TRABZON ARAKLI-BAYBURT SALMANKAŞ YOLU BEHEMAHAL BİTİRİLMELİDİR.
Trabzon Araklı-Bayburt Salmankaş yolunun başladığını haber aldık. Sevindik. Böylesi güzel bir adımla birlikte, konuyla ilgili birkaç hususu konuya duyarlı insanımızla paylaşmak isterim. Diğer taraftan, güzelliklere vesile olacak bu yolda çalışmayı başlatan Karayolları Genel Müdürlüğüne, Trabzon Bölge Müdürlüğündeki kıymetli personeline ve yapımı üstlenen ilgili firmaya da kolaylıklar diliyorum. Bilmeliler ki Araklı için yapacakları her kalıcı, esaslı, konforlu ve anlamlı iş onlara mesleki madalya olacaktır. Hatta daha da ileri götürürsek, tarihe geçeceklerdir.
Karadere Yolu Niçin Yapılmalıdır?
Mevcut Araklı Karadere yolunun problemli hali yüzünden uzun yıllardan beri büyük can ve mal kayıpları yaşanıyor. Yolun geri kalmış durumu, yakıt ve zaman sarfiyatında büyük problemlere yol açıyor. Yolda kontrol yok. Araklı'ya kimin girdiği ve çıktığı belli değil. Ne taşındığı görülemiyor. Yolun yapılmaması, genel anlamda Araklı'nın istikbalini karartıyor. "Yol"suzluk, Araklı'nın yatırımlarına engel oluyor. Karadere-Salmankaş yolu yapılırsa Araklı'da çok şey değişecek. Bundan emin olmak lazım. İlçemiz, güney kuzey yönünde kritik bir geçiş yeri olacak. Kısacası bu yolun her koşulda ve acilen Salmankaş'a bağlanması gerekiyor.
Başbakan iken Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptırıp bitirdiği ve hizmete açtığı Salmankaş tünellerinin Bayburt tarafı yıllar önce bitirildi ama ne hikmetse Araklı-Salmankaş kesimi, Recep Tayyip Erdoğan'ın getirdiği noktadan bir milim öteye götürülemedi. Yolun yapılmasına dair tüm sözler ve teşebbüsler ise, az beğeni alan birer sosyal medya karesi olarak kaldı. Tabi buna ne sebep oldu, hangi türlü türlü meseleler etki etti, yola gelen kaynaklar başka tarafa/ilçelere mi aktarıldı veya Araklı’ya en iyi yatırım bir çöplük tesisidir (!) denilip meselenin üstü mü kapatıldı bilemiyoruz. Elbette bir gün öğrenilir bu meseleler. Çünkü kamu adına atılan hiç bir adımın akıbeti gizli kalmıyor. Ama bizim şimdiki en önemli meselemiz olmuşla ölmüşü konuşmak değil, bir an evvel Araklı-Salmankaş arasında yapılacak konforlu bir yola kavuşmak. Daha sonrasında ise, “Yol”suzluğu Araklı’nın gündeminden ivedilikle çıkarıp, Araklı’yı hem Trabzon’a hem de ülkemize yüksek katmadeğer sağlayacak bir yerleşim ve üretim yeri haline getirmek.
Karadere-Salmankaş Yolunda Nelere Dikkat Edilmelidir?
Bugünlerde Karadere yolunun başladığı ifade edilmiştir. Yapılacak kısım ise ilk planda 10 kilometre olacaktır. Bu şekilde yol ancak Purnak köyünün Karadere vadisine sınır kesimine kadar uzanacak. Lakin bilinmeli ki bu yol öyle 10 kilometre ile sınırlı kalacak bir güzergah değildir. Asla değildir. Çünkü, esaslı ve insana yakışır bir yola kavuşması gereken Araklı ile Bayburt Salmankaş tünelleri arasındaki mesafe 60 kilometredir. Bu sebeple, Araklı insanının bu 10 kilometrelik yol yatırımı karşısında oynayacak, göbek atacak durumu da yoktur. Araklı insanının hak ettiği konu, bu yolun çift gidiş olması ve Araklı-Salmankaş tünelleri arasındaki 60 kilometrelik güzergahın acilen bitirilmesidir. Yolun ilk projesinde vaad edildiği gibi, Tilkibeli-Pazarcık mevkilerinin de tünellerle geçilmesi gerekmektedir. Nitekim Araklı insanı; bir Çaykara, Akçaabat, Tonya insanı gibi yatırımlarda adalet görmeyi ve bu doğrultuda konforlu bir yola kavuşmayı hak etmektedir. Bilinmeli ki, Araklı, Trabzon’un ilçesidir hatta Trabzon’a her türlü katmadeğeri sağlayan üçüncü büyük ilçesidir. Araklı’ya dair adımlar atılırken bu beşeri gerçek unutulmamalıdır. Böyle bir gerçeği Araklı’yı yönetenler de, Araklı insanı da unutmamalıdır.
Ama Araklı insanı, kamuoyu, basını, yolun yapımına dair adımı yine iyi bir başlangıç olarak görüp, ısrarla takip etmelidir. Gerekli toplumsal talebi en yüksek perdeden ifade etmeli ve bu yolu ilerleyen süreçte çift gidiş gelişe ve tünellerle ilerleyen bir yola çevirtmelidir. Bu yolun yapılmasının ve bitirilmesinin, Araklı insanının ısrarından başka yolu yoktur. Araklı’ya başka kimseden de fayda gelmeyecektir. Çünkü çoğu yetkili isim, kendi ilçesinin derdindedir! Bu nedenle Araklı insanı, kendi geleceğine giden bu yolda önemli bir kilometre taşı olan Araklı-Bayburt yolunun peşini asla bırakmamalıdır. Araklı'nın kanaat önderleri bu işin üzerinde durmalıdır. Araklı STK'ları artık sesini çıkarıp işin peşini bırakmamalıdır. Biz de peşini bırakmayacağız. Siyaset ve bürokrasi ise Araklı’daki hassasiyeti dikkate almalıdır. Yoksa bu yolda yaşanmış ve muhtemelen yaşanacak tüm can ve mal kaybının günahı ve vebali, bu yol üzerinde yerelden alicengiz oyunları oynayan “kasaba zihniyetlilerin” ve bu zihniyete dur demeyenlerin boynunadır. Ama şimdilerde eksikleri olsa da yola yine de bir iyi başlangıç yapılmıştır. Bu noktadan hareketle hem genel hem de yerel seçim süreçleri Araklı için çok iyi değerlendirilmelidir. Tabi bu süreci Araklı için kimin en iyi şekilde değerlendirmesi ve meselenin peşinden koşturması gerektiği de, bu tür konuların çözümünü bilenlerin malumudur.
Sonuç olarak şunu ifade etmeliyiz ki Araklı’nın; başına musallat edilen Taşönü’ndeki çöplük problemi gibi, esaslı bir şekilde yapılamamış ve bir ölüm yoluna dönmüş Karadere-Bayburt yolu gibi, elinden alınan turizm bölgeleri gibi, doğa harikası Turup’ta bir türlü yapılamayan turizm yatırımları gibi, ilçe içinde bir türlü gerçekleştirilemeyen kentsel dönüşüm problemleri gibi, Karadere vadisindeki tarım alanlarına yönelik yüksek tarım projeleri gibi, Araklı’nın tarihi yapılarına yönelik restorasyon eksikleri gibi, ilçenin mahalle yollarındaki bu çağa yakışmayan bakımsızlıklar gibi çok ciddi konular, Araklı kamuoyunun beklentileri doğrultusunda çözülememiştir. Bu tür yatırımlarda ve icraatlarda hassas olan Ankara’ya rağmen! İnanıyoruz ve bir daha söylüyoruz ki, Araklı ve Araklı insanı kimsenin ihmal edeceği bir ilçe değildir. Dolayısıyla, Araklı’nın tüm kademeleriyle ve tüm renkleriyle dimdik durması ve hakkını koparıp alması gerekiyor. Böylesi bir cesur yaklaşım, kimseyi siyasette kötü yapmaz. Aksine siyasette Araklı’nın merhum Yılmaz Çebi gibi dik duran, sözü dinlenen, itibar edilen, Araklı’ya itibar kazandıran bir insanı olursunuz. Araklı halkının gönlünde taht kurarsınız.
Her şeye rağmen cin şişeden çıkmıştır artık. Onu tekrar şişeye sokmaya yani Araklı'yı görmezden gelip baskılamaya çalışan ayrımcı, ötekileştirici, sırf kendi ilçesine yontan 'kasaba zihniyetlilere", Araklı’nın canını yakma konusunda müsaade etmemeliyiz. Araklı, Trabzon’un genel imkanlarından hak ettiğini almalıdır. Çünkü Araklı, Trabzon’a değer katan bir ilçedir. Araklı’ya sahip çıkmak bu sebeple Trabzon’a sahip çıkmak, Trabzon’un vizyonuna ve misyonuna katkı vermek demektir. Bunun için de Araklı meselesine evvela vizyoner bakabilme ufkuna ve misyonuna sahip olmak gerekmektedir.
Mehmet Akif Bal / Tarihçi-Yazar
Yorum Yazın