Türkiye’de 17 Nisan 2017 tarihinde bir devir kapanıyor, yeni bir dönem başlıyor. 15 yıl önce yönetime el koyan Türk milleti, devrimle ilgili son hamlesini yapıyor. Bu; Türkiye tarihinde son yüzyılda yapılan en büyük değişim ve dönüşüm hareketidir.
1920’lerde ilk devrimini yapan bu büyük millet, şimdi de ikinci büyük hamlesini yapıyor. Nasıl ki birinci devrim düşmanı üzmüş, milleti sevindirmiş idiyse ikinci devrim de aynı şekilde milleti sevindiriyor; düşmanı yine üzüyor. Tek dişi kalmış canavarın son dişini de kaybetme ihtimali çok yüksek. 17 Nisan’da tiyatro bitiyor. Artık Türk milleti yüz yıllık uykudan uyanıyor. Demokrasicilik oyunları, laikçilik tiyatroları, özgürlük hikayeleri, insan hakları oyunları… Hepsinin maskesi tek tek düşüyor. Bastırılan, susturulan, ezilen ve horlanan bir millet yeniden doğuyor. Artık Türk milleti bundan sonra gerçek kimliği ile dünya üzerinde endamını teşhir edecektir. Bundan böyle bu ülkenin öz evlatları sırf inandıkları gibi yaşadıkları için, Avusturya gibi üçüncü sınıf bir Avrupa ülkesinde eğitimine devam etmeyecektir. Ya da Arabistan’a gönderilmeyecektir. Herkes inanç ve kanaatlerinde serbest olacak; inandığı gibi yaşayacaktır. Kimse, ötekinin hürriyetine müdahale edemeyecektir.
Seksen milyon vatan evladı, bu ülkenin imkan ve kaynaklarından eşit ve adil bir şekilde yararlanabilecektir. “Bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul” devri kapanacaktır. Bin yıllık tarihimizin ve medeniyetimizin bütün zenginliğini hep birlikte teşhir edeceğiz. Artık hukuk, üstünler için değil herkes için olacak. Ömrünü milletine ve devletine hizmet için adayanlar, hapishaneler ve darağaçlarıyla tanışmayacaklar. Devlet-millet-sistem bütünleşmesinin en güzel örneğini yaşayacağız. Artık hükümetleri parlamentolar değil; direkt millet seçecek.
Ülkemizin maddi ve manevi kalkınmasını en kısa zamanda sağlayarak, boşa geçen 100 yılın açığını hemen kapatmalıyız. Geçen yüzyılda üç arpa boyu yol alamayan Türkiye, uydu olmaktan çıkıp lider ülke konumuna geçecektir. 100 yılda değil bir araba yapmak; taştan topraktan araba yolu bile yapamadık. Emperyalist ülkelerin oyuncağı olmaktan kurtulup, “Lider ülke Türkiye” olma yolunda hep beraber ilerlemeliyiz. Muhakkak yine iç ve dış düşmanlarımız olacaktır. Bu cennet coğrafyada gözü olanlar çoktur; ama güçlü bir Türkiye’nin her türlü düşmana vereceği bir cevabı vardır. Bizler içerde ve dışarda her zaman barıştan, kardeşlikten, sevgiden ve huzurdan yana bir tavır içinde olacağız. Her zaman iyinin, güzelin, faydalının ve adaletin yanında olacağız. Lakin iyi adalet; iyi güç ile sağlanır.
16 Nisan’da aydınlık ve lider ülke Türkiye’nin yolunu “EVET” oylarımızla açacağımıza ve bu senaryoya son vereceğimize inancımız tamdır. Milletimizin kararı her zaman başımızın üstündedir ve saygındır. Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı’nız kutlu olsun
ALİ İHSAN ÖZTÜRK
Nisan 2017