Ak Parti hükümetleri son 14 yılda öyle derin konularda ezberler bozdu ki; bunu hem bizim cephe hem de muhalefet cephesi hazmedemedi.
Ak Parti’nin hedeflerini ve ideallerini değil milletvekilleri, birçok bakan bile özümseyememiştir. 80-90 yıldır devlet ve millet öyle asimile edilmiş ki; şimdi doğruya alışmakta ve doğruyu kabullenmekte zorluk çekiyor.
Eski Türkiye şartlarına adapte olmuş, cephesinden onun mücadelesini veren unsurlar; Ak Parti iktidarında hesap yanılmalarına düştüler. Katı Laiklik ve despot bir devlet yönetimine karşı kendisini konuşlandıran oluşumlar ve sivil toplum örgütleri, Ak Parti hükümetlerinde ofsayta düşmemek için manevra üstüne manevra yapıyorlar. Muhalefet cephesi bile aynı travmayı yaşıyor.
Muhalefet partileri; birçok alışkanlık ve geleneklerini değiştirmelerine rağmen, hala Türkiye partisi olamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Aslında çok kolay; herkes kendisini normal, yaşanabilir ve aslına dönmüş Türkiye’ye göre ayarlarsa sorun kalmaz. Türkiye, 112 acil servislerinde başörtülü sağlıkçı çalıştıramaz konumdayken; bugün başörtülü bakan ile yola devam ediyor.
Türkiye’nin büyümesi, güçlenmesi ve kendi içinde barışı sağlaması hem Batı Dünyası hem de İslam Dünyası için büyük kazançtır. Dünya barışı ancak bu şekilde sağlanmış olur.
Milli medeniyetimizi yeniden ayağa kaldırıp, dünya milletlerinin de nefes alarak büyümesini sağlayabiliriz. Mazlum ve sömürülen halklar bizden bunu bekliyorlar.
Ak Parti hükümetlerinin, Büyük Türkiye İdealine ulaşabilmesi için, mahalle temsilcisinden genel başkan yarımcısına kadar partinin idealleriyle donanmış kadrolarla tesis edilmelidir. Yüz yılda bir yakalanan bu fırsat, dikkatsizliğe feda edilmemelidir.
Dostluk, barış ve kardeşliğin galip gelmesi temennisiyle…
ALİ İHSAN ÖZTÜRK
NİSAN 2016