Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Karneler alındı. Sevinenler var, üzülenler var. Sınava girenler var, sınava girmeyi bekleyenler var. Allah sınava giren ve girecek olan tüm öğrencilerimizin gönüllerine göre versin diyorum. Sınav ile hemhal olmayan çocuklarımız ise yaz tatilinin keyfini çıkarmaya başladılar çoktan.
Öğrencilerimize yaz tatilinde ne yapacaklarını sorduğumuzda cevaplar genel itibarıyla gezmek, tozmak, oynamak ve eğlenmek üzerine oluyor. “Bundan daha doğal ne olabilir hocam, adı üstünde tatil” diye düşünenler olabilir. Bu düşünceye bir nebze katılmakla birlikte olayın bundan ibaret olmadığına inananlardanım.
Elbette gezecekler, tozacaklar, oynayacaklar, eğlenecekler lakin bunların tamamı ölçülü olmalı bana göre. Okullar kapalı da olsa eğitim ve öğrenme devam ediyor. Özellikle sene boyunca edinilen bilgilerin muhafaza edilebilmesi adına öğrenme faaliyetlerinden çok uzaklaşmamak gerekiyor. Bunun birinci sorumlusunun da veliler olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle “Veliler dikkat! Yaz tatili geldi” diyorum. Sene boyunca okula devam eden çocuklarımızın sınavları bitti, şimdi velilerimizin imtihanı başlıyor. Bu imtihan da çocuklarımızın yaz tatilini çocukların geleceklerine katkı sağlayacak şekilde değerlendirme imtihanıdır.
Peki, yaz tatili nasıl değerlendirilir? Elbette bu konuda her ailenin bir düşüncesi, planı ve programı mevcuttur. Ben, velilerimizin çocuklarını yaz kuran kurslarına göndererek tatili değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani müslümanım diyen aile, yaz tatilinin merkezine “Kuran Eğitimi”ni koymalı bana göre. Aslında çocuklarımızın senenin her gününde vakit ayırmaları gerektiğine inandığım bir eğitimin yaz tatiline sıkıştırılmasına karşı olsam da, hiç olmamasından iyidir diyerek değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Sene boyunca okul derslerinin yoğunluğundan fırsat olmadığı gerekçesiyle ötelediğimiz bu eğitimleri, çocuklarımıza böyle bir imkânın doğduğu yaz dönemlerinde de vermezsek vebalinin ağır olacağını düşünüyorum. Çünkü bu eğitim çocukların velileri üzerindeki haklarından en önemlisi. Ya kişinin kendisi bu eğitimi hakkıyla verecek, kendisi veremiyorsa bu eğitimin verildiği yerlere çocuklarını yönlendirerek bu eğitimi almalarını sağlayacak. Bu konuda ihmalkâr davranamayız. Eğitimde kritik dönem diye bir kavram vardır. Yani bazı bilgi ve beceriler bazı dönemlerde kazanılmadığı takdirde daha sonra kazanılmaları çok zor olur. Bu dini eğitimlerin de kritik dönemi çocuklarımızın öğrencilik yıllarıdır. Hayat mücadelesinin içerisine girdikten sonra çoğu insan böyle bir uğraşın peşinde olmuyor, olamıyor. Çevremiz, dinini yaz dönemlerinde almış olduğu eğitimler ile yaşama durumunda olan kişilerle dolu. Eğer bunu da yapmazsak iş nereye varır bilemiyorum. Zira Rabbimiz yüce kitabımızda bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağını ifade ediyor. Bu nedenle bilmek ve de bildirmek mecburiyetindeyiz.
Birinci sınıfı bitirdiğimin yazında annemin elimden tutarak camiye götürdüğünü hiç unutmuyorum. İlk başlarda kaçma eğiliminde de olsam anne ve babamın kararlılığı neticesinde devam etmek durumunda kaldım. Ve bu her sene bu şekilde devam etti. Hatta bu maksatla yatılı kaldığım da oldu. Çok bir şey bildiğim söylenemez lakin bugün inandığımı iddia ettiğim dinim konusunda ne biliyorsam, anne ve babamın bu kararlı duruşu sayesindedir. Her zaman duacıları olurum, her zaman hayırla anarım.
Çocukları tarafından her zaman hayır ve dua ile hatırlanmayı arzu eden velilerimizin de bu yaz dönemlerini fırsat bilmelerini bir kardeşleri olarak tavsiye ederim. Bu dönemi iyi değerlendirelim ve çocuklarımızın bu ilimlerle mücehhez şekilde yetişmelerine vesile olalım. Çocuklarımız hem bizim, hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği demek. Geleceğimizi sahipsiz bırakmayalım.
Selam ve muhabbetle…
">
Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Karneler alındı. Sevinenler var, üzülenler var. Sınava girenler var, sınava girmeyi bekleyenler var. Allah sınava giren ve girecek olan tüm öğrencilerimizin gönüllerine göre versin diyorum. Sınav ile hemhal olmayan çocuklarımız ise yaz tatilinin keyfini çıkarmaya başladılar çoktan.
Öğrencilerimize yaz tatilinde ne yapacaklarını sorduğumuzda cevaplar genel itibarıyla gezmek, tozmak, oynamak ve eğlenmek üzerine oluyor. “Bundan daha doğal ne olabilir hocam, adı üstünde tatil” diye düşünenler olabilir. Bu düşünceye bir nebze katılmakla birlikte olayın bundan ibaret olmadığına inananlardanım.
Elbette gezecekler, tozacaklar, oynayacaklar, eğlenecekler lakin bunların tamamı ölçülü olmalı bana göre. Okullar kapalı da olsa eğitim ve öğrenme devam ediyor. Özellikle sene boyunca edinilen bilgilerin muhafaza edilebilmesi adına öğrenme faaliyetlerinden çok uzaklaşmamak gerekiyor. Bunun birinci sorumlusunun da veliler olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle “Veliler dikkat! Yaz tatili geldi” diyorum. Sene boyunca okula devam eden çocuklarımızın sınavları bitti, şimdi velilerimizin imtihanı başlıyor. Bu imtihan da çocuklarımızın yaz tatilini çocukların geleceklerine katkı sağlayacak şekilde değerlendirme imtihanıdır.
Peki, yaz tatili nasıl değerlendirilir? Elbette bu konuda her ailenin bir düşüncesi, planı ve programı mevcuttur. Ben, velilerimizin çocuklarını yaz kuran kurslarına göndererek tatili değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani müslümanım diyen aile, yaz tatilinin merkezine “Kuran Eğitimi”ni koymalı bana göre. Aslında çocuklarımızın senenin her gününde vakit ayırmaları gerektiğine inandığım bir eğitimin yaz tatiline sıkıştırılmasına karşı olsam da, hiç olmamasından iyidir diyerek değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Sene boyunca okul derslerinin yoğunluğundan fırsat olmadığı gerekçesiyle ötelediğimiz bu eğitimleri, çocuklarımıza böyle bir imkânın doğduğu yaz dönemlerinde de vermezsek vebalinin ağır olacağını düşünüyorum. Çünkü bu eğitim çocukların velileri üzerindeki haklarından en önemlisi. Ya kişinin kendisi bu eğitimi hakkıyla verecek, kendisi veremiyorsa bu eğitimin verildiği yerlere çocuklarını yönlendirerek bu eğitimi almalarını sağlayacak. Bu konuda ihmalkâr davranamayız. Eğitimde kritik dönem diye bir kavram vardır. Yani bazı bilgi ve beceriler bazı dönemlerde kazanılmadığı takdirde daha sonra kazanılmaları çok zor olur. Bu dini eğitimlerin de kritik dönemi çocuklarımızın öğrencilik yıllarıdır. Hayat mücadelesinin içerisine girdikten sonra çoğu insan böyle bir uğraşın peşinde olmuyor, olamıyor. Çevremiz, dinini yaz dönemlerinde almış olduğu eğitimler ile yaşama durumunda olan kişilerle dolu. Eğer bunu da yapmazsak iş nereye varır bilemiyorum. Zira Rabbimiz yüce kitabımızda bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağını ifade ediyor. Bu nedenle bilmek ve de bildirmek mecburiyetindeyiz.
Birinci sınıfı bitirdiğimin yazında annemin elimden tutarak camiye götürdüğünü hiç unutmuyorum. İlk başlarda kaçma eğiliminde de olsam anne ve babamın kararlılığı neticesinde devam etmek durumunda kaldım. Ve bu her sene bu şekilde devam etti. Hatta bu maksatla yatılı kaldığım da oldu. Çok bir şey bildiğim söylenemez lakin bugün inandığımı iddia ettiğim dinim konusunda ne biliyorsam, anne ve babamın bu kararlı duruşu sayesindedir. Her zaman duacıları olurum, her zaman hayırla anarım.
Çocukları tarafından her zaman hayır ve dua ile hatırlanmayı arzu eden velilerimizin de bu yaz dönemlerini fırsat bilmelerini bir kardeşleri olarak tavsiye ederim. Bu dönemi iyi değerlendirelim ve çocuklarımızın bu ilimlerle mücehhez şekilde yetişmelerine vesile olalım. Çocuklarımız hem bizim, hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği demek. Geleceğimizi sahipsiz bırakmayalım.
Selam ve muhabbetle…