Bugün İstiklal Marşı'mızın kabulünün 98. sene-i devriyesi. Kutlu olsun. Anlatıldığına göre Mehmet Akif İstiklal Marşımıza "Korkma" diye başlıyor ve Peygamber Efendimize Sevr mağarasında nazil olan ayetlere vurgu yapıyor. "Korkma, hüzünlenme, ye'se kapılma, Allah bizimledir" diyordu o ayeti celileler.
Amennâ ve saddeknâ. Şüphesiz Akif, Allah bizimle olduğu için "korkma", Allah bizimle olduğu müddetçe "korkma" diyordu. Allahın bizle birlikte olmasının yolu, bizim Allah ile birlikte olmamıza bağlı olduğu için, aslında Allah ile birlikte olduğunuz müddetçe "korkmayın" demek istiyordu.
Yani mevzu özde Allah ile birlikte olma meselesiydi aslında. Öyle olursa çünkü Allah da bizle birlikte olacak ve böylece korkuya mahal kalmayacaktı. Bir bu gerçeğe bir de millet olarak mevcut durumumuza bakınca, her sene bu vakitlerde Akif'i ve İstiklal Marşımızı anmaktan ziyade anlamayaca ihtiyacımız olduğu çok açık şekilde görülüyor. Zira bu mirasa layık olmanın yolu anmaktan değil anlamaktan ve anladıklarımızı da hayatımıza tatbik etmekten geçiyor. Anmak anlamaya bir vesile olacaksa ne âlâ. Yok sadece anmak olarak kalacaksa, yazık bize.
O zaman ne yapmamız lazım?
O zaman, anlamak için çabalamamız lazım. Mesela "Allah ile ne kadar beraberiz" diye sormamız lazım kendimize.
Toprak diye bastıklarımızın al bayrağımız dalgalansın diye bedenlerini toprağa kattıklarını ve böylece bastığımız yerlerin toprak olmadığını fark etmemiz lazım.
Ezan-ı Muhammedinin bu topraklarda dinin temelinin şahadeti olduğunu bilmemiz ve buna göre davranmamız lazım.
Medeniyet denen tek dişi kalmış canavar kastetse de varlığımıza, birliğimize, dirliğimize, özümüze ve sözümüze; bunun karşısında sarılmamız gerekenin iman dolu göğsümüz olduğunu fark etmemiz lazım.
Ancak bu şekilde layıkıyla anmış ve anlamış oluruz Akif'i, İstiklal Marşımızı. Milletçe bizi biz yapan değerlerimizin ve kutlu ülkülerimizin istikametinde bir hayat nizamı koyabilirsek ortaya, işte o zaman "Korkma!" nidasının seçkin muhatapları olacağız yeniden. Dünya bu oluşun sancısını çekiyor, insanlık bu oluşa muhtaç. Bunu, bugünden tezi yok görmek durumundayız.