Hepimizi bağrında taşıyan biricik ülkemizde neler oluyor? Çanakkale’de 100 yıl önce aziz milletimizin kanını emen emperyalist batılı Hristiyan devletler hala bizi boğmak istiyorlar.
Bugün ülke olarak; 1923 yılında Cumhuriyet kurulurken ister istemez birçok tavizde bulunduk. Özellikle yeraltı kaynakları ve boğazlar konusunda ülkemiz dış güçlerin eline bırakıldı. O zamanlar ABD devleti tüm yeraltı kaynaklarının işletme hakkını eline aldı. Ülke olarak ne zaman bir maden çıkartmak isteyelim, özel bir izin olan “DASHING” denilen bir belgeyle izinler alındı. İşin özüne inersek 100 yıllık bir antlaşma yapıldı. Yani 2023 yılına kadar ülke olarak esaret altındayız. Bunu bugün AK Parti siyasi olarak deklare etse de, bu milli ve hayati bir olaydır. Hiçbir partinin özel meselesi değildir. Top yekün 78 milyonun meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin meselesidir. Demem o ki; şu an boğazlar kontrolsüzdür ve neler geçiyor neler… Rusya ton ton silahları Suriye’ye götürdü sesimiz çıkmıyor, çıkamıyor. Tonlarca uyuşturucu geçiyor, sesimiz çıkmıyor. Roketler ve füzeler havadan geçiyor, ses yok. Peki 2023’te ne olacak? Ülke olarak boğazlar tamamen kendi malımız olacak, her geçen gemiden vergi alınacak. Öyle babalarının çiftliği gibi geçemeyecekler. Özellikle Ruslar Suriye’de varlık göstermeyi bu sebeple çok istiyorlar. Artık Akdeniz’de at koşturamayacaklar. Hava sahamızı ABD’ye kapatabileceğiz. Herhangi bir ülkeye kara harekatı yapacağımız zaman ABD’den giriş tezkeresi almak zorunda kalmayacağız. Dünya’nın en pahalı ve gelecek vadeden madeni bor ve uranyumu işleyebileceğiz. Bu da demek oluyor ki; Dünya’nın en büyük güçlerinden biri olacağız. Türkiye, yakında Dünya’nın en güçlü 3 ülkesinden biri olacağı kaçınılmazdır. Ve böylece Türkiye tamamen Ortadoğu’ya hakim olacaktır. Bunlar olmayacak şeyler değildir. İşte bu noktada günümüze geliyorum. Bugün ülkem üzerine oynanan oyunlar çok manidardır. PKK kamplarında Alman ve İngilizler ne arıyor? Türkiye’de bir sürü ajan cirit atıyor. Dün tam her şey güzel derken terör birden hortluyor, çözüm süreci altüst oluyor. Sağcı-solcu dediler kırdırdılar, Alevi-Sünni dediler katlettirdiler. Şimdi de Türk-Kürt deyip bizi yok etmek istiyorlar. Özellikle Kürt kardeşlerimiz bu oyuna gelmemeli, Ermeni ve Rusların kuklası olmamalıdır. Unutmayın ki; başka Türkiye yok. Allah (c.c.) korusun, sonumuz Suriye gibi olsa bize kucak açacak başka ülke yok. Türkiye İslam Dünyasının her zaman güvenilir limanı olmuştur. Başı ağrıyan soluğu Türkye’de almıştır. O yüzden Türkiye tüm İslam dünyası için çok önemlidir. Suriyelilerin yastık altı parası vardı, ya sizin neyiniz var? Parası olanın hepsi bankada. Allah (c.c.) korusun savaş çıksa banka manka kalmaz, herkes aç ve sefil olur.
1 Kasım’a çok az kaldı. Körü körüne taraf olmayı bırakın, aklınızı başınıza alın. Kimse size ekmeğinizi vermiyor. Oy verirken bunca şehitleri düşünün, Çanakkale’yi, Sakarya’yı düşünün. Eliniz önce pusulaya değil vicdanınıza gitsin, sonra zaten doğru olanı bulacaksınız. Ülkemiz için, milletimiz için, kalkınmamız için, aydınlanmamız için, sağlığımız için, ulaşım için, eğitimimiz için, bağımsızlığımız için, barış ve kardeşliğimiz için, hukukun üstünlüğü için, kısaca Yeniden Büyük Türkiye için kimler mücadele ediyorsa oyunuzu onlara veriniz. Oyunuzu vermeniz yetmez, çevrenizin de oyunu AK kadrolara yönlendiriniz.
Allah’a emanet olunuz. Haydi hayırlısı…