temalı meslek lisesinin yapımı da gerçekleştirilmelidir.
Araklı’daki eğitim ve kültür konulu en büyük eksikliklerden bir başkası ise Araklı’da kültür merkezinin olmayışıdır. Araklı’da kurumlar için devasa binalar inşa edilirken, büyük paralar harcanırken Araklı bir kültür merkezinden mahrum edilmemelidir. Araklı insanının kültürel kalkınmadan nasiplenmesi sağlanmalıdır. Dolayısıyla Araklı’da sanatın icra edileceği, kütüphanesiyle, ders çalışma salonlarıyla, sergi salonlarıyla, konferans salonuyla, eğitim birimleriyle, müzesiyle, modern kafeteryasıyla, genel amaçlı salonuyla öne çıkan hatta Araklı için yüksek değer taşıyacak özgün bir mimari forma sahip kültür merkezine büyük ihtiyaç vardır. Hem de acilen.
MEHMET AKİF BAL
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
19/12/2023
Yetkililer bu yazıyı sesli okuyunuz. Hepsini yapasanızda , bir çoğunu yapsanız , Araklı’nın sorununu çözmüş olacaksınız.
Gülten Bal
20-12-2023 10:35