ON BİR YILDA
ARAKLI İÇİN NELER SÖYLEDİK,
NELER TEKLİF ETTİK?
On bir yıldır (2013-2024 arasında) fırsat buldukça Araklı için araştırıyor, tespitlerde bulunuyor ve yazıyorum. Bu süre zarfında 53 popüler makale, 1 uluslararası bilimsel makale, 5 kitap yayını yaptık. Yayınlarımla birlikte Araklı’ya dair her konuyu ifade ettiğimi iddia edemem belki ama ciddi bir mesafe aldığımızı söyleyebilirim. Aldığımıza inandığım mesafenin etkisiyle altı yedi çalışmamın daha meydana gelmesi için hem masada, hem sahada olan derleme çalışmalarımı sürdürüyorum. Çalışmalarımın özellikle saha kısmında beni yalnız bırakmayan, her soruma sabırla cevaplar veren hatta taleplerim için küçük araştırmalar yapan kıymetli dostlarıma, arkadaşlarıma, hemşehrilerime minnettarım. Varlıkları keyif sebebidir.
Bir önceki makalemde, 2013 yılından beri Araklı üzerine neler yazdığımı başlıklar halinde ve bir envanter yaklaşımıyla vermiştim. Bu makalemizde ise, 2013-2024 yılları arasında Araklı’ya dair yaptığımız yayınlarımız içerisinde yer alan ve çok önemli gördüğümüz başlıklara ve konulara yer verdik. Başlıkları verirken özellikle ayağı yere basan, uygulanabilirlik düzeyi yüksek, toplumda karşılığı olan konuların öne çıkmasına özellikle dikkat ettik. Bu tekliflerimizin aynı zamanda Araklı için birer proje başlığı olduğunu da ifade etmek isterim.
Öncelikle Bir Araklı Çalıştayı Düzenlenmelidir
Araklı konusundaki ilk adım, Araklı’nın çok yönlü envanterini sağlamaya yönelik olmalıdır. Araklı için çok özel fikir atölyeleri tarzında beyin fırtınaları yapılacak atölye çalışmaları yapılmalıdır. Araklı konusunda akademik çalışmaları olan isimler yanında, uzmanlar, yazarlar, entelektüeller, Araklı’nın düşünen, fikir üreten tüm gençleri, tecrübeli insanları bu atölyelerdeki çalışmalara davet edilmelidir. Araklı’ya dair bilimsel sempozyumlar ve paneller yapılmalıdır. Tespitler, teşhisler ve çözüm önerileri bu sempozyum, panel ve çalıştaylarda ifade edilip kayıt altına alınmalıdır. Araklı için özellikle turizm, tarım ve hayvancılık konularında farkındalık oluşturacak yaklaşımlara kapı ve ufuk açacak akademik çalışmalara büyük bir önem verilmelidir. Yapılacak beyin fırtınaları ile Araklı’nın gündemine çok daha fayda getirici vizyoner konular girmeli; Araklı’yı yıpratan konular ise ivedilikle ama çözülerek Araklı’nın gündeminden düşürülmelidir.
Araklı, Kültürle Buluşturulmalıdır
Araklı’da yapılacak sempozyumlar, paneller, çalıştaylar ve fikir atölye çalışmaları ile kültüre ciddi yatırım yapılmalı, ilgili kişi ve kurumlar bu amaçla hem kültürel yayınlara hem kültür insanlarının Araklı’ya getirilip Araklı’da bir kültür atmosferinin oluşmasına ciddiyetle eğilmelidir. Bu doğrultuda Araklı’da ciddi anlamda kültüre hizmet edecek bir kültür merkezi yapılmalıdır. Çünkü Araklı’da sanatın icra edileceği tiyatro ve konser salonuyla, sinemasıyla, kütüphanesiyle, ders çalışma salonlarıyla, sergi salonlarıyla, konferans salonuyla, eğitim birimleriyle, müzesiyle, modern kafeteryasıyla, genel amaçlı salonuyla öne çıkan hatta Araklı için yüksek değer taşıyacak özgün bir mimari forma sahip kültür merkezine büyük ihtiyaç vardır. Yeni bir bina yapılamayacaksa Araklı Belediyesinin eski binası dönüştürülerek bu amaca hizmet edecek hale getirilebilir. Yahut Araklı’nın eski Hükümet Konağı bu amaçla güçlendirilip, yenilenebilir. Lakin çadır tiyatrosu tarzındaki mevcut yapı ile bu güzelim ilçede kültürel faaliyet yapılamaz. Araklı’da Belediye bir taraftan da kültür yayınlarına yönelmelidir. Belediyenin bu anlamda yaptığı herhangi bir yayın yoktur. Araklı’da ne bir kitap yayını, ne kurumlarca desteklenen bir kültür dergisi meydana getirilememiştir. Araklı’dan yetişen kültür insanlarına yönelik bir kurumsal ilgiye ise henüz şahit olunamamıştır.
Taşönü Çöplüğü Farklı Bir Yere Taşınmalıdır
Kuruluşundan beri problem olan ve Araklı’ya büyük problemler yaşatan Taşönü Çöplüğü, herkesin selameti için olduğu yerden kaldırılmalıdır. Trabzon ile Rize sınırında yapılacak devasa bir deniz dolgusundan sonra bu çöp yakma tesisi o dolgu alanına taşınmalıdır. Bu şekilde hem çöpün nakliyesi çok ekonomik hale gelecek, hem çöp tesisi kamuoyunun gözünün önünde olacak ve bu şekilde yüksek hassasiyetle çalışması sağlanıp, yerleşim alanlarını minimum seviyede rahatsız edecek hale getirilecektir. Taşönü’ndeki alan ise bir turizm köyüne ve tarihi Pirgi taşını işleme tesislerine dönüştürülmelidir.
Araklı’da Kentsel Dönüşüm Acilen Gerçekleştirilmelidir
İlçedeki konut stoğunun muhtemel deprem noktasında taşıdığı problemler, Araklı’daki başlıca hayati konular olarak karşımızda durmaktadır. Araklı’da korozyona uğramış ve sıvılaşma yani yan yatma tehlikesiyle doğrudan karşı karşıya olan özellikle Sahil, Yolgören ve Merkez mahallelerinde, ciddiyetle ve ivedilikle ada bazlı bir kentsel dönüşümün yapılması gerekmektedir. Özellikle sahil mahallelerinde yaşayan vatandaşlarımızın sıhhatli ve güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak adımların atılmasına acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Araklı’daki problem sadece deprem konulu değildir. Araklı merkezi nefes alamıyor, hem sahil yolunun ilçeyi denizden koparan ve baskılayan özelliği, hem de yanlış yapılaşma nedeniyle ilçede hava sirkülasyonu gerçekleşemiyor. Duruma bağlı olarak ilçedeki binalarda oluşan rutubet ve tuz kaynaklı ürkütücü korozyon yanında Araklı insanı da özellikle rutubet nedeniyle çok çeşitli hastalıklara maruz kalıyor. Onun için Araklı’ya daha evvel TOKİ tarafından verilen lakin yerel yönetimce geri iade edilen kentsel dönüşüm imkanı tekrar geri getirilmelidir. Araklı nefes alacak şekilde yeniden inşa edilmelidir.
Araklı Altyapısı Yeniden İnşa Edilmelidir
Araklı’nın binbir zahmetle inşa edilen ilçe altyapısının yeniden elden geçirilmesi gerekmektedir. Nüfusun artması altyapının yetersiz kalmasına, altyapının eskimesi suyun tahliye edilememesine yol açmakta, dolayısıyla durum bu konuda ciddi adımların atılmasını mecburi kılmaktadır. Şiddetli yağmurlarda Araklı ilçe merkezinin sürekli sular altında kalması, bahsettiğimiz gerçeği sürekli hatırlatmaktadır. Beklenmedik taşkınlar ve suyun tahliye edilemeyişi, Araklı’yı bekleyen büyük risklerden biridir.
Araklı Sahil Otoyolu İç Kesimden Geçirilmelidir
Araklı sahilinde bir bent gibi duran ve taşkın riskini daha da tehlikeli hale sokacak olan sahil otoyolu kaldırılarak iç kesimlerden geçirilmelidir. Bu düşünce, Akçaabat Mersin ile Arsin arasında yapımı düşünülen Trabzon Güney Çevre yoluna Araklı’yı da dahil etme anlamında önemlidir. Trabzon Güney Çevre Yolu Araklı için bir fırsattır. Araklı bu yola dahil edilmek için tüm gücünü kullanmalıdır. Hatta bu yola Sürmene ve Of’da dahil edilmelidir. Bu şekilde sahil ilçelerimiz trafik ve gürültüden uzak şekilde sakin turizmin merkezleri olacaktır.
Karadere Organik Tarım OSB Meydana Getirilmelidir
Araklı’nın Kaşıkçı mevkii ile Araklı Hastanesi arasında yer alan Karadere vadi tabanındaki 2000-3000 dekar alüvyal alan tarımsal amaçlı tescillenmeli, sanayi amaçlı yapılaşma dışında tutulmalıdır. Araklı Karadere çayının batısındaki Aho ve doğusundaki Paskalar-Çamlıca taraflarındaki devasa araziler vaktiyle tarımın hatta makinalı tarımın yapıldığı arazilerdir. Bu araziler, mısır, fasülye, buğday, arpa ekim alanlarıdır. Bu arazilerde tarım yapanların pek çoğu halen hayattadır. Onun için vadi tabanındaki arazilerde organik sera tarımı teşvik edilmeli ve projelendirilmelidir. Tüm Trabzon’un sebze ihtiyacı buradan karşılanacak şekilde üretim yapılmalıdır. Trabzon’un en büyük sebze hali Araklı’da kurulmalıdır.. Araklı’da yapılacak muhtemel organize sanayi bölgesi, Zonguldak Çaycuma’daki gibi organize tarım bölgesi olarak şekillendirilmelidir. Vadi tabanındaki organik tarım çabalarıyla birlikte vadi altındaki yeraltı suları da koruma altına alınacaktır. Araklı’nın ihtiyaç duyduğu sanayi bölgesi ise tarım vasfı olamayan ve su kaynaklarına uzak mevkilerde inşa edilmelidir.
Araklı’da Tarihe Saygı Turizmi
18 Mart ve 25 Şubat gibi önemli günlerde Araklı Yeşilyurt Şehidliğine saygı yürüyüşleri başlatılmalıdır. Yeşilyurt’taki şehidlikte bulunan şehidlerin Çanakkale Zaferinden gelen Beyoğlu Jandarma Taburu askerleri olduğu düşünülerek hareket edilmelidir. Saygı yürüyüşleri, birer harp alanı olan Madur ve Polut mıntıkalarına kadar devam ettirilmelidir. Madur ve Polut eteklerinden başlamak üzere iki tepe arasındaki geniş alan, birer harp alanı ve endemik bitki sahası olarak acilen tescillenmelidir. Araklı’nın mahallelerindeki harp alanlarının da tespiti ve tescili çok önemlidir. Öte yandan, Aho Köyü bölgesinde yer alıp yoğun bir harp mıntıkası olan ve Fevzi Çakmak'ın bizzat çıkıp harbi idare ettiği Aho Dağı'na doğru uzanacak ayrı bir "Tarihe Saygı Yolu" da önemlidir. Bunun için bahsedilen güzergah yollarının yürüyüş turizmine göre düzenlenmesi gerekmektedir. Mahallelerdeki harp mıntıkalarının, meçhul şehid kabirlerinin tespiti ve tescili yanında, her bir meçhul şehid kabri restore edilmeli, bayrak direkleriyle işaretlenmelidir. Bu şekilde, her şehid kabrinden ve çarpışma mevkisinden dolayı Araklı’nın vadi ve yamaçlarının al bayraklarla donanacağı ve vadide çok farklı bir silüetin oluşacağı düşünülmelidir. Karadere vadisi ve etrafı bu şekilde alternatif turizm yaklaşımıyla “tarihe saygı turizmine” hazırlanmalıdır. Diğer taraftan, yeni yapılaşmalar, yaylalardaki şehidliklerden uzak tutulmalıdır.
Araklı’da Tarihi Mirasa Sahip Çıkmak
Araklı’daki tarihi dokunun en önemli malzemeleri arasında köprüler, tarihi konutlar, çeşmeler ve hanlar gelmektedir. Fakat Araklı’da Pervane Köprüsü hariç diğer köprülerin hiç biri restore edilmemiştir. Sivil mimarinin önde gelen eserleri ise hızla yok olmaktadır. Marzuba’daki Cafer Ağa Konağı ile Pirgi’deki tescilli Sarımollaoğlu Konağı göz göre göre harabeye çevrilmiştir. Araklı’nın toplumsal ve ekonomik yaşamının bir dönem esaslı parçası olan hanlar, çeşmeler ve değirmenler yıkıldıklarıyla kalmışlardır. Araklı mahallelerindeki tarihi mezarlıklarda yer alan tarihi mezar taşları gün be gün yok edilmektedir. Mezar kitabelerinin bu coğrafyadaki tapularımız olduğu gerçeğinden hareket edilerek, kitabelerin acilen tescillenmeleri ve tarihi mezarlıkların kameralı sistemle koruma altına alınması gerekmektedir. Araklı Konakönü’ndeki tarihi yapılar ise restore edilerek kurtarılmayı beklemektedirler.
Araklı’yı Kaleler Şehri Yapmak
Araklı’yı yönetenler, önce Hyssus kale alanının kalan kısmını tescillettikten sonra burada hızlı bir arkeolojik kazı yapılması için acilen resmi müracaat yapmalıdırlar. Aynı işlemleri hem Canayer, hem Aho hem de Gülişan kalede hem de Konakönü Karantinahanesinde de yapmaları gerekmektedir. Canayer, Aho, Gülişan kaleleri ve Konakönü’ndeki Karantinahane gibi milletin ortak mirası olan eserler, ilgisizlik ve sahipsizlik nedenleriyle perişan durumdadırlar. Kalecik Kalesi, yapılan restorasyonlara rağmen koruma altına alınamamış ve maalesef içine yapılan taş merdivenlerle bir yolgeçen hanına dönmüştür. Bilinmeli ki, Araklı’da tarihi ve doğal mirasa verilen zararın, Araklı’nın turizm geleceğine vurduğu darbenin maliyeti çok ağırdır. Araklı’dan sorumlu kurumların evvela, Araklı’nın geleceği olan turizm gerçeğinden bakarak Hyssus alanını ve Canayer kalesini Kültür ve Turizm Bakanlığına müracaatla acilen koruma altına aldırmalı ve burada KTÜ Arkeoloji bölümüne kazı çalışması yaptırmalıdır.
Araklı’nın Tarihi Yollarını Keşfetmek
Araklı’daki kadim kervan yolları yanında, Araklı'daki mevkileri birbirine bağlayan nefis tarihi taş patika yolların olduğunu bilmek gerekiyor. Uzmanlarla birlikte bu yolların keşfedilmesi, tescillenmesi ve yürüyüş turizmin kazandırılmaları gerekir.
Kaybolmaya Yüz Tutan Kültürel Mirası Korumak
Araklı yöresi, tarihten beri kadim el zanaatları ile adından bahsettirmiştir. Araklı Kizirnos, Foşa, Burnak ve Cimlakava'daki hemençe üretimi, ketan (keten) üretimi, kendir ipçilik, diğer yerleşimlerde yapılan sepetçilik, Araklı çarşısındaki demircilik, Kalecik'te günümüzde yapılan ahşap gemi maketleri gibi somut kültürel mirasımızı ortaya koyan el zanaatları araştırılmalı, ihya edilmeli ve tekrar üretime geçirilmeleri sağlanmalıdır. Eski belediye binası bu açıdan bir atölyeye dönüştürülmelidir.
Pazarcık Araklı’nın Davos’u Yapılmalıdır
Pazarcık doğa turizmi yanında bir taraftan da Araklı’nın kültür insanlarına geleneksel buluşma ve kültürel etkinlikler yapma mekanı olma anlamında hizmet vermelidir. Pazarcık’taki yeni otel bu amaçla kullanılmalıdır. Pazarcık; Araklı kültür insanlarının, bilim insanlarının, yazarların, şairlerin, ressamların, akademisyenlerin her yıl belirli bir tarihte buluşma ve kültür sanat etkinlikleri yapma yeri olmalıdır. “Pazarcık Kültür Buluşmaları” teması ve “PAZARCIK KÜLTÜR AKADEMİSİ” organizasyonu başlığı altında kültür ve sanat insanlarınca; sempozyumlar, çalıştaylar, paneller, konferanslar, şiir dinletileri, resim sergileri, film gösterimleri yapılmalıdır. Bu çalışmalar, kültür insanlarının Araklı için kültürel üretim yapmalarına ve Araklı’da bir kültür sanat ikliminin oluşmasına yol açacaktır. Pazarcık’taki kültür buluşmaları sadece kültür insanlarının buluşması yaklaşımıyla sınırlı tutulmamalıdır elbette. Araklı’dan yetişen iş insanları, bürokratlar, devlet adamları, bilim insanları, Araklı’nın kanaat önderleri, Araklı sevdalıları gelenekselleşecek etkinlikler içerisinde yer almalıdır. Bu tür kapsamlı etkinlikler, Araklı’nın potansiyelini birbiriyle hemhal etmeli, yakınlaştırmalı, kucaklaştırmalıdır. Araklı’nın potansiyel enerjisi bir kinetik enerjiye çevrilmelidir. İsviçre’nin Davos’u turizm açısından ne ise Araklı’nın Pazarcığı da öyle olmalıdır.
Araklı’da İnsana Vefa
İslam peygamberi bir sözünde, mealen, “Vefası olmayan bizden değildir” der. dolayısıyla, Araklı’dan yetişmiş insanlara saygı göstermek önemli bir yaklaşımı ifade eder. Bu açıdan; Araklı’nın kuruluşunu sağlayan Trabzon Valisi Hazinedar Osman Paşa'nın adını Büyük Cami’ye vermenin zamanı gelmemiş midir? 1916’daki harplerde Araklı’daki muharebelere komuta eden Mareşal Fevzi Çakmak'ın adının Araklı'da göz önündeki bir yere verilmesi, Araklı'nın itibarına katkı değil midir? Araklı İmam Hatip Lisesi’ne Oslu Hoca’nın adını vermek çok zor bir iş midir? Müderrisi olduğu Araklı Medresesinin yıkılmasıyla yerine kurulan Hürriyet Mahallesi Camii'ne, döneminin saygı duyulan ismi Şeyh Şaban Efendi'nin adını vermek bir iade-i itibar değil midir? Araklı'daki merkez Kur'an kurslarından birine Hacı İsmail (Çebi) Efendi'nin adını vermek bir geleneğin ihyası açısından ciddi bir anlam taşımıyor mu? Ömrünü Araklı-Bayburt yoluna vakfetmiş bir Araklı aşığı Ferhat Sarımollaoğlu'nun adını Araklı-Kaşıkçı yoluna vermek bu yola kültürel değer kazandırmaz mı? Merhum milletvekili İlyas Aktaş'ın ismini, yapımı için büyük gayret sarf ettiği Bereketli'deki yatılı okula vermek bir vefa değil midir? Yine Erenler’deki Kur’an Kursuna merhum Mecit Hocaefendinin adının verilmesi gerekmez miydi? Araklı’daki bir Kur’an Kursu’na merhum İsmail Hoca’nın (Ramazanoğlu) ismi layık görülemez miydi? Bu ve benzeri evsaftaki isimleri Araklı'ya armağan etmek, tarihle bugünü buluşturma ve barıştırma anlamlarında yüksek kültürel değer taşıyan adımlar olacaktır.
Araklı’daki Resmi Kurumların Siteleri
Belediyelerin ve kaymakamlıkların resmi internet siteleri yüksek bir bilinç kaynağı olma rolüne sahip olup, bu sebeple yüksek kültürel donanımı ve ifade zenginliğini ortaya koymak durumundadır. Resmi kurumlarımızın internet siteleri sadece bir duyuru kaynağı değildir. Öylesine düzenlemiş dijital ortamlar ise hiç değildir. Öncelikle kurumun kimliğidir. Esasen kurumun ve kurumun temsil ettiği hususiyetlerin izahıdır. Resmi kurumların özellikle tarihi miras konusundaki hassasiyeti; tarihi hafızanın korunması yanında, toplumun bilinçlenmesinde ve kültürel mirasa sahip çıkılması konusunda da büyük öneme haizdir. Resmi internet siteleri vasıtasıyla hem yörenizde, hem ülkenizde hem de dünyada tanınır oluyorsunuz. Dolayısıyla kurumlara ait resmi internet siteleri büyük ciddiyet ve hassasiyet içerisinde ele alınmalıdır. Kurum siteleri hem birikimi ortaya koymada hem de birikimi en anlaşılır şekilde ifade etmede uzman insanlar tarafından yönlendirilmelidir.
Araklı Vadileri Tümüyle Turizme Açılmalıdır
Araklı’daki yerel yönetim, Karadere vadisini Pazarcık mevkisine hatta Bayburt/Gümüşhane tarafına kadar bir turizm vadisi olarak projelendirmelidir. Bu vadi, doğaya saygılı bir turizm hedefiyle ve standardıyla hizmete hazırlanmalıdır. Her aklına esenin istediği gibi yapılaşmaya gitmesine engel olunmalıdır. Araklı coğrafyası turizme açılmadan önce tüm altyapı çalışmaları tamamlanmalıdır. Tesisler kurulduktan sonra yol, elektrik ve su işlerine girişmek gibi bir plansızlığa düşülmemelidir. Yüksek turizm değeri taşıyan Madur, Polut, Pazarcık, Bahçecik, Kizirnos gibi Araklı coğrafyasının kıymetli parçalarını kaliteli ve ahşap ağırlıklı turizm tesisi yaklaşımıyla projelendirilmesi ve bu doğrultuda hem Araklı insanını hem de turistleri buralara taşıyacak bir toplu ulaşım ağı kurulması gerekmektedir.
Turup Huzur Turizminin Merkezi Olmalıdır
Turup’taki orman alanı ve çevresi, yöresel mimari ile bir doğa ve huzur turizmi alanına dönüştürülmelidir. Her aklına esenin, tesis altında beton zerk edeceği yer olmamalıdır. Turup, Araklı Belediyesinin hafriyat alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Turup’un geleceği için mevkiye yönelik araç hareketliliği minimuma indirilmelidir. Bu doğrultuda Turup’a ulaşım için, çevreyi kirletme özelliği olmayan teleferik sistemi kurulmalıdır. Hülasa, “Turup’da Durup, Huzur Bulmak Gerekir”
Araklı Seyir Terasları İle Donatılmalıdır
Araklı'nın bir coğrafi serveti olan doğal seyir (bakı) terasları, turizme hizmet verecek hale getirilmelidir. Bu açıdan yüksek rakımlardaki Canayer Kalesi bakısı, Semayer tepesi bakısı, Turup bakısı, Yolgören (Sırayaragar) bakısı, Sırtyaragar bakısı, Mahura Ayene bakısı, Kukuda Avzut bakısı, Aho Hazer bakısı, Aho Dağı bakısı, Kizirnos Galer mevkii bakısı, Kizirnos Ağaçbaşı Ziyaret bakı terası, Değirmencik Hama Tepesi bakısı, Bifera Hanyeri bakısı, Kaymaklı (Marzuba) bakısı, Kaymaklı Büyüktaş bakısı, Çamlıca (Tul) Derelioğlu bakısı, Çamlıca (Tul) Gozaniştepe bakısı, Kaşıkçı Zavzaga Kalesi bakısı, Aho Dağı bakısı, Taştepe (Purnak) Goler bakısı, Erenler Karakolun Gaban bakısı, Büyükayven (Köprüüstü) Gorobun Sırt bakısı, Büyükayven Dumdumkaya bakısı, Küçükayven (Kükürtlü) Hotbos bakısı, Bahçecik Oftinkaya bakısı, Pazarcık Kılıçkıran bakısı, Pazarcık Kanlıtepe bakısı, Çatak Asmasu Bakısı ve Madur Dağı bakısı gerçekten muhteşem görünümlere sahip doğal bakı teraslarıdır. Kıymetlerini bilmek ve bu alanları tabiatını bozmadan, anlamsızca müdahale etmeden rehabilite edip, acilen turizme hazırlamak gerekir.
Araklı’da Balon Turizmine Kapı Açılmalıdır
Araklı’nın hem tarihi ve hem de doğal mirasını koruyacak yaklaşımlara sahip orijinal turizm adımlarından biri de balonculuk turizmi olabilir. Araklı’daki balonculuk turizmi, Turup’tan kaldırılacak balonlarla Pazarcık’a kadar vadi güzergahında bir turizm seferi düzenleme esasına dayalı gelişebilir. Araklı’da yapılmasını dillendirdiğimiz balonculuğun aslında benzer coğrafyalarda uygulanmaya başlandığını ifade edelim. Bu açıdan Ordu Perşembe yaylalarında yeni yapılmaya başlanan balon turizmi ciddi adımlarla ilerliyor. Araklı’daki muhtemel balon turizmine başlangıç noktası bizce Turup Tepesi ve ormanı olmalıdır. Böyle bir yaklaşımın başlangıcının Araklı merkezindeki Turup tepesinin olması, Turup’a da ciddi değer kazandıracaktır. Dolayısıyla, Turup’un turizm amaçlı tesisleşmesine balon turizminin çok ciddi katkısı olabilir. Turistin Turup’a çıkışını teleferikle gerçekleştirmek ise, olaya çok daha farklı bir boyut kazandıracaktır.
Araklı’daki Kapalı Okullar Değerlendirilmelidir
Araklı ilçemizdeki 62 okul binası bugün itibarıyla eğitim öğretime kapalı ve atıl halde duruyor. Bahsedilen 62 okul binası maalesef her geçen gün eskiyor, yıpranıyor hatta yıkılıyor. Milli servet olan bu yapılarla birlikte sağlık ocağı binalarının da köy müzelerine, köy odalarına, köy düğün evlerine, kütüphanelere, misafirhaneye hatta butik pansiyonlara dönüştürülmeleri elzemdir.
Pazarcık’taki Pazar Yeniden Kurulmalıdır
Pazarcık mevkisi, burada yapılacak büyük bir suni göl ile tüm yaylaların buluşacağı otantik bir pazar yerine çevrilmeli, burada mevkiye adını veren otantik Pazar TOKİ tarafından en iyi şekilde yeniden inşa edilmelidir. Pazarcık, yöredeki bütün yaylalarda üretilen tarım ve hayvancılık ürünlerinin alınıp satılacağı ticaret merkezine de dönüştürülmelidir. Bu sayede Araklı’nın tüm yaylalarında yoğun bir tarımsal ve hayvansal ürünlerin üretim seferberliği başlatılmalıdır. Yaylalarımızda müsait olan yerlerde kiralama usulü tarımsal üretim teşvik edilmelidir.
Araklı’da Tematik Çarşılar Kurulmalıdır
Araklı’da çarşı kesiminde yapılacak bir kentsel dönüşüm doğrultusunda butik ve tematik özellikli çarşılar inşa edilmelidir. Örneğin; yerel tarım ürünlerinin ticaretinin yapılacağı fındıkçılar ve çaycılardan oluşacak toptan ve perakende çarşısı; Demirciler, bakırcılar, nalburlar, bıçakçılar, ahşapçılar, sepetçiler gibi el zanaatıyla uğraşan esnafın bulunacağı el zanaatları çarşısı; Tarım ve hayvancılıkla ilgili esnafın yer alacağı, tüm tarım ve hayvancılık ürünleri ile ekipmanının bulunacağı çarşı; Konfeksiyoncuların ve tuhafiyecilerin bir arada bulunacağı çarşı; gıdacı esnafın yer alacağı gıdacılar çarşısı ve Araklı’daki kültür hayatına ciddi katkı verecek kültür çarşısı içinde kitap ve sahaf dükkanlarının da açılması bu düşüncemizin bazı örnekleridir. Böylelikle durumu zaten zor olan küçük ve orta işletmelerimizi, kolay ödeme imkanlarıyla dükkan sahibi yapma imkanlarına kapı aralanmalıdır. Bu şekilde esnafa konfor sağlanmalı, ahi ruhuna yakın bir esnaf kültürü meydana getirilmelidir. Bu tür çarşılar üzerinden yeni bir şekil alacak Araklı ticareti, turizme de açılmalıdır.
Araklı Etnografya Müzesi Açılmalıdır
Araklı'da, geçmişte gündelik hayatta kullanılan tüm eşyalardan oluşacak bir etnografya müzesini kurmak gereklidir. Bu düşüncemi ilk defa 13 Kasım 2019 tarihli gazete yazımda belirtmiştim. Muhtemel etnografya müzesinde; tanınan esnafların dükkan donanımlarına (tezgahlar, raflar vb), Araklı'da kullanılan mutfak eşyalarından, geleneksel kıyafetlere, eğitim öğretim malzemelerinden müzik aletlerine, el zanaatı ürünlerinden taş işçiliğine, sahipsiz mezar taşlarından tarihi yapı kitabelerine, eski evlere ait her türlü malzemeye, demir ve ahşap el aletlere kadar tüm gündelik yaşam malzemesi "resmi olarak envantere geçirilmek şartıyla" koruma altına alınabilir, sergilenebilir. Araklı'daki kurumların Araklı tarihine ışık tutacak tüm eski belge ve görsellerine burada bir kent belleği yaklaşımıyla Araklı Müzesini eski hükümet konağı binasının ilk iki katında düzenlemek ve eski hükümet konağı bahçesini komple müze bahçesi olarak tasarlamak gerekir. Binaya konulamayacak malzemelerin bu bahçeden sergilenmesi daha faydalı olacaktır. Bu açıdan, Araklı’daki eski arabalar, fındık patosları, traktörler, kamyonetler, minibüsler, paska örnekleri, değirmenler, hep bu bahçede sergilenebilir. Hükümet konağı etrafı kent meydanı şeklinde düzenlense dahi, bu bina tam meydanın ortasında bir müze olarak Araklı’ya büyük bir turizm potansiyeli kazandırabilir. Lakin böyle bir müze, müze yönetmeliklerine göre profesyonelce ve Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolünde oluşturulmalıdır. Koleksiyoncu ve istifçi yaklaşımlarla müze yapılamaz.
Araklı’yı Çeşmelerle Donatmak
Araklı’daki temiz su kaynaklarından olan başta Yanboluderesi, Karadere ve Küçükdere olmak üzere tüm derelerin koruma altına alınması için ciddi adımlar atılmalıdır. Buna bağlı olarak Araklı’ya yakın kırsal mahallelerden çıkan temiz kaynak sularının koruma altına alınması için de yüksek gayret gösterilmelidir. Hatta, Araklı’ya yakın Özgen, Yolgören/Sırtyaragar, Hürriyet Mahallesi, Kalecik, Konakönü gibi tatlı su kaynaklarına sahip yerleşimlerdeki temiz içme sularının borularla Araklı merkezine ve sahil kesimlerine taşınması, temiz içme sularının yapılacak sebillerle Araklı insanının istifadesine sunulması lüzumludur.
Mahura Maden Suyu Kurtarılmalıdır
Mahura’daki maden suyunun “Araklı Mahura Suyu” adı altında bir markaya dönüştürülmesi için ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Mahura’daki maden suyunun bir Araklı markasına dönüştürülmesine yönelik olarak acilen bilimsel çalışma yapılması, su kaynağının zenginleştirilmesi ve suyun durumuna göre suyun menbaına yakın yerde modern tesislerin açılması gerekmektedir. Maden suyunun menbaı, “kendin pişir kendin ye” türü basit et tesisi yaklaşımından kurtarılmalı hatta Araklı Belediyesi tarafından doğaya uyumlu modern bir sosyal tesis şekline dönüştürülmelidir. Maden suyuna çıkan yolun da iptidailikten kurtarılıp, adamakıllı hale dönüştürülmesi lazım gelir. Mahura’daki suyun Araklı’yı yönetenlerin çalışmalarıyla acilen tescillenmesi, marka isminin alınması ve kurulacak su tesisinde özellikle cam şişelerde dolum yapılması gerekmektedir.
Asma Suyu Marka Yapmak
Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden biri olma özelliği taşıyan Çatak Asmasu Şelalesi, Araklı’ya yüksek turizm değeri kazandıracak özellik arz etmektedir. Daha evvelki yazılarımızda bu suyun sadece görsel özellik taşımadığını, suyun özellikle Karadere’ye karıştığı yerde yapılacak bir tesiste şişelenmesi gerektiğini yazmıştım. Çok güzel bir içimi olan suyun, bilimsel olarak incelendikten sonra “Araklı Asmasu” adı altındaki bir marka ile şişelenerek piyasaya sürülmesi gerekmektedir.
Karadere Nehri Turizme Açılmalıdır
Karadere nehrinin sahilden Araklı Devlet Hastanesine kadar olan kısmında yapılacak nehir içi düzenlemelerle, nehre sandallarla gezilecek şekilde bir şekil kazandırılmalıdır. Karadere nehrinin üzerindeki eski Sürmene köprüsü ile sahil arasındaki kısımlar ayrıca, Araklı insanının nefes alacağı bir konforlu yürüyüş alanına ve kafeteryalar bölgesine dönüştürülmelidir. Bütün bu düşüncelerin gerçekleşmesi için de, çok sıkı denetimle Karadere’nin Pazarcık’tan itibaren kirletilmesine mani olunmalıdır.
.Karadere Yolu “Prestij Yolu”na Dönüştürülmelidir
Araklı-Bayburt yolu en konforlu şekilde esaslı bir turizm ve yayla yoluna dönüştürülmeli, bu yoldaki sıkıntılar nedeniyle meydana gelen ölümlü, yaralanmalı ve hasarlı trafik kazaları engellenmelidir. Bu yolun Araklı’yı güney-kuzey yönünde büyütecek bir vizyon tarafının olduğuna inanılarak hareket edilmelidir. Bunun yanında, Araklı-Kaşıkçı arası yerel bitkilerden oluşacak şekilde bir peyzaja kavuşturulmalıdır. Araklı-Kaşıkçı arasındaki yolun Yolgören (Sırayaragar)-Yassıkaya (Paskalar)-Çamlıca (Tul) tarafındaki uygun kesimlerine ise yoğun ve nizami şekilde Araklı yöresinin dayanıklı meyveleri dikilmeli ve bu şekilde Karadere nehrinin hem doğu hem de batı tarafı bir yeşil yola dönüştürülmelidir. Böylesi çalışmalarla Karadere yolu, prestij yolu olma yanında, yerel floradan oluşacak “botanik yol” olarak hatta buna bağlı olarak Karadere vadisi de bir “botanik vadi” olarak tanınacaktır. Karadere yolu bundan sonra Araklı için bir vitrin olacaktır.
Araklı İskelesi Yapılmalıdır
Araklı’da uzun bir ahşap iskele yapılmalı ve iskele üzerinde kurulacak kafeteryalar ile Araklı’daki turizm adımlarının çeşitliliği sağlanmalıdır. Denizden koparılan Araklı insanı ve Araklı’ya gelecek turist potansiyeli bu iskelelerden istifade etmelidir. İnsanımızın nefes alacağı iskeleler aynı zamanda ilçe insanı için amatör balıkçılığı teşvik edecek mekanlara dönüştürülmelidir.
Araklı Konakönü Falezlerini Turizme Kazandırmak
Konakönü’ndeki diğer önemli husus, Konakönü’nün muhteşem doğal kıyılarıdır. Bu kıyılar falezleriyle meşhur Antalya’yı andırmaktadır. Falezin diğer adı yalıyardır. Yani dalga aşındırması sonucu meydana gelen diklikler demektir. Konakönü kıyıları bu sebeple, Araklı’ya dikkatle ve özenle bakabilenler için, Araklı’ya muhteşem bir görünüm kazandırmıştır. Araklı falezlerinin taşıdığı doğal değer ve turizm potansiyeli nedeniyle değerlendirilmesi ve Konakönü kıyılarının profesyonel bir yaklaşım olan dalış turizmi için hazırlanması gerekmektedir. Konakönü’nün derin ve temiz kıyıları, su sporlarının ve konuyla ilgili eğitim alacak branşların eğitim merkezi haline getirilmelidir. Bununla birlikte Araklı falezlerinin üst kesimleri seyirlik özellikli kafeteryalarla donatılmalıdır.
Araklı Spor Külliyesi
Yıllardır yıkılmışlıktan bir türlü kurtarılamayan Araklı Stadyumunun ve müştemilatının yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte Araklı stadyumu ve etrafı, yeni yapılacak istimlaklarla çok farklı spor branşlarına hitap edecek bir spor kampüsüne dönüştürülmelidir. Yüzlerce gencin konforlu bir alanda nitelikli sporcular olarak yetiştirilmesi ve Araklı’da profesyonel sporun ilerlemesi için bu adım çok elzemdir. Bu açıdan; stadyum çevresi her türlü sporun yapılacağı spor salonlarına, kapalı yüzme havuzuna, antreman sahalarına sahip büyük bir Araklı Spor Külliyesine dönüştürülmelidir.
Araklı Kaşıkçı Spor Tesisleri
Araklı Kaşıkçı’da kale ya da kule denilen Roma yapısının bulunduğu kayalık, dağcılık ve tırmanış sporları için çok değerli bir durum arz etmektedir. Bir dönem taş ocaklarıyla mevkide büyük tahribat yapılmış olsa da, mevki turizm açısından hala ciddi bir potansiyel taşımaktadır. Karadere nehrinin hemen yanında yer alan Kaşıkçı mevkisi, Karadere vadisinin güney ve kuzey yönlü esen tüm temiz hava akımına açık bir halde olduğu için, spor eğitimlerinde önem taşıyan temiz bir koridor özelliği de taşımaktadır. Bu nedenle mevkide yapılması gereken muhtemel spor yatırımlarına yönelik tüm hukuksal altyapı oluşturularak, kalenin alt kısmı ve tüm taban kesimi hem Araklı insanının spor ihtiyacına hem de profesyonel spor kulüplerinin kamp faaliyetleri ve antremanlarına hizmet verecek bir spor merkezine dönüştürülmelidir. Yolgören-Yassıkaya ve Çamlıca vadi tabanındaki eski yolun esaslı bir bisiklet yolu haline getirilmesi, Araklı ilçe merkezinden Kaşıkçı spor merkezine bisikletlerle ve bir spor yaklaşımıyla ulaşılması ise buradaki spor faaliyetlerine bisiklet sporunu da entegre edecektir. Yine Araklı istikametinden Kaşıkçı’ya doğru yürüyerek spor tesisine gitmek isteyecekler için ise eski toprak zeminli Kaşıkçı yolu mevcut haliyle korunarak sportif yürüyüş ve koşu güzergahı haline getirilmelidir. Araklı-Kaşıkçı arasındaki tarihi yol da bu şekilde Kaşıkçı’daki spor tesislerine entegre edilmelidir. Tüm bu yaklaşımlarla; tarihi kalesi ve doğasıyla Kaşıkçı, bu yaklaşımlarla çok ciddi bir spor merkezi haline getirilecektir. Diğer taraftan, Kaşıkçı’nın hemen yakınında merhum işadamı Hamit Özdağ tarafından yıllar evvel yaptırılan ve atıl halde bulunan büyük eğitim binası, bağışçıların rızaları alınarak ve bir köprü vasıtasıyla Kaşıkçı Kalesi tarafına bağlanarak, Araklı İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından bahsettiğimiz konuyla entegre olacak şekilde bir konaklama tesisine veya sosyal tesise dönüştürülüp sportif işleve kavuşturulmalıdır.
Karadere Eğitim, Yaşam ve Spor Tesisi Kurulmalıdır
Araklı Çamlıca Mahallesi Kanlar mevkiinin nehir kenarında yer alan ve Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yıllar evvel istimlak edilip kamulaştırılan, halen taş ve beton kuruluşları tarafından kullanılan 70 dönüm civarındaki arazi, özgün ve yöreye katmadeğer sağlayacak bir kültür ve yaşam projesi ile değerlendirilmelidir. Karayolları Genel Müdürlüğü, taş kırma ve beton tesisleri tarafından perişan edilen bu çok kıymetli sahayı, sosyal ve kültürel tesis yaklaşımıyla yörenin ve tabiatın dokusuna uygun bir yaklaşımla inşa etmelidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ve ona bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Doğu Karadeniz’de konforlu ve yüksek kapasiteli bir konaklama tesisinin olmaması, burada kurulacak dev tesisin hem bakanlığa bağlı kurumların binlerce çalışanının tatil beklentilerine ve hem de kurumsal kültür ve eğitim çalışmalarına ciddi soluk getirebilir. Hatta bu muhtemel tesis, Karayolları’nın tüm Türkiye’deki personelinin gelip 12 ay tatil yapacağı ve eğitim faaliyetlerinde bulunacağı bir tesise dönüşecektir. Yine bu muhtemel tesis, Araklı yaylaları ile entegre bir turizm yaklaşımına ev sahipliği yaparsa, yörede çok ciddi bir tatil ve turizm kültürü meydana gelecektir. Bu hizmete imza atanlar tarihe geçecek, milletin de duasını alacaktır. “Karadere Eğitim, Yaşam ve Spor Tesisleri” adını taşıyabilecek muhtemel tesisteki bungalov evler yanında; bir olimpik yüzme havuzu, toplantı ve seminer binaları, bir Karayolları müzesi, halı sahalar, çim saha, mini hayvanat bahçeleri gibi yapılar inşa edilebilir. 70 dönümlük bu alanda; organik tarım için sera usulü tarım faaliyetleri başlatılabilir, tesisin ihtiyacını giderecek tarım ve hayvancılık faaliyetleri bizzat burada yapılabilir. Tesis alanındaki peyzaj, Araklı civarındaki endemik bitkilerle donatılabilir. Bu amaçla; fındık bahçeleri, çay bahçeleri ve yöresel meyvelerden yani karayemiş, incir, elma, armut, kestane gibi ağaçlarından oluşan tematik bahçeler kurulabilir. Vadinin nehir kenarındaki boşluklar özellikle kestane ağaçlarından oluşacak bir koru alanına dönüştürülüp, kestane balcılığı için kaynak haline getirilebilir..
Spor Tesisleri Araklı’nın Geneline Yayılmalıdır
Araklı’nın birbirine yakın mahallelerine ortak hizmet verecek spor alanları inşa edilmelidir. Küçükdere tarafına, Kaşıkçı kale altındaki alana ve Kalecik-Samayer arasındaki dolgu alanına belki stadyum ölçeğinde değil ama sportif amaçlı ciddi nitelikte üçer büyük spor sahası daha yapılmak durumundadır. Çünkü Kalecik-Samayer mevkileri ile Küçükdere ve Araklı Karadere vadilerindeki köylerde/mahallelerde yaşayan insanlarımıza spor imkanı sunacak tesisler yoktur ve bu mevkilerdeki mahallelerde yaşayan insanlarımızın Araklı merkezdeki stadyuma gelmeleri hemen hemen mümkün değildir.
İnsanı Toprağına Sahip Çıkmalıdır
Mevcut tarım topraklarımızı hatta tüm topraklarımızı bir milli servet olarak değerlendirmeliyiz. Bunu yaparken de; dünya koşullarına, iklim şartlarına, depremlere, ülke koşullarına bağlı gelişmelere dikkat etmek durumundayız. Bahsedilen sebeplerle, Araklı dışında yaşayan insanlarımızın önemli bir kısmının Araklı’ya dönmesi kuvvetle muhtemeldir. Tüm ülke insanımız gibi Araklı insanı da toprakla tekrar barışacak ve toprakla hemhal olacaktır. Nitekim insanımızın hatırlı bir kısmı, ata dede toprağına artık daha bir hürmetle, saygıyla ve artan muhabbetle yaklaşmaktadır. Dolayısıyla Araklı, mukaddes toprağımızın değeri bilinerek projelendirilmelidir.
Konakönü-Samayer Arasında Zeytincilik Projesi Başlatılmalıdır
Konakönü mevkii yanında Araklı’daki Samayeri/Semayeri (Şimdiki Yalıboyu Mahallesi) gibi tarihi zeytin üretiminin yapıldığı bir yerdir. Konakönü'nün tarihi bir zeytin üretim merkezi olduğu bilinmekte hatta Osmanlı belgelerinde Konakönü'nde zeytin üretimin yapıldığı ifade edilmektedir. Türünün son örneği olan ağaçların dikkatle korunması ve ilgili belediye ile sorumlu kurumlar tarafından acilen tespit edilip, tescillenmeleri gerekmektedir. Böylesi bir çalışma, kadim zeytinciliğin yine mevkideki zeytin florası örnekleri üzerinden yeniden ihya edilmesiyle ve kadim Konakönü zeytin fidanlarının çoğaltılmasıyla ilgili "ciddi" ve "samimi" kalıcı projelere kapı açabilir. Konakönü'nün duyarlı insan yapısının da etkisiyle "Konakönü Zeytini" hatta “Konakönü Zeytinyağı” adı altında bir zeytin ve yağ markası oluşturulabilir.
Araklı Ormanları Ekonomiye Kazandırılmalıdır
Araklı orman varlığına sadece kereste kaynağı olarak bakmamak gerekir. Araklı’nın yüksek köyleri ve yaylalarındaki bodur bitkilerin orman meyveleri ile aşılanması sağlanarak, Araklı’daki köy ve yayla insanlarına ciddi bir ekonomik kazanç sağlanmalıdır. Bunun yanında ligarba, gibi yöresel endemik türlerin koruma altına alınması gerekmektedir. Bahçecik, Boğalı, Alçakdere ve Aymam sınırlarındaki bodur orman ağaçlarına acilen ekonomik değeri olan orman meyveleri aşılanmalı ve buralarda farklı bir doğal üretim ekonomisi meydana getirilmelidir.
Araklı’yı Bal Üretim Üssü Yapmak
Araklı’nın yüksek rakımlarındaki köy ve yaylalarda balcılığın geliştirilmesi için sık aralıklarla kestane, akasya ve ıhlamur ormanları kurulmalıdır. Bu amaçla Araklı köy ve yaylalarında butik ormanlar meydana getirilmelidir. Yaylalardaki su kaynakları koruma altına alınarak, su kaynaklarının etrafına hiçbir şekilde yapılaşma yapılmasına müsaade edilmemelidir. Özellikle Pazarcık, Erikli, Boğalı, Gezge, Alçakdere, Aymam vadilerindeki yüzlerce çiçeğe sahip alanlar sadece turizm ve bal üretim sahası olmalıdır.
Araklı’yı Balıkçılık Üssü Yapmak
Araklı limanını yüksek ekonomik değeri olan balıkçılık doğrultusunda revize etmek ve tam bir balıkçılık karargahı haline getirmek gerekir. Bazılarının ortaya attığı gibi Araklı limanı, doldurulup sahil parkı yapılacak bir yatırım değildir. Araklı limanı sadece bir keyif mekanı da değildir. Asine tüm Araklılı ve civar balıkçılarının davet edileceği ve bir Doğu Karadeniz balıkçılık üssü haline getirilmesi gereken yerdir. Ordu Perşembe gibi küçücük bir ilçenin nasıl bir balıkçılık üssü haline getirildiği bizzat gözlemlenmelidir. Özellikle Araklı Kalecikli balıkçı esnafının tecrübeleri ve çalışmaları ileri seviyede desteklenmeli ve Kalecikli balıkçıların öncülüğünde Araklı limanı bir balık üretim ve sevkiyat merkezine dönüştürülmelidir. Muhtemel bu gelişmeye bağlı olarak Araklı liman sahasında büyük soğuk hava depolarının inşası gerçekleştirilmelidir.
Araklı’da Proje Okulları Meydana Getirmek
Araklı’daki yüksek kapasiteli gençlerin öğrenim göreceği fen lisesi, imam hatip lisesi ve spor lisesi statüsünde yatılı proje okullarının inşa edilmesi gerekmektedir. Araklı’da proje okulu statüsünde Tarım Meslek Lisesi de kurulmalıdır. Karadere vadisindeki tarım potansiyelinin bir üretim durumuna dönüştürülmesi sırasında ihtiyaç duyulacak ara eleman altyapısı buradan sağlanabilecektir. Proje okulları kurulduktan sonra, etki tepki yaklaşımlarıyla, daha alt kademelerdeki okullar bu sisteme göre yeniden revize edilecek ve daha kaliteli hale getirilecektir.
Araklı’da Bisikleti Alternatif Ulaşım Aracı Yapmak
Nüfusun yoğun olarak yaşadığı Araklı Samayer ile Araklı Küçükdere arasında ve eski Rize karayolu üzerinde güvenli ve konforlu bisiklet yolları inşa edilmelidir. Bisiklet yolları nüfusun az yaşadığı ve bisiklet kullanımının gerekli olmadığı mevkilere yönelik yapmak yerine, ilçe merkezine uzak ama nüfus yoğunluğu fazla olan yerlere yapılmalıdır. Küçükdere-Samayer-Araklı arasında bisiklet turizminin meydana getirilmesi bu açıdan çok önemlidir.
Kalecik ve Samayer Arasını Gurme Merkezi Yapmak
Kalecik Mahallesi ile Samayer sahili arası, Araklı’daki yemek kültürü (gurme) ve özellikle et ve balık mutfağının merkezi haline getirmek gerekir. Mevki, tarihi balıkçılık çabalarından dolayı, hem yerli turizme hem de kaliteli yabancı turiste hizmet verecek balık restoranları ile donatılmalıdır. Astronomik fiyatlar yüzünden Araklı insanının gidemediği ve kullanamadığı özel tesisler, yeni kurulacak tesislerle fiyat noktasında dengelenmelidir. Araklı Belediyesi örnek bir adım atıp, bu mevkide bizzat belediye tarafından işletilen ilk sosyal tesisi kurmalıdır. Böylelikle vatandaşı sahillerin dışına iten pahalı tesis tekelleşmesinin önüne geçilmelidir. Muhtemel tesisler, denize uzanan kısa ahşap iskeleler üzerinde inşa edilerek mevkiye farklı bir mimari form zenginliği de katılabilir.
MEHMET AKİF BAL
Tarihçi-Yazar
Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
09 03 /2024
AK PARTİ'NİN EN İYİ DÖNEMİNDE YAPILMAYAN BUNCA ÖNERİNİN NE KADAR SÜREDE HAYATA GEÇECEĞİNE İNANIYORSUNUZ? BİRDE YETERSİZ YÖNETİCİLERLE ALAKALI YAZI YAZIN HOCAM. BU YAZDIKLARINIZI KARA CAHİLE DESENİZ BİR SOLUKTA SİZE SAYAR AMA NE HİKMETSE YÖNETENLER BU İLLERDEN BİR HABER...
Mehmet Aktaş
14-03-2024 11:19