Seyirci veya Taraftar olmak
Şehrimizin göz bebeği Trabzonspor’umuz Göztepe’ye yenildi gerek sosyal medyada gerekse görsel medyada fırtınalar koparıldı. Oysa aynı Göztepe ilk maçta neredeyse Feneri de yenecekti
50. yılda şampiyonluk parolası ile lige galibiyetle başlayınca methiyeler dizenler bugün Ersun Yanal’a, Başkana ve de yönetime ağıza alınmayacak hakaretler ediyorlar. Bu nasıl takımı sahiplenmektir? Bu nasıl ahlaktır? Bu nasıl bir bakıştır? Hayretle takip ediyorum. Allah aşkına bu nasıl taraftarlıktır? Taraftar demek iyi ve kötü günde takımına sahip çıkandır. Seyirci sadece iyi günde kendini gösterir. Biz gerçek taraftarlarla şampiyonluğa yürüyeceğiz. Bir tökezlemede bu kadar şiddetli eleştiri sınırını aşan ve hakarete tavırlar olur mu?
Diyelim ki Ersun hoca bıraktı kim gelecek? Transferleri yapan kim? Yeni gelecek hoca transferleri ben yapmadım diyecek, diyecek te diyecek. Biz bölgemize has aceleciliğimizden kaybetmedik mi? Bu tarz acelecilik taraftarlığa yakışmaz; derseniz ki biz seyirciyiz o zaman Trabzonspor’un sadece iyi gün dostu seyircilerle işi olmamalı.
Eleştirenlere bakıyorum çoğu Trabzonspor’dan çıkarı olanlardır. Hami hoca, Ersun Yanal’ı eleştiriyor. Kardeşim senin başarın nedir? Şimdiye kadar futbolculuk dışında teknik adamlıkta neyi başardın? Bir başka hoca transferleri eleştiriyor. Herkesin bir Teknik direktör adayı var. Bırakalım bu işleri takıma destek olalım.
Kupamız çalındı yıllardır birlik beraberlik sağlayamadık. Bir maç yenildik fırtınalar kopardık. Devam edin böyle bu tavırlarla şampiyonluk göremeyiz bu böyle biline. Başka Trabzonspor yok.
Sonuç olarak taraftar olmayıp sadece iyi gün dostu seyircilik ve de parçalanmışlık İstanbul takımlarının işine geliyor. Trabzonspor taraftarları 4. Haftayı bir temiz sayfa olarak görüp vefalı taraftar kimliğine tekrar bürünmeli. Yoksa şampiyonluk bu parçalanmışlıkla hayal.
Bu vesileyle Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar, sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.